Kayıp

314 5 1
                                    

Günün yorgunluğu her an daha hissedilebilir bir hal alırken,arabanın camından sanki bizimle yarışıyormuş gibi hızla akıp giden her an değişen şekilleri ve insanı büyülen renklerde ki bulutları izliyordum. Bulutlar, berbat hayatımın belkide en mükemmel parçaları. Çocuklar gelecekte olmak istedikleri kişiyi hayal ederken benim tek hayalim bulutlara dokunabilmekti. Belkide burdan gelmişti bulutlara olan zaafım.Ama normalde bana huzur veren bulutlar bile şuan ki huzursuzluğumu yok edemiyorlardı. Sanki içim de tüm olumlu düşüncelerimi kemiren bir canavar vardı ve bugünün güzel bitmeyeceğini haykırıyordu. İki üç saniye olaya mantık çerçevesinden bakınca düşüncemin saçmalığı karşısında gözlerimi devirdim. "Sadece yorucu bir gün geçirdin Arya,kuruntu yapma." diye geçirdim içimden.Gökyüzünden gözlerimi ayırıp yanımdaki çocuğa baktım.

Ah,Bulut. İşte hayatımın tek kelimeyle özetlenmiş hali. O benim bazen herşeyimi paylaşabileceğim en yakın arkadaşım,bazen beni kollarının arasına alarak şefkatle saran bir baba,bazen beni herkesten koruyan bir abiydi. O benim tüm iyikilerimdi.Sesi,kokusu,yanında hissettiğim güven duygusu başıma gelen en inanılmaz şeydi. Onu seviyordum,gerçekten çok. O olmasa napardım bilmiyorum. Belki de ben olmazdım. Bizi anlamlı kılan birbirimizdik. Bulut'un üzerimdeki etkisi de bulutların bende bıraktığı etkiyle aynıydı. Bazen bulutların ona ismini vermesi için böyle muhteşem yaratıldıklarını düşünüyordum. Sanki bulutlar onun ismini aldığı için böyle güzellerdi. Bulut,bulutlar gibiydi işte. Her tonunda,her şeklinde,her görüşünde ayrı büyülendiğin,binlerce kez görmüş olsanda tekrar görmek için kalbinin ritminin değişebileceği,saatlerce izleyebileceğin. Gerektiğinde bana günlerce yağmur yağdıran, ara sırada gökküşağı açan o çocuk. Yüzünün her bir zerresine aşık olduğum ama bundan bir o kadar pişman olduğum kişi. Nasıl olurda bir insan tamamen kendini başka bir insana adama isteğiyle dolup taşar? Her günümü onun varlığıyla doldurup sihirli bir değnek dokundurulmuş gibi özel kılmak istiyordum,yaşattığı onca karanlık güne rağmen. Hayatımı,kalbimi paramparça eden bu çocuğu nasıl affedebildiğime,bu kadar sevebildiğime bende şaşırıyordum.

"Bundan hoşlanmadığı mı söyleyemem ama 20 dakikadır hiç konuşmadan bana bakman pek normal değil."

Şakacı sesi beni düşüncelerimden sıyıran şey oldu.

"Sadece düşünüyordum. Yani seni,bizi,yaşadıklarımızı."

Yüzünde ki gülümsemenin silinmesi herşeyi yanlış anladığını belli ediyordu. Yine o günleri düşünüp onu affettiğim için pişman olduğumu düşünmüştü. Ama ne kadar zor olsa da onu affetmiştim. Arkama bakmak istemiyordum. Bunu neden anlamıyordu?

"Yanlış anlıyorsun yine. Yaşadıklarımız sadece o kötü zamanlardan ibaret değil. Neden bana inanmak yerine kendi kuruntularına kulak veriyorsun?"

Alaycı bir gülümseme dudaklarına yerleştiğinde "Çünkü böyle olucağını biliyordum,sana yaşattıklarımdan sonra bu kadar kolay affetmen yanlıştı! Hep acabalar olucak aklında,aynı şuan olduğu gibi!" dedi.

Bu konuşmayı sürdürmenin sonu olmayan bir tartışma doğuracağını bildiğimden konuyu değiştirerek:

"Daha ne kadar yolumuz var?" Dedim

Yazın başlangıcı diye Bulutların yazlığına ailesinin yanına gitmiştik,oradan dönüyorduk.

"6-7 saat daha. Uyu,yorgun görünüyorsun." Ne kadar yorgun olduğumu bildiğimden itiraz etmeden kafamı salladım. Diğer tarafa dönüp bacaklarımı kendime çekince gözlerimi kapatmamla açmam bir oldu.

"Kemerini tak." Kemerimin takılı olmadığını da yeni fark etmiştim. "Ama öyle rahat uyuyamam ki." Diye itiraz ettiğimde Bulut'un "Arya tak şu kemeri." derken kullandığı ses tonundan itiraz etmemin başka bir tartışma doğuracağını anlayıp dediğini yaptım.

İstemediğim şeyleri yapmam için ısrar etmesini sevmiyordum. Bedenimi bir anda ele geçiren öfkeyi görmezden gelerek eski pozisyonumu aldım.Gözlerimi kapatmıştım ki yine sesini duydum:

"Teşekkür ederim." Az önce ki halinin tam zıttı yumuşak,belki birkaç parça pişmanlık barındıran sesi ona öfkelenmemi bile yasaklıyordu. Beni düşündüğü için ısrar ettiğini biliyordum ama zorlanmayı sevmiyordum.Bunları düşünürken bir süre sonra uykuya daldım.

Gözlerimi açtığım da fark ettiğim ilk şey üzerime örtülmüş olan hırkadan gelen,her damarıma ayrı ayrı huzur pompalayan,kanıma karışan,bağımlısı olduğum kokuydu. Hava kararmıştı ama biz hala yoldaydık. Yavaşca yerimde doğrulduğum da Bulut'a baktım. Uykusuzluktan kızarmış gözleri odağını kaybetmemek için direnir gibi yola bakıyordu. Uzun süredir araba sürmesinden kaynaklanan o saçma kırmızı daireler bile onda mükemmel duruyordu.

Uyandığımı yeni fark etmiş gibi bana bakıp yorgunca gülümsedi.

"Günaydın.Rahat uyudun mu?"

"Evet ama sen çok uykusuz görünüyorsun bir yerde dursak sen de birkaç saat uyusan olmaz mı?" Diye sorduğumda uykusuz olmadığını kanıtlamak ister gibi oturduğu yerde dikleşti.

"İyiyim ben,merak etme."

Vitesteki elinin üzerine elimi koyduğumda şansımı tekrar denedim.

"Bulut lütfen,çok yorgun görünüyorsun."

Yine kendinden emin bir sesle "1-2 saat kaldı zaten,sorun yok Arya." Dediginde ısrar etmedim.

Bu çoçuğa karşı yenilmekten nefret ediyordum. Bulut'u uyanık tutmak için arabada ki sessizliği bozup üzerine konuşmayı sevdiğim bir konu hakkında konuşmaya başladım.

"Hatırlıyor musun...Okuldaki ilk günün konferans salonun da birbirimizi ilk kez görmüştük. Ben şiir okuyodum,belki de ilk kez göz göze geldiğimiz an o dizeyi gözlerine bakarak söylediğim de anlamıştım,hissetmiştim bizi. Hatırlıyor musun bahsettiğim dizeyi?"

Birkaç saniye ses gelmeyince unutmuş olabileceğini düşünüp dizeyi söylemiştim ki aynı anda söylediğimizi fark ettim:

"Bir bulut geçti yüreğimden..."

Elim de olmadan kıkırdadım. Ona baktığımda benim aksime gayet sakin bir şekilde beni izlediğini gördüm. Sanki o an zaman durdu, durmalıydı. Çünkü o andan geriye kalan gözümü acıtan bir ışık, kendimden çıktığına inanamadığım bir çığlık, birkaç korna ve karanlık.

Geriye kalan herşey orada kaldı. Benliğim,hayatım,arkadaşlarım,hislerim, Bulut,güzel anlarımız,hayatımı kararttığı o günler. Herşey.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin