Aynanın karşısında bilmem kaçıncı kez yaptığım kombinimi incelerken, Yoongi'nin fikirlerini alıyordum. Kıyafetlerimi seviyordum ve giyinmesini bilen biriydim. Fakat Jimin ile buluşacaktım ve ben bir türlü karar veremiyordum.
"Sence bu nasıl?" diye sorduğumda, bakışlarını kıyafetlerime çevirmiş ve burun kıvırmıştı.
"Az önceki en iyisiydi."
Oflayarak kıyafetlerimi hızlıca çıkardım. Yatağın üzerindeki siyah kotu ve siyah boğazlı kazağımı üzerime geçirdim. Siyah her zaman hayat kurtarırdı.
Hwasa elindeki tepsiyle girdiğinde tebessüm ettim. Hwasa da Yoongi gibi en yakın arkadaşımdı. Zaten her zaman üçlü takılırdık. Eşcinsel olduğu için ona zorbalık yapan bir gruptan kurtardığımız bir gün tanışmıştık Hwasa ile. O günden beri bizim en yakın arkadaşımız, aynı zamanda ablamızdı.
"Bay Park ile buluşmaman için hala şansın var." dedi kahvemi bana uzatırken.
Hwasa bu ilişkiyi asla istemiyordu. Yoongi'nin tam zıttı düşünüyordu ve bazen bu konu hakkında tartışıyorlardı bile. Hwasa ona güven olmayacağını, başımın belaya gireceğini çünkü Jimin'den negatif enerjiler aldığını söylüyordu.
"Sırf Jimin'i sevmedin diye ayrılmalarını isteyemezsin." dedi Yoongi kaşlarını çatarak. Hwasa gözlerini devirdi ve kollarını göğsünde birleştirdi. İşte yine tartışacaklardı.
"Aralarındaki yaş farkını gözden gelemezsiniz. Sizin hakkınızda neler diyecek haberiniz var mı acaba? Tebrikler Jungkook kendine dört dörtlük sugar daddy bulmuşsun yada sadece seks için birlikte olduklarına eminim. Bu tarz cümlelere maruz kalacaksın. Size inanlar kadar inanmayanlar da olacak. Ülkede adını duyurmuş biri o, Jimin ile birlikte olmak için can atan kişilerin nefretini kazanacaksın. Senin de adın duyulacak. Daha saymama gerek var mı?"
Yoongi ile sessiz kaldığımızda, Hwasa haklıyım dercesine ellerini iki yana açtı ve ukala bir şekilde gülümsedi. O her zaman haklıydı çünkü nesnel bakış açısı vardı.
Hwasa'ya masumca baktığımda, gülümsedi ve bana yaklaştı. "Bu ilişkiyi istemediğim için bana kızma lütfen. Önceliğimin senin mutluluğun olduğunu biliyorsun. Jimin'den bir şeyler sezmesem inan ki ağzımı bile açmam ama onda keşfedilmemiş şeyler var gibi. Çok gizemli davranıyor."
"Ya yanılıyorsan?" diye sorduğumda omuz silkti.
"Umarım yanılıyorumdur. Çünkü senin ne olursa olsun onunla olacağını biliyorum. Fakat kendine bir bak Jungkook. Şu haline, yüzüne bir bak."
Hwasa omuzlarımdan tutup beni aynaya çevirdiğinde derin bir nefes aldım. Demeye çalıştığı şeyi biliyordum. Omuzlarım çöküktü ve endişeli görünüyordum. Aynada bakıştığım kişi gerçek ben değildi.
"Jimin'i istiyorsun ama emin değilsin. Tereddüt ediyorsun Jungkook. Endişelisin." dedi üzgün bir şekilde. Benim kadar endişeliydi o da. "Bu evliliğe hazır olmadığını biliyorsun. Kendini kandırma lütfen. Sırf seviyorsun diye onunla evlenmek zorunda değilsin."
Hazır olmadığımı ben de biliyordum. Hatta evlenmek zorunda bile değildim. Peşimden uzun bir süredir konuşuyor diye neden hemen evlenecektim ki? Hem daha 19 yaşındaydım.
"Haklısın." dedim kendimden emin bir şekilde. "Evlilik olmayacak. En azından şimdilik."
----
"Jungkook bu yüzükler nasıl?"
Bakışlarımı Jimin'in elindeki nişan yüzüklerine çevirdim ve soldakini işaret ettim. Evdeki halimle şu anki halimi karşılaştırınca ağlayasım geliyordu. Soojin beni öldürecekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinner | Jikook
Teen Fiction"Tüm dünyayı ayağa kaldıran cinayetler işledim çünkü kanın kokusu, senin kokun kadar cezbediyordu beni sevgilim."