Jungkook heyecanla büyük salonda bekliyordu. Bir haftadır günlerini nasıl gece ve gündüz ettiğini, zamanın nasıl zorla geçtiğini bir tek kendisi biliyordu. Şimdi zamanı gelmişti. Yaklaşık bir dakika sonra sonsuza kadar birlikte olacaklarına dair sözlerini verecek ve evleneceklerdi. Bu düşünceyle içi içine sığmıyordu.
Heyecanlı bekleyişi büyük kapının açılmasıyla daha da arttı. Biricik sevgilisi beyazlar içinde babasının koluna girmiş ona doğru geliyordu. Ellerinin terlediğini fark etti o an. Çaktırmadan pantolonuna silmeye çalışırken yüzüne de bir gülümseme kondurdu.
Jimin, Jungkook'tan daha beter bir durumdaydı. Babasının kolunda olmasaydı yere yığılacaktı neredeyse. Aile üyelerinden oluşan salonda her attığı adım kalbini daha da hızlandırıyordu. Sonunda Jungkook'un karşısında durduğunda babası kolundan çıktı.
Evlilik merasimi hemen başlamıştı. Papazın konuşmasının neredeyse yarısını duymamışlardı. Sadece en son, "şimdi birbirinize söz verin," lafını algılayabilmişlerdi.
Aynı anda birbirlerine dönen Jimin ve Jungkook el ele tutuştular. Jungkook gülümsemesini saklayamayarak yeminini etmeye başladı. "Ben Jungkook, sen Jimin'i eşim olarak kabul ediyorum. Bütün hayatım boyunca seni seveceğime, sana hürmet edeceğime, zenginlikte ve fakirlikte, sağlıkta ve hastalıkta, iyi ve kötü günlerde, sana sadık kalacağım söz veriyorum."
Jungkook'un sözünü bitirmesinin ardından Jimin de vakit kaybetmeden yeminini etti. "Ben Jimin, sen Jungkook'u eşim olarak kabul ediyorum. Bütün hayatım boyunca seni seveceğime, sana hürmet edeceğime, zenginlikte ve fakirlikte, sağlıkta ve hastalıkta, iyi ve kötü günlerde, sana sadık kalacağıma söz veriyorum."
İkili sözlerini vermişken sıra yüzükleri takmaya gelmişti. Jungkook, Jimin'e takmak üzere yüzüğe uzandı ve tekrar konuşmaya başladı. "Jimin, sevgimin ve sadakatimin simgesi olarak, bu yüzüğü sana takıyorum."
Jimin de aynı şekilde Jungkook'a takmak üzere yüzüğü eline aldı. "Jungkook, sevgimin ve sadakatimin simgesi olarak, bu yüzüğü sana takıyorum."
Jungkook'un parmağına geçirilen yüzüğün ardından yüzük merasimi de bitmişti.
Papaz son olarak, "birbirinizi sevin ve daima mutluluk içinde yaşayınız," dedi ve töreni bitirdi. Böylelikle hem kalben hem de resmi olarak birbirlerine bağlanmışlardı.
***
Herkesle vedalaşmış olan ikili onları bekleyen at arabasına binmek üzere ilerlediler. Jimin son kez arkasına döndükten sonra ailesine gülümseyerek el salladı. Önüne döndüğünde Jungkook'un ona uzattığı elini görmüştü. Memnuniyetle tuttuğu eli destek alarak arabaya attı kendisini. Hemen ardından Jungkook'un da binmesiyle araba yavaşça ilerlemeye başladı.
Bir süre uzaklaştıktan sonra Jungkook, camla kaplı pencerelerin bir çırpıda perdesini çekti. Jimin, bu hareketinden sonra kaşlarını çatarak alfaya döndü. "Neden çektin perdeleri?"
Jungkook sırıtarak omegaya baktı. "Kimsenin bizi o halde görmesini istemedim."
Omega tekrardan anlamayarak kaşlarını çattı. "Ne halde?"
Alfa, "bu halde," demişken dudaklarını omeganın dudaklarına bastırdı. Tüm hafta boyunca bunun için yanıp tutuşmuştu, bir saniye bile kaybedemezdi artık.
Jimin'in dudaklarındaki ani baskıyla gözlerini kocaman açtı. En son bir hafta önce tadını almıştı bu dudakların. Ondan sonra evlilik hazırlıkları yüzünden bir türlü yalnız kalamamışlardı.
Anın tadını çıkarmak adına açık olan gözlerini kapatan Jimin, kendini alfaya bıraktı. Bir kaç saniye sonra dudaklarında dil darbeleri hissetmişti. Beklemeden Jungkook'un isteğine uyarak ağzını araladı. Vakit kaybetmeyen alfa dilini hemen içeriye gönderdi.
Diliyle buluşan dille kendinden geçmişti Jimin. Bir öpüşme bile omegasının uyanmasına yetmişti. Doğrusu yanında Jungkook varken hiç kontrol edemiyordu ki omegasını.
Jungkook'un yumuşak olan hareketleri gittikçe sertleşmişti. Dudakları sertçe diğerinin dudaklarına çarpıyordu. Alt dudağını dişleri arasına aldıktan sonra çekiştirip tekrar öpmeye dönüyordu.
Küçük arabanın içi öpüşmelerinden dolayı çıkan ıslak seslerle dolmuştu. Bu sesler omeganın daha da yükselmesine neden oluyordu. Öncekilerin aksine dudaklarında hissettiği sert ısırıkla başından beri tuttuğu çıkmak için can atan inlemesini durduramamıştı.
Sesi duyan alfa geri çekilerek omegasına bakmaya başladı. Nefes nefeseyken şimdilik durmanın en iyisi olduğuna karar verdi. Eğer durmazsa köşküne kadar sabredemezdi. Ve bunun olmasını kesinlikle istemiyordu.
Jimin'e doğru eğilen bedenini çekerek kendini koltuğa yasladı. "Sanırım biraz daha sabretmemiz gerekecek." Dedi düzensiz nefesinden dolayı sesi boğuk çıkmıştı.
Jimin hızla kafasını sallayıp alfayı onayladı. Yayılmış olan bedenini kaldırarak kendine çeki düzen verdi.
Jungkook her ne kadar durma kararı almış olsa da temas etmeden duramadı. Elini eşinin eline geçirdi. "Gece uzun değil mi?" Diye sordu tek kaşını kaşlarını kaldırarak. "Birbirimize doymak için çok vaktimiz var."
Jimin olabilecekleri düşünerek yutkundu. Dudaklarını dişleyerek omegasını dinginlemeye çalışıyordu ama böyle bir alfa karşısında işi gerçekten zordu.
Bu sırada konuşmasını bitirmeyen Jungkook kulağına eğilerek fısıldadı. "Ama sana ömrüm boyunca doyabileceğimi sanmıyorum. Bu yüzden kendini hazırlasan iyi edersin lordum."
Son nokta bu olmuştu. Köşklerine beş dakika vardı ve Jimin artık kendini tutamıyordu. Yavaş yavaş yayılan feromonları tüm arabayı doldurmuştu. Küçük alan yoğun lavanta kokusuyla dolmuştu.
Jungkook soluduğu kokuyla bir anlık alfasına hakim olamadı ve hırlamasını tutamayarak koyverdi. Bu ses omegasının daha da delirmesine neden olmuştu. Yoğun arzu dolu feromonları alfasını istediğini haykırıyordu.
Alfa, omegasının isteğiyle kendini boynunda buldu. Öpücüklerini kondurduğu boynu emerken izini bırakmamaya özen gösterdi. Onun için köşklerini gitmeyi bekliyordu.
Arabanın durmasıyla sonunda varmak istedikleri noktaya varmışlardı. Bir saniye bile beklemeden kendilerini arabadan attılar. Köşke adım attıkları gibi Jungkook, Jimin'in ayaklarını yerden keserek kucağına almış ve hızla odalarına götürmüştü.
Ve her şey Jungkook'un dediği gibi olmuştu. O uzun gece boyunca hiç uyumamış ve birbirlerini sayısızca tatmin etmişlerdi.
Ve yine Jungkook'un dediği gibi tüm ömrü boyunca omegasına hiç doymamıştı. Aşkı her geçen gün daha da artmıştı. Bu durum Jimin'i öylesine mutlu ediyordu ki her gün alfayla tanıştığı için tanrıya şükürlerini sunuyordu.
Bitti 🥺
Öncelikle okuduğunuz için çok teşekkür ederim. İlk ficim olduğu için çok fazla eksik olduğunun farkındayım buna rağmen benimle birlikte oldunuz ve beni bırakmadınız. Sizi seviyorum bir dahaki hikayelerde görüşmek üzere 👋👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brilliant - Jikook Abo
FanfictionBirbirlerini uzun süredir görmemiş olan iki aşık, hiç beklemedikleri bir anda karşılaşır. Aşklarının bittiklerini sanan ikili çok yanılıyordur.