9

49.2K 4.4K 4.7K
                                    

Bazen yok olmak istiyordum. Bu hayattan bir toz misali uçup, kaybolmak. Ya da bir şeyleri hissetmek istemiyordum. Mesela tam da şu anda hissettiğim duyguları hissetmek istemiyordum.

Utanç her yerdeydi. Tüm vücudumu kol geziyor, başımı döndürüyor ve damarlarımda ki tüm kanı yüzüme yolluyordu. Yanıyordu yüzüm. Hatta bu yangın yüzümü geçerek tüm vücudumu esir almış gibiydi. Ufalarak yok olmak istiyordum. Ya da az önce bahsettiğim gibi bir anda toz olup uçmak.

Utançtan sıkı sıkıya kapattığım gözlerimi yavaşça araladım ve hala şok içinde karşımda dikilen çocuğa baktım. Jeon Jungkook hayatıma girdiği andan itibaren yaşadığım utanç verici anların haddi hesabı yoktu ve tüm bu anlar hep o yanımdayken oluyordu.

Put gibi karşımda durmuş direkt olarak yüzüme bakıyordu. O da şaşkındı. Yanakları hafif pembeleşmişti ve şu anki durumumuzu göz ardı edersek çok yakışıklıydı.

"Bakma!" diyebildim sadece elimle önümü kapatırken. "Bakma Jungkook, kapat gözlerini!" dediğimde hızla ellerini gözlerine kapatıp arkasını dönmüştü.

"B-ben, kıyafetleri Jimin'in odasına bırakmıştım." dediği sırada hızla eğilmiş ve yerdeki havluyu belime sarmaya çalışmıştım ancak ellerim titriyordu. Hatta bacaklarımın titrediğine de emindim çünkü her an yıkılacakmış gibi hissediyordum.

Odanın çıkışına yürüyeceğim sırada duraksadım. "Gördün mü?" Kısık çıkan sesime lanet etmek istiyordum. Şu an her şeye lanet etmek istiyordum. Utancın yanında ufaktan yeşeren bir sinir vardı ve kendimi öldürmek istememe sebep oluyordu.

"Biraz." dediğinde sinirle konuşmuştum.

"Biraz ne Jungkook? Gördün mü görmedin mi?" dediğimde o da anın şokuyla sesini yükseltmişti.

"Gördüm! Lanet olsun, özür dilerim!"

Koşarak odadan çıktığımda hemen yan odadaki Jimin'in odasına girerek kapıyı hızla kapatmıştım. Yatağın üstündeki kıyafetleri gördüğümde önce buraya gelmediğim için kendime küfürleri sıralamaya başlamıştım bile. Kendimi yatağa attığımda kafamı yastığa bastırarak boğuk bir çığlık atmıştım.

"Sikeyim, sikeyim, kafamı sikeyim!" Nefessiz kaldığımda hırsla kafamı kaldırmış ve yatağın ucunda duran kıyafetleri tekmelemiştim. Rezil bir insandım!

Bir olayı daha kaldıramayacağımı bildiğim için nefeslerimi düzene soktuktan sonra kalkmış ve yerdeki kıyafetleri alarak giyinmeye başlamıştım. Bir yandan da kendime kızmaya devam ediyordum. Dudaklarım büzülmüş ve aşağıya doğru kayıyordu.

Daha yeni yeni aramız iyi gibi oluyorken ben yine kendimi rezil edecek bir yol bulmuştum. Nasıl bakacaktım ki şimdi yüzüne? Zaten vücuduna karşı güveni olmayan biriydim ve çoğu zaman bol giyinerek vücut hatlarımı bile saklardım. Şimdi ise ilk kez birinin karşısında çıplak kalmıştım.

Bu gece Jungkook'un karşısına çıkamayacağımı bildiğim için tekrar yatağa yatmış ve üzerime bir battaniye almıştım. Bacaklarımı kendime çekerek küçülebildiğim kadar küçülmüştüm. Camdan kaçıp gitsem daha mı rezil olurdum? Umarım bu odaya gelmezdi. Zaten o da oldukça utanmıştı. O an tekrar zihnimde canlandığında bu sefer battaniyeyi tekmelemiştim.

O sırada açılan kapının sesini duymamla olduğum şekilde kalmıştım. İçimden lütfen Jungkook olmasın diye sayıklarken Jimin'in sesini duymuştum.

"Taehyung, ne yapıyorsun?"

Battaniyeyi yüzümden çektiğimde büzülmüş dudaklarımla Jimin'e bakmıştım.

called me | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin