Sessizlik odadaki hakimiyetini sürdürürken derin bir iç çektim ve ayağa kalktım. "Sakın kendine zarar verdiğini söyleme."
"Nih-ehehe bilemiyorum." gözlerimi sinirle kıstım.
"Dalga mı geçiyorsun?"
"Hayıırrr. Ama meraklı bir insansımdır. O yüzden önce sen kendi sargılarını açacaksın sonra ben." inatçıydı. Ama merakıma yenik düşmüştüm.
"Peki. Ama önce sen." beyaz kıyafetinin kollarını sıvayıp sargısının ucunu ağzıyla yırttığında saniyeler içinde sargı yere düştü ve yerini çiziklerle dolu koluna bıraktı. Bileklerinde oldukça kalın kırmızı halkalar duruyordu. Önce kocaman olmuş gözlere başımı kaldırdım ve onun oldukça sade gözlerine baktım. Boş boş yüzüme bakıyordu.
"Hayır... yapma-"
"Ben yapmadım! Buraya geldiğimden beri kolumdalar. Bunlara dair ne ufak bir hatıram yok. Hep nedenini merak ettim. Senin de kolların sargılı olunca belki tesadüf değildir diye düşündüm." tabletin ışığını koluna doğrulttum ve bir kez daha emin oldum. Ya yalan söylüyordu ki bu gayet ihtimal. Ya da gerçekten hatırlamıyordu veya bir şaka. Her şey olabilir.
"Taammaam sıra sende!" eliyle beni işaret ettiğinde önce yüzüne boş boş baktım. Amacım ben göstermeden ensesine bir tane vurup bayıltmaktı ama nedense içimde "yapma gerizekalı" diyen bir ses vardı. Bunun üzerine kendi kolumu sıvadım ve sessiz bir şekilde sargılarımı açtım. Derim göz hizama geldiğinde cesaretim kırıldı ve sargıları hızlı bir şekilde tekrar sardım. Bunun için hazır değildim.
"Ahaha demiştim ya sadece tarz olsun diye. Daha cool oluyor." tabletin ışığını kapattım ve yalanımı anlamasın diye yüzümü gizledim. İşte olanlar tam o anda oldu. Oda bir anda aydınlandı ve alışık olmadığım ışık odayı doldurdu. Yaşlı gözlerim belli oldu ve monitör açıldı.
"Hass-"
"Öhöhm bu bir okul müdürlüğü anosudur. Çıkan bir arıza nedeniyle elektrikler bir süre gitmiştir. Umarım bu süre içinde hiç ölen yoktur. Sizlere özür amaçlı ufak bir hediyede bulunacağım lütfen spor salonuna geliniz." heyecanla birbirimize baktık ve aynı anda kapıya koştuk. Kapıyı açmayı denediğimde ise acı bir gerçeği hatırladım. Tekrardan birbirimize baktık ve yine kapıya döndük.
"YARDIM EDİN KİLİTLİ KALDIK!"
~~~~~~~~~~~
Kahvemden bir yudum aldım ve arkama yaslandım. Çok yemişim... Sanki yıllardır aç kalmışım gibi. Gözlerimi kapattım ve sessizliği dinledim. İkinci kat sandığımdan daha iyiydi. Bir adet yüzme havuzu, altı adet sınıf, müzik odası ve kütüphane vardı. Şu anda kütüphanede kendime kitaplardan bir alan açmış ve bulabildiğim ne ince kitabı okuyordum. Ancak sessizliği tabletime gelen bir bildirim böldü.
Ranpo
-Yn hemen neredeysen çık ortaya, Ufak çaplı bir sorun var kaçırmak istemeyeceğini düşündüm. |5:30
Gülümsedim ve merakla mesaj yazmaya başladım. Monokuma'nın hediye olarak verdiği bu mesaj özelliği fazla eğlenceliydi.
5:30 |Sorun mu... kaos mu?-
-Kaos dersem gelecek misin?|5:30
5:31|KESİNLİKLE TANRIM EVET EVET-
-O zaman yüzme alanına gel.|5:31
Heyecanla tableti kapattım ve kitapların arasından çıktım. Bunu kaçırmak istemezdim. Kesinlikle istemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game
FanfictionBen Yn. Gözlerimi hiç tanımadığım insanlarla beraber bir okulun içinde açtım.