11 Aralık 1996
12.06"Yapma diyorum Draco, yakalanacağız..."
Sezonun ilk Quidditch maçı öncesinde yalnız kalmak için fırsat kollayan ikili, diğer oyuncular odadan çıkar çıkmaz birlikte hazırlanmaya başlamışlardı. Sarışın olan, reddedilmenin verdiği sıkıntıyla kuzgun saçlıdan ayrılırken dudaklarını bükmeyi ihmal etmemişti. Bilmediği tek şey, yakalanma ihtimallerinin Harry'nin aklındaki son şey bile olmadığıydı. Sevgilisinin ateş gibi yanan çıplak göğüsünü sırtında hissetmek, böyle giderse, Harry için zaman kaybına sebep olacaktı.
Bir tuvalet ziyareti olarak.
Ve Harry aklının tamamen maçta olmasını istiyordu. Evet, Draco'yu seviyordu. Yine evet, birlikte oldukları ilk günden beri onu deli gibi arzuluyordu. Ama Quidditch maçında bir Slytherin'e yenilmeyi Gryffindor gururuna asla yediremezdi. Rakip arayıcı ne kadar iyi görünüyor olursa olsun.
"Yapma..." dedi Harry gülümseyerek. "Gece ihtiyaç odasında buluşacağız zaten. Birazdan maça çıkacağız."
Draco trip atmayı kesip gülümseyerek onayladı. "Biliyorum ama maçtan sonra artık herkes öğrenecek. Gizli saklı oynaşabilmek için son dakikalarımız."
"Çok yaramazsın." dedi Harry gözlerini kısarak. Draco da gülümseyerek Slytherin işlemeli kazağını üzerine geçirdi.
Harry kapıdan çıkmak üzereyken Draco onu kolundan tuttuğu gibi kendisine çekti. Draco'nun göğüsüne çarpıp duran Harry, dudaklarının üzerine konan kuş gibi öpücükle ikinci şokunu yaşamıştı. Draco ise sevimli sevimli sırıtıyordu. "Şans öpücüğü vereyim dedim." Harry gözlerini devirerek sarışının kalçasını sıkıştırdığında Draco gıdıklandığı için kıkırdayarak birkaç adımla ondan kaçtı.
"Sen bana vermeyeceksin yani?" diye soran sarışın, Harry'nin kahkaha atmasına sebep oldu. "Yok sana öpücük, az öncekiyle yeterince şans almışsındır."
"İyi..." diye söylenmeye çalıştı Draco. Yine de pek başarılı olamadı çünkü mutluluktan gözleri parlıyordu. Harry, sevgilisinin buğulu gri gözlerinde kendisi için yanan ateşi görebiliyordu. Kendi gülümsemesini zar zor bastırıp önüne döndü. İnsanların olduğu yere yaklaştıkları için ondan hızlı adımlarla uzaklaşmıştı.
"Dostum, nerde kaldın?" diye sordu Ron başını yana eğerek. Harry ifadesiz tutmaya çalıştığı suratıyla omuz silkti. Maçtan sonra zaten öğreneceklerdi ama bu kadar büyük bir haberi şimdiden verirse şaşkınlıktan bütün takımın motivasyonunu düşürebileceğini düşünmüştü.
Takımda o kadar çok Weasley vardı ki Harry'nin yine gözleri yorulmuştu. Son senelerinde sınıfta kalan ikizler, Ginny ve Ron'un dışında zaten takımda oynayabilecek üç oyuncu kalıyordu. Bunlardan biri de Harry'di. Yüz yılın en iyi arayıcısı.
Göz ucuyla karşı takıma baktı. Zümrüt yeşili kıyafetlerinin içindeki Slytherin takımı yine etnik açıdan rengarenkti ama onun gözü tabii ki bir tanecik sarışına gitmişti. Onun baktığı sırada Draco, Blaise'le şakalaşıyordu. Keyifli olduğu her halinden belliydi. Sarışının kahkahasını izleyen koyu tenli büyücü de bu duruma oldukça şaşırmış gibi duruyordu.
Sonunda maç başlamıştı. Altın Snitch, maç başladıktan on beş dakika sonra salındığı için arayıcılar sahanın tepesinde karşı karşıya bekliyorlardı. Draco, Harry'e ışıltılı bir gülümseme sunduğunda Harry de hemen karşılık verdi. Sarışın olanın gözleri bir anlığına Harry'nin arkasındaki bir yere takıldı. Harry bununla bir Altın Snitch'in salındığını fark ederek arkasını döndü.
İkisi birden küçük parlak topu kovalarken Harry, Snitch'in bugün her zamankinden daha hızlı ve oyunbaz olduğunu fark etmişti. Anlaşılan uzun bir maç olacaktı.
Onlar Altın Snitch peşindeyken aralarına giren Quaffle'la sahanın iki ayrı tarafına ayrıldılar. Harry anlamsız bakışlarını Ginny'e attığında kızın özür diler bir şekilde baktığını gördü. Tam önüne dönüyordu ki Slytherin vurucularından birinin yolladığı Bludger'ın sert bir şekilde ikizlere doğru gittiğini gördü.
Uzaktan hangisinin olduğunu seçemedi ama biri, kolunu geriye kadar çekip Bludger'ı inanılmaz bir hızla sahanın karşı tarafına doğru gönderdi. Harry'nin o anda kalbi sıkıştı. Gözlerini toptan çekip Draco'yu en son gördüğü yere baktı ve o anı Harry, eğer yapabilseydi, hafızasından sonsuza dek silerdi. Ama yapamazdı.
Şu saniyeden sonra hiçbir şey yapamazdı.
"Draco!" diye bağırdı Blaise gözleri sonuna kadar açılırken ama o da aynı Harry gibi çok geç kalmıştı.
Otuz santim çapındaki siyah demir top, Draco'nun kafasının arkasına doğrudan çarptığı an sarışın süpürgesinden düştü. Harry aşağıda oynanılan maça da, uçuşan toplara da aldırış etmeden hızla yere doğru pike yaptı. Draco'yu, yere düşmesine birkaç saniye kala yakaladı.
Maç durmuş, seyirciler ayağa kalkmıştı. Dumbledore, Snape ve McGonagall hızla merdivenlere yönelirken Harry hiçbirini ne görüyor, ne de görüyordu. Gözleri, sevgilisinin kendisininkilere diktiği gri gözlerine sabitlenmişti.
"Draco..." dedi Harry nefesi kesilmiş gibi. Sevgilisi uyanıktı, onunlaydı ama yıldız tozunu andıran saçları, başındaki derin oyuktan akan kanla kıpkırmızı olmuştu. Gri gözlerinde korkuyu gördü Harry. Ölmekten korkuyordu. Belki de, onun önünde ölmekten korkuyordu.
"Korkma, korkma sevgilim..." diye inledi Harry çocuğun yüzünü okşarken. Aklını kaybetmek üzere olduğuna neredeyse emindi. "Yardım geliyor, hiçbir şey olmayacak... Hem bak, herkes bizi görüyor..." Eğilip sarışının alnını öptü. "Bak, herkes görüyor..."
"Ha..Har..."
"Şşt..." diye fısıldadı Harry. Deli gibi titriyor, göz yaşlarını sevgilisinin kağıt beyazı yüzüne döküyordu. Çocuğu yanaklarından tuttuğu gibi tekrar eğildi. Dudaklarına uzun bir öpücük kondurup geri çekildi, ağzına gelen demir tadını görmezden gelmeyi çok istedi.
"Bak, Draco, herkes bize bakıyor..."
Draco, Harry'nin bu dediğini anlamıştı. Harry bundan emindi çünkü güzel yüzüne huzurlu bir gülümseme oturmuştu. Profesör'lerin yanlarına gelmesine birkaç saniye kala, Draco gözlerini kapattı. Kirpiklerinin arasından süzülen bir damla yaş Harry'nin eline düştü.
Kuzgun saçlı genç, bilinci kapanmadan hemen önce, kafasının sevgilisinin göğüsüne düştüğünü hissetti. Onun zayıf kalp atışları arasında da gözleri kapandı.
Oy vermeyi unutmayın:(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
why'd you only call me when you're high? || Drarry Texting
Fanfiction[Tamamlandı] Malfoy'dan 27 cevapsız arama Evet, açıklama bu kadar. •Bu Harry Potter evreninden bir Drarry hikayesidir. Birkaç bölüm hariç bütün bölümler yazışmadan oluşmaktadır. •Arctic Monkeys'in Why'd You Only Call Me When You're High şarkısından...