DEJAVU

185 13 7
                                    



Romantik randevunu üzerinden 3 gün geçmiştir;

Başımı ellerimin arasına aldım ve Alex'e yaptığım ufak yazılıyı okumaya çalıştım. Şiddetli bir baş ağrım vardı ve gözümün önüne sürekli eski hayatımın sahneleri geliyordu.

Yüzünü göremediğim savaşçı bir adam.

Onunla karanlı ormanda yağmurlu bir gecede koşuyoruz ve ben bundan mutluluk duyuyorum..

"Layla? İyi misin?" Duyduğum ses beni yerimden sıçratmıştı. Arkamı dönüp kapıya baktığımda Vlad bana endişeli gözlerle baktığını gördüm. "Dalmışım." Diye cevap verdiğimde Vlad bana doğru yürümeye başladı ve baş ucuma gelip yüzüme eğildi. "İyi görünmüyorsun." Dedi. Bunu derken gözleri dudaklarım ve gözlerim arasında gidip geliyordu. Aynı şekilde bende onun dudaklarına sabit bir şekilde bakıyordum.

Bunu farketmiş olucak ki dudakları biraz kıvrıldı ve dilini üzerinde gezdirdi. Bu hareketi oldukça tahrik edici olsa da, hemen düzeldim ve "başım ağrıyor sadece." Dedim. Ardından Vlad kollarını masaya dayadı ve "Biraz dinlenmek ister misin? Akşam sana bir süprizim olucak enerji toplarsın." Dedi. "Benim için bunları yapmana gerek yok Vlad." Dediğimde kollarını masadan çekti ve odadan çıkmak için kapıya doğru yürüdü. "Akşam 7'de yemek salonunda." Diyerek odadan çıktı.

"Kimseye aşık olmayacağım." Diyerek söylendim ve bende masadan kalkarak kendi odama geçmek için dışarı çıktım..

Geçmiş dönem "Laya ve Vlad."

"Sandra, unutma ailemden birisi beni sorarsa uyuyorum ve rahatsız edilmek istemiyorum." Diyerek Sandra'yı tembihledim ve beni bekleyen Vlad'ın yanına gitmek için şatonun gizli merdivenlerini inmeye başladım..

Bir süre sonra yağan yağmuru aldırış etmeden beni bekleyen Vlad'ın yanına gelmiştim.

"Sevgilim, yağmur fazlasıyla yağıyor istersen başka zaman gelebilirim." Dediğinde ona bakıp gözlerimi devirdim. "Hayır Vlad. Şuan görmek istiyorum hediyeni." Dedim. Vlad bir ses duymuş gibi kulaklarını kabarttı ve beni elimden tutarak. "Askerler buraya doğru geliyor beni takip et." Diyerek yürümeye başladı..

Bir süre sonunda yağmur şiddetini arttırmıştı ve biz neredeyse sırıl sıklam olmuştuk. Vlad benim cadı kanı taşıdığımı biliyordu o yüzden durup "Vlad bekle. Hasta olucağız" dedim ve kuru kalmış bir toprak parçasını elime alıp ateş yaktım.

Vlad beni sessizce izliyordu ama gözlerinde ki ışık bu sahneyi hayran bir şekilde izlediğini gösteriyordu..

Ateşin etrafında oturmuş ileride ki hayatımızından konuşurken Vlad iç cebinden kırmızı kadife bir kutu çıkardı. Ardından yüzüme düşen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırarak gülümsedi ve kutuyu açtı.

İçinde kırmızı yakut taşından yapılmış ve çok değerli olduğu belli olan bir kolye vardı. Hayranlıkla kolyeye bakarken Vlad eline aldı "Bu kolyeyi kabul et. Çünkü bu kolye seni karanlıktan koruyup aydınlığa ulaşmanı sağlayacak. Yolunu kaybetmeden hedeflerine ulaşmayı. Ve ben yokken yanındaymış gibi hissetirecek." Dedi cevabımı beklemeden boynuma kollarını uzattı ve kolyeyi taktı.

Geri çekilmeden yüzümü incelemeye başladığında, gözleri dudaklarıma kitlenmişti. Gülümsedim ve utanmadan Vlad'ın dudağını öptüm...

Günümüz;

Gözlerimi açtığımda telefonumun alarmı rahatsız edici bir şekilde kendini tekrarlıyordu.

Saate baktığımda 06:30 olduğunu gördüm ve hızla yattığım yerden kalkıp dolabın önüne geldim.

Kısa bir süre dolap ile boş boş bakıştıktan sonra,  pileli siyah bir etek üzerine beyaz tişört giydim ve hazırdım.

Saat 7'ye geliyordu bu yüzden yavaşça odamdan çıktım ve yemek salonuna doğru yürüdüm..

Salona girdiğimde Vlad her zaman ki yerinde oturmuş elinde ki kitabı okuyordu.   Benim içeri girdiğimi görünce kitabı sakince kapattı ve masaya bıraktı.  "Hoşgeldin Layla." Dedi.  Ona gülümsedim ve ayağı kalkıp bana uzattığı elini tuttum.  "Geç kalmadın değil mi?" Diye sorduğumda gülümsedi ve hayır anlamında başını salladı. "Alex yok mu?"

"Bi süre bizimle olamicak." Diye cevap aldım.   Tam nedeni ni sormak üzere çenemi açmıştım ki  "genç kızlar işte.  Yerlerinde durmazlar." Dedi.   Bu işte bir gariplik olduğu kesindi,  Alex'i haftada bir görüyordum ve yinede bu evde kalıyordum. "O zaman Alex dönene kadar evime dönebilirim." Dediğimde Vlad'ın yüzü düşmüştü. Ama hızla düzeldi ve "Nasıl istersen Layla. Seni burada zorla tutacak değilim.. Ama yemeğin bittiyse seninle ufak bir yürüyüş'e çıkmak isterim." Dedi.

Çatal ve bıçağı masaya bırakıp ağızını sildim. "Aslında iyi olur. Sanırım biraz şiştim." Dedim ve sandalyeden kalktım..

Vlad ile ormanda yavaş adımlarla yürürken, içimde oluşan bir his kendimi dejavu'ya çevirdi. Bu anı yaşamıştım hatta bu hissi bile "Layla. Oldukça düşünceli gözüküyorsun?" Diye sordu Vlad. Kafamı sağa sola salladım "Dejavu yaşıyorum sanırım. O ana gitmeye çalışıyorum." Dediğimde Vlad güldü ve ardından yağmur çiselemeye başladı. "İstersen geri dönebiliriz." Dedi. Olumsuz anlamda kafamı salladım "Hayır. Islak toprak kokusu bana huzur verir."

"Biliyor musun bende burada ne zaman yürüsem dejavu yaşarım.. Bana özlediğim ve dönmek istediğim günleri hatırlatır." Dedi Vlad. Cümlesi dikkatimi çekmişti o yüzden ona ufak bir bakış attım. 

Ben sormadan anlatmaya başladı.

"İlk aşık olduğum kadın..  onunla her gece evden kaçıp buraya gelirdik.  Ve her gelişimizde sanki Tanrı bizi istemiyormuş gibi yağmur yağardı."

"Peki o kadıma ne oldu?" Diye sorduğumda Vlad durdu ve yüzüme bakıp gülümsedi. Bi kaç saniye sessiz kaldıktan sonra elini iç cebine soktu ve kırmızı kadife bir kutu çıkardı. O sırada rüzgardan yüzüme düşen saç tutamını kulağımın arkadına sıkıştırdı ve kutunun kapağını açtı.

İçerisinde kırmızı yakut taşından yapılmış çok değerli olduğu belli olan bir kolye vardı. Vlad kolyeyi çıkardı ve kollarını boynuma dolayarak kolyeyi taktı.

"Bu kolye senin karanlıkta kaldığında aydınlığa kavuşmanı sağlayacak. Her zaman iyiliğini ve güzelliğini seninle taşıyacak.. Ve sevdiğin yanında olmasa bile varlığını hissetiricek." Dedi. Konuşması bittiği halde kollarını çekmemişti. Hatta elleriyle yanaklarımı tutup hızla yağan yağmurda dudaklarıma yapıştı.

Vlad beni öptüğü an gözümün önüne gelen sahne ile şok geçirdim..

"Vlad.. seni hatırlıyorum."



İyi okumalar arkadaşlar.

Geçen gelen bir bölümdü ama biliyorsunuz ki ben çalışan biriyim. Malesef tatil günlerimde yazabiliyorum ama geç kalmaları telafi edeceğim..

DRAKULA  "Bir aşk hikayesi -2-"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin