elva

777 146 79
                                    

[Ghostly Kisses - Empty Note]

Siren sesleri her yerdeydi. Uğuldayan kulakları bile bastıramadı sesi. Ne olduğunu düşündü. Ne yaptığını düşündü. Bulamadı. Her yer bulanıktı. Hiç olmadığı kadar bulanık.

Işıklar belirdi her yerde. Kırmızı ve mavi ışıklar her yerdeydi. Geçmişe götürdü onu. Gözlerini kapattı. İşe yaramadı. Görüntü daha da netti önünde.

Kulaklarını kapattı sıkıca. Çığlık attı tüm gücüyle. Sarsılarak ağlarken çığlık attı. Siren seslerine karıştı çığlığı. Kapı çaldı büyük güçle. Açamadı. Tek yaptığı çığlık atmaya devam etmekti. Kırılan kapı sesini duydu, kapıdaki polisleri gördü, devamı karanlık ve sessizlik.

+×+

Gözlerini büyük acıyla açtı. Tüm vücudu ağrıyor ve gözünü açar açmaz çalışmaya başlayan beyni zonkluyordu. Gözlerinin önündeki parlak beyaz tavan onu şaşırtmıştı. Evi gri duvarlarla çevriliydi onun.

Olduğu yerde doğruldu ve etrafına baktı. Her yer beyaz ve boştu. Kendine baktı. Beyaz bir yatak üzerinde beyaz bir elbise ile duruyordu. Ne olduğunu anlamaya çalıştı lakin anlayamadım.

Kalkıp odada gezindi. Zaten küçük olan odada hiçbir şey yoktu. Geri döndü yatağa. Oturdu ve sırtını duvara yasladı. Bacaklarını kendine çekti ve olabildiğince sıkı sarıldı. Nefesi kesildi biraz ama pek de umrumda değildi. Tek istediği bu cehennemden çıkmaktı.

Gözünü kapattıkça o belirdi karanlıkta. Gülen gözlerini korku alıyordu. Gülen dudakları titriyordu. Güzel sesi adını seslenmek yerine çığlık atıyordu. Korktu kendinden. Nefret etti kendinden. Çırpınışlarını düşündü. Yalvarışlarını.

"Taehyun hyung yalva-yalvarırım dur."

Acı verici nefesleri geldi aklına. Kulaklarını kapattı ama işe yaramadı. Hala bağırıyordu acı içinde. Dilini kesmek istedi... Ses tellerini koparmak... Kulaklarındaki elleri ile vurdu kafasına. Olabildiğince sert vurdu. Durdurmak istedi düşüncelerini. Yapamazdı.

"Yah! Ziyaretçin var."

Kapıya gelen kadına baktı. Tanıdı onu. Yaşlanmıştı. Yıllar önce geldiğinde 'deli hastanesi'ndeki bakıcısıydı. Yine oydu demek ki.

Kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Kapıdaki kadın iğne çıkardı ve kolunu uzatmasını bekledi. Kolunu uzattı Taehyun. İğne acıtmamıştı bile. Büyük ihtimalle bir önceki iğnenin etkisi geçmemişti çünkü.

Kadını takip etti çıplak ayaklarıyla. Etrafına baktı. Hiç değişmemişti. Sadece kişiler farklıydı. Gittiği koridorda duvar kenarında kusan bir hasta gördü. Yanından zorla zapt edilen biri sürüklendi. Biraz daha ilerleyince diğer 'delilerden' dayak yiyen bir başka 'deli' gördü. Kimse müdahale etmedi.

Sonunda ulaşmışlardı. Yani Taehyun öyle sanıyordu çünkü kadın durmuştu. Mavi bir kapıyı açtı. Taehyun'u tutarak içeri girdi. Kafasını yerden kaldırmayan Taehyun biraz önceki sesinin tersine oldukça mutlu sesle konuşan kadını dinledi.

"Hoşgeldiniz efendim~. Taehyun sizi göreceğini duyunca çok mutlu oldu~. Hadi otur şöyle~."

Gösterilen sandalyeye oturdu. Kafası yere eğikti. Kimse konuşmadı. Herkes sessizdi. İçeride kaç kişi olduklarını bile bilmiyordu Taehyun. Yine aklına çığlıklar gelmişti. Sessiz ortam olduğunda tek duyduğu o çığlıklardı.

"Dahya ne kaday şeşşiz duycaz?"

+×+

Ehe yazacağım bir şey yok ehe

just a daisy - taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin