"Kızım" direk göz göze geldik. İşte o an gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Göz yaşlarım durmadan akıyordu. Elimi uzattım yavaş adımlarla yaklaştı ve elime dokundu eli çok soğuktu. Elime değmesiyle irkildim. Babam buradaydı hissediyordum. Sağ elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim. Babam bana daha çok yaklaşıp sarıldı. Yattığım yerden babamın belimden desteklemesiyle kalktım ve ona sanki bir daha hiç sarılamayacakmışım gibi sarıldım.
"Senin öldüğünü sanmıştım." Burada olduğuna inanamıyordum. Ellerim titriyordu duran göz yaşlarım tekrar akmaya başlamıştı. Babam daha da sıkıl sarıldı.
"Buradayım gitmeyeceğimi söylemiştim sana." Orada olanlarla ilgili bir şey konuşmadık. İkimize de ağır bir şey olmamıştı. Babamın eli çatlamıştı birkaç ay alçıda kalması gerekiyordu. Onu bir daha görememekten o kadar çok korkmuştum ki onun yaşama ihtimalini veremiyordum o sıra.
Birkaç hafta sonra normal halimize dönmüştük. Artık eskisinden daha mutluyduk. Birlikte daha fazla vakit geçirebiliyorduk. Aynı evde bile olsak durmadan evde mi duruyor mu diye bakıyordum. Odaya babam girdi.
"Kızım artık okuduğun bölümde çalışmak istersen arkadaşım bir projeden bahsetti. Senin de yapabileceğinden bahsettim. Tabi yapmak istersen."
Farklı şeyler beni mutlu edebilirdi. Mimarlık okumuştum staj yapmıştım fakat bir süre aktif olan hayata katılmaktan korkmuştum ve bu yüzden eve kendimi kapatıp sadece düşünüp yemek yiyip içiyordum. Artık hayatım düzene girmeye başlıyorsa ben de bir şeyler için çabalayabilirdim artık.
"Tabi baba olur denerim."
"Yarın akşam bize yemeğe gelirler projeden konuşursunuz." Olumlu anlamda kafamı salladım. Kapımı kapatıp içeri geçti. Elime otobüsteki adamın verdiği kitabı aldım. Babamın yanına salona geçip kafamı babamın dizlerine koydum. Eline kitabımı uzattım. Kitapta içimizdeki kaybolan duyguları anlatıyordu. Tamamen dünya da ki popülizme uyum sağlamaya çalışan bir kızı anlatıyordu kendi duygularını yaşayamayan ve başlarda kendi duygularını unutan sadece kendinin beğenildiği gibi giyinen onlar gibi yaşayan bir kız. Kitabın baştan başlayıp yarısına kadar babamla sıra sıra okurken uyuya kalmıştım.
Uyandığımda yataktaydım küçüklüğüme dönmüştüm sanki oturma odasında uyuya kalırdım ve her seferinde yatağımda uyanırdım. Şu an da tam böyle olmuştu gülümsedim. Yatakta tam tersi şekilde yatarak kollarımı yataktan dışarı doğru esnettim. Yataktan doğruldum kapalı olan perdeleri açtım içeri hava girmesi için camları da sonuna kadar açtım. Derin bir nefes alıp dolaba yöneldim. Akşam giyineceğim hiçbir şeyim kalmamıştı ama yine bir umut dolaptaki kıyafetlere baktım. Uzun süredir doğru düzgün hiçbir kıyafeti de yıkatmıyordum. Birkaç bir şey almak için alışverişe çıkabilirdim. Babamın artık sabahları evde kalmasına alışmıştım artık pek evden çıkmıyordu. Her gün Sabah kahvaltı hazırlıyordu birlikte kahvaltı yapıyorduk.
"Günaydıınn babacım." Neşeliydim bugün Arkasından Sarıldım
"Günaydın güzel kızım." Mutfağa gittim kahvaltıyı hazırlamasına yardım ettim. Birlikte sofraya oturduk.
"Baba bugün dışarı çıkıp birkaç alışveriş yapmam gerekiyor. Giyilecek hiçbir şeyim kalmamış sana da birkaç takım alırım."
"Tamam kızım benim bu gün birkaç işim var onları hallederim."
"Akşam için yemekleri nasıl yapacağız baba."
"Normalde yemek yediğimiz yerden isteriz eve getirirler."
"Nasıl kişiler baba."
"Adam gayet iyi biri karısı da çok iyi kalpli biri. İkiz çocukları var senin yaşlarında olması lazım. Çocuklarını pek görmedim ama iyi çocuklara benziyorlar."