[✔] 𖥨 𝙣𝙪𝙢𝙗𝙚𝙧 𝙣𝙚𝙞𝙜𝙝𝙗𝙤𝙧 隣の番号 | ʟᴇᴠɪ ᴀᴄᴋᴇʀᴍᴀɴ. [ᴍᴏᴅᴇʀɴ ᴀᴜ]

31 ☄︎

Y/N: Günaydın bile yazmamışsın bak
Hem suçlusun hem güçlü
Adama bak

Levi: Aynı evdeyiz?

Y/N: Şu an ayrı yerlerde yatıyoruz ama?

Levi: napim sen istedin
Aynı evdeyiz hala

Y/N: Kötüsün

Levi: Öyle miyim
Şu an kanepede yatan ben olmasam
Bu fikrine katılırdım

Y/N: napim
Kendin dedin ben giderim kanepeye diye
Kahramanlık yapmasaydın

Levi: Şimdi sana bir şey derdim de neyse
Buraya gel
Çık şu yataktan kök saldın

Y/N: Ama çok rahattt

Levi: Nispet mi yapıyorsun?

Y/N: Hayırr

Levi: Buraya gel

Y/N: Ayağın yok mu kendin gel

Levi: sırtım ağrıyor
Hanımefendinin biri yüzünden kanepede uyudum da
Çok kötü ağrıyor

Y/N: İlk defa bana hanımefendi dedin..
Çok kibar :')

Levi: Doğru böyle kibar oldu
Sen kibarlık hak etmiyorsun kadın
Bir daha söyleyeyim mi?
Buraya gel

Y/N: pfft
Tamam

~

"Ne? Niye çağırdın ayağına?"

"Gel." Levi yattığı kanepede yanındaki boşluğu işaret etti. Yanına giderken kendini biraz kötü hissettin çünkü tavır alan sendin ama ona rağmen kanepeye giden o olmuştu. Sırf rahatsız olma diye gitmişti ve şimdi gerçekten yüzünde acı çeker gibi bir ifade vardı.

Levi seni kendine çekti ve başını boynuna gömdü. "Bir gece bensiz duramadın değil mi?" Onu utandırmak için sataşırken ellerini kuzgun saçlarına geçirdin.

"Hayır sadece iyi bir uyku çekmedim."

"Yani ben olmadığım için iyi bir uyku çekmedin?"

Boynuna doğru 'kes sesini' diye mırıldandı. Onun saçlarını okşarken kısa bir süreliğine sessizlik oluştu. Aranızdaki sessizliği boynuna kondurduğu bir öpücüğün sesi bozdu.
"Sırtın çok ağrıyor mu?"
Dokunuşun altında gevşeyen adama sordun. Saçlarını yavaş yavaş okşuyordun ve nefesi ağırlaşmıştı, sakindi.

'Hmm' diye bir ses çıkardı. Uyku moduna geçmeye hazırlandığını biliyordun. "İşe geç kalacaksın." dedin.
Onunla dün ayrı yattığın ve burada yatmasına sebep olduğun için üzgündün. İyi bir uyku çekmemişti, ağrısı vardı ve işe gitmesi gerekiyordu.
Levi başını boynundan çekti, yarı kapalı gözlerle sana baktı. "Bu ağrılarla nasıl işe giderim? Her yerim tutuldu." Yüzünü buruşturdu. Gerçekten o kadar kötü müydü?

"Levi yapma üzülüyorum. Açıkçası pişman oldum. Sana masaj yapmamı ister misin?"

"Yap tabi ama.. Geçer mi bu ağrılar bilemedim. Of of." Elini beline attı. "Sırtım, belim.. Nasıl ağrıyor bir bilsen."

Belini ovuşturan adama baktın. "Of şimdi kendimi daha da kötü hissettim. O kadar mı kötüydü dün gece?" Yüzünde pişman bir ifadeyle sorduğunda Levi'ın yüzüne tuhaf bir ifade yerleşti.

"Vicdan azabından kahroluyorsun değil mi?"

"Evet öyle. Tüm gün sana bakabilirim yani o derece."

"Bu tüm gün her dediğimi yapacağın anlamına da geliyor mu?"

"Öyle bir şey demedim ama tamam o zaman.. Yaparım."

Levi yattığı yerden doğruldu ve yüzündeki alaycı ifadeyle sana baktı. Alnına küçük bir fiske attı.
"Anlaştık o zaman."

Hani her yeri ağrıyordu, şimdi neydi bu hali ve fazla neşeliydi?

"Bu neydi şimdi?" Vurduğu yeri ovuşturdun.

"Küçük bir bedel. Artık tüm gün sana sahibim." Sırıtırken kanepeden kalktı. Gerindi. Gerçekten rahat görünüyordu, hiçbir ağrısı yok gibiydi. Seni kandırmıştı değil mi?

"Ağrıların?" diye sordun.

Eğilip yüzünü tuttu ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. "Biraz numara yapmam gerekti sadece."
O lavaboya giderken şaşkınca arkasından baktın. Tüm gün ona hizmet etmen için gerçekten de numara yapmıştı.