Viviane; benim güzel Fransız kadınım... Nerede yanlış yapıyorum?
Mürekkep yavaşça kururken, kalemimle bir tur daha geçtim yazının üzerinden Viviane! Ah Viviane; Seni bu kadar özlemem ne kadar doğru? Hem de seni henüz doğru düzgün görememişken! Viviane, hayallerime bu kadar yakışmanın nedeni nedir? Seni niçin içimde hissediyorum?
Tanrım, Fransız ezgilerini düşünüyorum her gece, yanında nefessizce çaldığım aryayı hatırlıyor musun? Hani bir türlü beğenmediğin o arya. Sana bestelendiğine ama kimsenin bunu fark etmediğine yemin edebilirim. Hatırlıyorum, çok net, aryamız bitince benden hızla uzaklaştığın o vakit. Şu an yaşanmış gibi gözlerimin önünde. O an kalbimin söküldüğünü hissetmiş fakat bunu sana bir türlü söyleyememiştim. Viviane, tenini düşünüyorum, ucuz spotların altında parlayan koyu kahverengi saçlarını ve o büyük kahverengi gözlerini de düşünüyorum. Viviane seni düşünmeden duramıyorum. Omuzlarındaki saçlarının her bir telini öpecek kadar uzun süre görmek istiyorum seni.
Ruhun bana çıplak, tenin benimle dolu, kalbin bende ama bakışların... Ona olan bakışların. Onları sevmiyorum Viviane, benim sana baktığım gibi bakıyorsun o adama. Böyle bakmaman gerekiyor. Ama buna bi kelam daha edecek hakkım yok.Bu gece, hayatımı yazdığım notaları, senin söylemen için düzenliyorum. Artık piyanomun sesine katlanamıyorum. Senin sesini duyduktan sonra meleklerin sesi detone geliyor.
Viviane hayatımın neşesi bu gece de uyuyamıyorum.
-Valeria
#KalbiDengem