Zevahir • 1

1.6K 179 162
                                    

zevahir; dış görünüm

Bu kitap smeraldo çiçeğinin hikayesinden esinlenerek yazılmıştır.

Okurken bolca üzüntü ve keder size eşlik edecektir.

Umarım beğenir ve desteklersiniz.

Yorum ve oylarınızı esirgemeyin lütfen. 💜💜💜
.

.

.

Biliyorsun,
Sana kendimi gösteremem.
Sana kendimi veremem.
Sana zayıf tarafımı gösteremem.
Bu yüzden yeniden maskemi takıp seni görmeye geleceğim,
Ama hala seni istiyorum..

Jungkook elinde ki saksıyla birlikte bahçesine doğru ilerledi. Güzeller güzeli bahçesine girdiği anda yüzünde her zaman oluşan bir gülümseme belirdi ve yeni çiçeklerini ekmek için açtığı yere doğru ilerledi.

Dün hazırladığı toprağa bakarken hiç önemsemeden toprağa oturdu ve saksıda ki kırmızı çiçeği yavaşça kökünden ayırıp yeni oyduğu toprağa yerleştirdi.

Çok geçmeden bahçesine yeni çiçekler eklediğinde gülümsemeye devam etti ve sulamak için bahçede ki hortumu çekerek yeni ektiği güzelliklerin toprağını ıslatmaya başladı.

En sonunda işi bittiğinde hava da kararmaya başlamıştı. Bilerek dışarıya geç saatlerde çıkıyordu çünkü kimsenin onun çirkin suratını görmesini istemiyordu. Kendini o kadar beğenmiyor ve çirkin buluyordu ki biriyle karşı karşıya geldiği an onun kendisinden nefret edeceğini ya da hakaret edeceğini sanıp kaçıyordu.

Bu saatler kasabalı adamların işten dönme saati olduğu için hepsinin sokaklarda olacağını düşünüp hızlıca evine girdi. İlk önce kıyafetlerini değiştirdi. Ardından da küçük evindeki mutfağa girip kendisi için yemek yapmaya başladı. Tek başına yaşadığı için kendi yemeğini, kendi temizliğini kendisi yapar ve gerekmedikçe dışarıya adım atmazdı.

Yeni çiçek tohumları almak için veya market alışverişi yapmak için çıktığında ise üstüne siyah kabanını kafasına siyah şapkasını ve yüzüne de onu saklayacak olan en önemli şeyi, maskesini takıyordu.

Jeon Jungkook her aynaya baktığında kendine lanet okuyor ve ne kadar çirkin olduğunu düşünüyordu. İnsanların ondan korkacağını sanarak kimseyle iletişime geçemiyor, sürekli kaçıyordu. Hayatı dört duvar arasından ve çiçeklerinden ibaretti.

Jimin yine bir kaldırım kenarına oturmuş ve yoldan geçen insanları izliyordu. Çoğu ona alışkındı çünkü artık hepsi fakir biri olduğunu ve geçinmekte zorluk çektiğini biliyordu.

Kasabalı ona yardım etmek istese bile etmiyordu. Jimin kimin kapısına gidip iş istese hepsi geri çeviriyordu. Tamam belki yapması zordu ama yine de temizlikle falan uğraşabilirdi. En azından eline para geçerdi ve her gece aç uyumak zorunda kalmazdı.

Havanın iyice karanlığa gömüldüğü gece de insanlar artık evlerine girdiğinde ve sokağı sadece evlerden gelen ışıklar süslemeye başladığında Jimin oturduğu yerden kalktı ve üstünde ki eski paltosuna sarılıp etrafına bakındı.

Neyse ki bir evi vardı. Yıkık dökük bile olsa kasabanın girişinde yer alan bir evi vardı ve orada yatıp kalkıyordu. Bugün eve gitmek istemediği için adımlarını kasabanın içine doğru atmaya başladı.

Karanlık sokakları aydınlatan sokak lambaları eşliğinde ilerlerken gülümsüyor ve güzel şeyler düşünüyordu. İlk defa girdiği sokağa göz atarken sanki içine bir ferahlık doğmuş gibi hissetti ve adımlarını hızlandırarak yolu takip etti.

smeraldoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin