Saudade • 3

734 126 174
                                    

saudade: Bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olamayacağını anladığın an yaşadığın his.

.

.

.

'Kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda, birbirine sarılarak uyuyordur.'

Jimin elinde ki çiçekleri sattıktan sonra cebinde paralarla evine dönmüştü. Onları bir kenara koyduktan sonra üşümüş bir halde koltuğa oturdu ve battaniyeyi üstüne çekerek sımsıkı sarıldı.

Daha odun alabilmek için yeterli parası yoktu ve bu yüzden biriktirmek zorundaydı. Aldığı erzaklar ya da meyveler de azaldığı için çok fazla yememeye özen gösteriyordu.

Bu kasabaya geldiğinde annesi ve babasını yeni kaybetmişti. Normalde bu eve onlarla birlikte taşınacaklardı ama bu istekleri maalesef olmamıştı.

Jimin kimsesiz kaldığından beri bu eve sığınmıştı. Fakir bir ailesi olduğu için onlardan geriye kalan hiçbir şey olmadığından kendi başını çaresine bakmak zorunda kalmıştı.

Kimsesiz olmak artık ona acı vermeye başlamıştı. Yanında birisi olsun ve elini tutsun istiyordu. Birkaç gündür ise rüyasına biri giriyor onun eline bir demet çiçek verip geri gidiyordu.

Jimin rüyasında gördüğü çiçeklere daha önce hiç rastlamadığına emindi. Ta ki Jungkook'un zarfın üstüne çizdiği çiçeği görene kadar.

Rüyasında ona verilen demet mavi renkte ve çok güzel kokuya sahip olan çiçeklerden oluşuyordu.

Jimin bir türlü rüyaya anlam veremese bile o çiçeklerin hayatını değiştirdiğine emindi. Ve tek bir isteği vardı. Çiçeklerin sahibi olan adamla tanışmak.

Sıkıntılı bir nefes verirken olduğu yerde uzandı ve kafasını koltuğun minderine yasladı. Çok geçmeden gözleri isteği dışında kapanırken yorgunlukla uyuyakalmıştı.

Jungkook ise o sırada onu izliyordu. Salonun penceresi arka bahçeye bakıyordu ve Jimin perdeyi yarı açık bırakarak uyumuştu.

Adam sabah evinden çıkıp Jimin'i çiçek sattığı yerde bulmuş ve ardından evine kadar takip etmişti. Yanına gitmek istese bile ayakları hep onu geriye çekmiş ve mutluluğa adım atmasına engel olmuştu.

Şimdi ise açık olan pencereden yüzünde ki kırık maskesiyle koltukta uyuyan çocuğu izliyordu. Öyle masum ve dertsiz görünüyordu ki. Jungkook onun yanına kıvrılıp onunla birlikte dertsiz tasasız uyumak istiyordu.

Fakat bunu yapamazdı. Bunu yapabilecek cesarete sahip değildi. Daha aynanın karşısına geçip kendi suratına bakamazken bu melek yüzlü çocuğun karşısına geçip ona onu sevdiğini söyleyezmedi.

Birkaç saat boyunca soğuk havada onu izlemeye devam ettikten sonra gecenin geç vakti evine döndü ve kendisi de derin bir uykuya daldı.

Sabah Jungkook nefes nefese uyanırken rüyasında Jimin'i görmenin mutluluğunu yaşıyordu. Ona kendi elleriyle smeraldo çiçeğini veriyordu ve yine gülümsemesine şahit oluyordu.

Aynı durumda olan sadece Jungkook değildi. Jimin de sabah aynı saatlerde nefes nefese uyanmış rüyasında gördüğü suratı olmayan adamı düşünüyordu. Yine elleriyle kendisine mavi çiçekler veriyordu ve Jimin'in gülümsemesine sebep oluyordu.

Jimin yavaşça yattığı yerden kalktı ve etrafına bakındı. Gözlerini ovuştururken evinin soğukluğu ile birkez daha yaşadığı hayata lanet etti.

smeraldoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin