Düello

94 8 5
                                    

Sonraki iki gün olaysız geçti, herkesin gruplar halinde dolaşması biraz olsun işine gelmişti. Kütüphaneden buldukları kitaplardan hiçbir çare yoktu, aklı silinmiş olsa bile ne geri getirecek iksiri bulabiliyorlardı, ne de büyüyü.

Sabah ışıklarının gölden süzülerek penceresini aydınlatmasıyla yataktan kalktı ve formasını giydi. Sandığın üzerinde duran Tılsım'ı boynuna taktıktan sonra çantasından Güçlü Büyücülerinden Etkili Büyüler (Kylie Merl) kitabını aldı ve kapıya yöneldi.

Ortak Salona indiğinde hiçkimsenin henüz kalkmadığını fark etti, şöminenin karşısına geçti, yeşil deri koltuğa oturdu ve kitabını dizlerinin üstüne yerleştirdi.

"Bu gün erkencisin." diye soğuk bir ses duydu arkasından.

Arkasını döndüğünde Tom'u görmüştü, onaylar anlamda kafasını salladı, "evet, pek uyuyamadım. Sen neden ayaktasın?" diye sordu.

Tom elindeki asasını cübbesine sıkıştırdı ve Katherine'in yanına geldi, bir süre Katherine'in elindeki kitaba baktı ama sonra yanına oturdu.
"Ben erken kalkarım. O kitap ne?" diye sordu.

Katherine derin bir nefes aldı ve boynunu çıtlattı.

"Bu kitapta bulmayı umduğum şey bir zihin iksiri." dediğinde Tom anlamsızca gözlerini araladı.

Katherine gülerek, "eğer düşündüğün şey iki gün önce kuyunun orada yaşadığımız şey ise, evet. Birbirimizi kandırmayalım Tom, o gün kuyunun orada ne olduğunu bilmiyorum ama," dedi ve kitabı sağına koydu. "Aklımı bir şekilde senin karıştırdığına eminim."

Tom tek kaşını yukarı kaldırdı ve ellerini arkasında bağladı, "madem bu kadar eminsin, neden arkadaşlarına ya da Profesör Dumbledore'a gidip bunu söylemedin? Neden susmayı tercih ettin?" diye sordu.

Katherine, "birincisi, bundan her ne kadar emin olsam da elimde bir kanıt yok. İkincisi, bunu neden yaptığını hatırlamadan kimseye söylemeye niyetim yok." dedi ve ayağa kalktı.

Tom Katherine'e inceler gözlerle bakmayı sürdürürken, "ne istiyorsun Katherine?" diye sorduğunda Katherine gülmemek için dudaklarını ısırmaya başladı.
"Bu kadar soru yeter bence, hem ne demişker; çok merak başa bela getirir." dedi ve derin bir nefes aldı, "ama endişelenme, bunun sebebini hatırladığım anda - başın çok ağrıyacak." dedi.

Tom onaylar anlamda kafasını salladı ve eğri gülünsemesini bozmadan Katherine'e yaklaştı, "beni tehtid mi ediyorsun?" dediğinde Katherine de inatla ona yaklaştı - artık aralarında iki santimlik bir boşluk vardı.

"Nasıl istersen öyle algılayabilirsin Tom, ama - bulaşmaman gereken birine bulaştın. Ben bu işin peşini kolay kolay bırakcak birisi değilim, ama sana söz verebilirim - aklımı sildiğine pişman olacaksın." dedi.

Tom onaylar anlamda kafasını salladı ve Katherine'in kulağına eğildi, "bu nasıl olacak? Beni bir kere yenemedin, bu kitap ise işine yaramayacak - bunu sende biliyorsun Katherine." dediğinde Katherine sinsice gülümsedi ve kurumuş dudaklarını diliyle ıslattı.

Kafasını kaldırdı ve derin bir nefes aldı, "beni fazlasıyla hafife alıyorsun Tom - ama yakında kendine çok yanlış bir düşman seçtiğini anlayacaksın. Her büyü bir şekilde bozulabilir ne de olsa, değil mi?" dedi, gözlerini kısmış Tom'a bakıyordu, kulağına yaklaştı, "anladın sen." dedi ve samimiyetsizce gülümseyip kanepeye oturdu.

Kısa süre sonra herkes yavaş yavaş ortak salona inmişti, artık salonda esnemelerden, fısıltılardan ve şöminedeki ateşin hışırtılarından başka bir şey duyulmuyordu.

Katherine, Narcissa ve Andromeda ile şöminenin başında oturmuş Profesör Jane Hale'in taşlaştırılması ile ilgili konuşuyorlardı.

"Katherine, bizim ilk dersimiz Aritmansi. Profesör Jane hala taşlaştırılmış olduğuna göre nasıl ders işleyeceğiz?" diye sordu Andromeda.

Katherine Aşkın LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin