~ SOLD ~
Gangsterler Luhanı kaçırdıktan sonra Sehun onu aramaya gitmişti. Bayan Lu valizini toplayıp evi terk etmişti. Bay Lu ise evdeki herşeyi öfkeyle parçalamış ve terketmişti.
Luhan bir köşk odasında esir tutuluyordu. Bir komodinin yanında korkuyla dizlerine sarılmış oturarak etrafa bakıyordu. Orta yaşlı bir adam peşindeki üç adamla beraber odaya girdi, onlardan biri annesini savuran adamdı.
"Bu, o." dedi lider. "Babası onu bize sattı Bay Kim."
Bay Kim, korkmuş olan Luhan'ın yanına gülümseyerek gitti. "Korkmana gerek yok, sana zarar vermeyeceğiz." Bay Kim sırıttı ve Luhan'ın yumuşak suratına dokundu.
Luhan başını çevirerek Bay Kim'den uzaklaştırdı. "Bana dokunma!" Bay Kim'e soğuk bakışlarıyla söyledi.
"Sen!" Lider Luhan'a düşmanca bir bakış attı.
Bay Kim ona susmasını işaret etmek için elini havada kaldırdı. "Yazık, babası gibi ailesini seven güzel çocuk."
Luhan, Bay Kim'e düşmanca bakışlar sergiledi. Lider yerinden kalkarak Luhan'ım tam suratının ortasına tokat attı.
"Ona böyle bakmaya nasıl cüret edersin? diye bağırdı Lider.
Luhan derince bir nefes alarak onlara düşmanca bakmaya devam etti. Lider Luhan'a tekrar tokat atacakken Bay Kim onu belinden tutarak engelledi.
"Bakir misin?" sordu, Bay Kim.
Luhan bu soruyla şok olmuştu ama ona cevap vermedi. Bay Kim dizini şiddetle Luhan'ın çenesine vurdu.
"Sana bir soru sordum ve cevap bekliyorum!" Bay Kim bağırdı "Bakir misin?!"
Luhan ona dik dik baktı. Bay Kim Luhan'ın küstah kişiliğine gülüyordu. Luhan'ın dudaklarını yakalamak için hareket etti ama Luhan onu uzağa itti.
Bay Kim gülümseyerek kalktı. "Onu temiz istiyorum. Yarın ki açık arttırma için sadece iç çamaşırı ve tshirt giydirin.
Adamlar eğilerek selam verdi ve Luhan'ı zorla götürdüler.
~~~~~~~~~~~~
Sonraki gün Kris ve Tao binanın içinde Kris'in ofisine yürürken pazarlama hakkında konuşuyorlardı.
"Ah bu arada ailen bu gece Fransa'ya gidiyor. " dedi Tao.
"Umurumda değil." soğukça söyledi Kris "Zaten onları göremiyorum."
"Biliyorum, onlar her yıl senin doğum gününde kart ve para gönderiyorlar.." dedi Tao.
"Onlar hakkında konuşmak istemiyorum."
"Bu akşam herkesin gittiği açık arttırmaya gidecek misin?" sordu Tao.
"Bu akşam yapacak birşeyim yok, gidebilirim." diye cevapladı Kris.
"Yapacak birşeyin var ama sen ondan,onun senden hoşlandığı gibi hoşlanmıyorsun." Tao yaramazca gülümsedi.
"Yuri?" Kris kafası karışmış halde sordu, tao başıyla onayladı. "Onun benimle ne ilgisi var?"
"Senden hoşlanıyor." dedi Tao. "Seni deli gibi istediğini biliyosun." diye muzurluk yaptı Tao.
"Kapa çeneni!" Kris ofisine girerken söyledi.
~~~~~~~~~~
Akşam, açık arttırmada, Kris ve Tao o geceki etkinlik hakkında konuşan adamların bulunduğu büyük salona giriş yaptı.
"Wow, gerçekten de bu gece erkek açık arttırması." Tao etrafına bakarak söyledi. "Bunu gizli yapan ne merak ediyorum."
Kris etkinliğin başlamasını beklerken kendine bir masa buldu ve oturdu. Yarım saat sonra sunucu adam sahneye giriş yaptı.
"Herkese iyi akşamlar.." Bay Kim herkesi gülerek selamladı.
Herkes sandalyelerine yerleşti.
"Bu gece üçüncü yıl kutlamamız olacak, Bu gece size oldukça pahalı ve çok özel olan birşey sunuyoruz." dedi Bay Kim mutluca.
Kris,adam konuşurken telefonuyla oynuyordu. Herkes Bay Kim'in bir masanın üzerinde sergilediği şeyler için teklifte bulunuyordu. İlk şey 600 yıllık bir vazo ikincisi ise 300 yıllık bir tabloydu. Kris sıkılmıştı.
"Bu gecenin son, en güzel ve en özel ürünü." diye duyurdu Bay Kim.
"Hadi gidelim." Kris gitmek için hazırlanırken söyledi.
"Genç bir bakir." dedi Bay Kim.
Tao masadan kalkmakta olan Krisi durdurdu ve şok içinde gösterilen oğlana baktı. "Bekle, bu çocuk açık arttırma için fazla küçük değil mi?"
Kris yerine geri oturdu ve sahneye baktı. Zavallı Luhan'ın hüzünlü vahşi gözlerini gördü.
"Bu açık arttırmayı neden kadınlar için seçtiğimin nedeni." Bay Kim gülümsedi.
"Ne sikim oluyor?" tao garipseyerek Bay Kim'e baktı.
Kris hala sessizlik içinde Luhan'ın gözlerine bakıyordu. Luhan bağlanmıştı, sadece iç çamaşırı ve büyük bir gömlek giymişti. Kris'in kendisine baktığını gördü.
"Açık arttırma başlasın!" Bay Kim mutlulukla söyledi. "Hatırlatıyorum bu tur Amerikan Doları ile olacak."
Bir adam bayrağını havaya kaldırıp "200.000 dolar!" dedi.
"300.000 dolar." bir başkası bağırdı.
"600.000 dolar!".
"1 milyon!" arka sıralardan bir adam daha bağırdı.
"10 milyon!"
"30 milyon"
"50 milyon!!"
Arttırma çekişmeli geçiyordu. Tao bakışlarını teklif yapan insanlar arasında gezdiriyordu. Kris Luhan'ın ne düşündüğünü görmeye çalışarak ona dikkatlice bakmaya devam ediyordu.
"Hüzünlü gözler..." Kris fısıldadı.
"Jebal. (Lütfen.)" Kris ona bakarken Luhan fısıldadı.
Kris onun dudaklarını okudu ve göğsünün sol tarafında şiddetli bir çarpıntı hissetti.
"70 milyon!" bi adam bayrağını hava kaldırarak söyledi.
O an herkes arttırmayı kesti.
"70 milyon, satıyorum." Bay ikim gözünü odanın içinde gezdirerek söyledi. "70 milyon, satıyorum."
"200 milyon!!" Kris bayrağını havaya kaldırıp söyledi.
Tao hayranlıkla Kris'e bakakaldı. "Benimle dalga geçiyorsun, değil mi? Neden ona ihtiyacın var??"
Kris onu görmezden gelip bakışlarını Luhan'ın üzerinde tutmaya devam etti.
"200 milyon, satıyorum!" Bay Kim'in mutlu bakışları salonda geziniyordu. "200 milyon, satıyorum." Salona son kez baktı ve kimsenin herhangi bir arttırma yapmadığı görüp küçük çekicini masaya vurup bağırdı, "Sattım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel In My World
Fanfiction"Hiç bir hizmetkar efendisinden kaçamaz, özgürlük için bedelini ödemek zorundasın." -Kris " Ben melek değilim, ben sadece sıradan bir insanım."- Luhan " Ama kaderimizden kaçamam "