"Bugün verdiğim çalışma kağıdını gruplar halinde yapacaksınız ve size bunun için bir ders süresi veriyorum. Kağıtlarınızı alın ve ben de grupları söyleyeyim."Harry iç çekti. Tüm sınıfla beraber Bay Jackson'ın masasından kağıtları almak için kalktı. Hala futbol maçı yüzünden yorgun hissediyordu -fiziksel ve ruhsal olarak- ve bir grup çalışması yapacak modda değildi. Çünkü genellikle tüm işi kendisi yapardı ve diğerleri onun yaptıklarını kopyalardı, bu ise onun sinirlerinin bozulmasına sebep olurdu. Kağıdını aldı ve kendi sırasına geri döndü, grupların açıklanmasını bekledi.
"Styles, Malik, Tomlinson..." Bay Jackson elinde tuttuğu kağıtları düzelterek isimleri söylemeye başladı.
Harry, Louis'nin ismini duyduktan sonra cümlenin devamını dinlemeyi bıraktı. Lanet. Harry, Louis ile beraber çalışacaktı ve ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu -Louis ile aynı grupta olmanın hayallerini daha önceden kurmuştu ama bu kadar mükemmel birinin yanında durmak onun gerilmesine neden oluyordu.
Louis'nin yerinden kalkıp eşyalarını toplamasını, Zayn'e bakmasını ve grubun geri kalanıyla beraber köşedeki sıraya oturmasını izledi. Zayn, Louis'nin yanına yerleştiğinde vücudunun kıskançlıkla sarmalandığını hissetti Harry, o kadar yakınlardı ki elleri birbirine değiyormuş.
Harry iç çekti, eşyalarını topladı ve kendini Louis ile çalışmaya hazırlarken grubun yanına ilerledi. Gruptakiler sandalye çektiler ve çember şeklinde oturdular. Harry, Louis'nin çaprazında ve Zayn de Louis'nin yanında oturuyordu. Biyoloji dersinde duydukları kadarıyla Niall ve Louis'nin çıkmadıklarını biliyordu -ama Louis ve Zayn hakkında hiçbir fikri yoktu.
Zayn Malik, şüphesiz, çok çekiciydi. Bütün kızlar -ve erkekler- ona salyalarını akıtarak bakıyorlardı. Özellikle de bu kadar havalı, rahat olması ve hiçbir okul grubunda bulunmaması onu daha da gizemli yapıyordu.
Harry hüsranla içten bir şekilde inledi. Keşke Zayn bu kadar gizemli olmasaydı diye diledi -eğer daha açık biri olsaydı, Harry onların beraber olup olmadığını anlayabilirdi. O kadar sessiz ve içlerine dönüklerdi ki, Harry'nin onlar hakkında bir şeyler öğrenebilmesi için çok fazla araştırma yapması gerekmeliydi.
"Evet," Gruplarından bir çocuk boğazını temizleyim konuştu. "Ne yapmamız gerekiyordu?"
Harry anında cevapladı. "Shakespeare'in hayatı hakkında tartışıp kağıttaki soruları cevaplayacağız."
Gözünün kenarından, Harry, Louis'nin ona bakmadığını ve dinlemediğini görebiliyordu. Hayal kırıklığıyla soruları okumaya başladı. Grupla tartışırlarken, Louis ona özellikle soru sorulduğu zamanlar dışında hiç konuşmadı. O ve Zayn, sanki sadece ikisi grupmuş gibi kağıda bir şeyler karalıyor -herkesi görmezden gelerek kendi aralarında tartışıyorlardı.
Harry çaresizce onları izledi, fikirlerini gruptaki herkese söylemelerini umdu -kısmen hiçbir şey bilmeyen insanlarla konuşmaktan sıkıldığı, kısmen de Louis'nin sesini duymak içindi.
Zil çalınca, Louis ve Zayn beraber kalkıp sınıftan da beraber ayrıldılar. Harry inanılmaz kıskanmıştı ve Nick'i beklemesi gerektiğini unutup sınıftan ayrılmıştı.
Öğle yemeği boyunca, Harry, Louis ve Zayn'in masasına bakıp durmuştu. Güldüklerini, sohbet ettiklerini görebiliyordu ve Zayn'in bir kolu Louis'nin omzundaydı. Gerçekten yakın görünüyorlardı.
Çok yakın.
Çıkıyorlarmış gibi yakın.
"Hey Styles, sana diyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me, please? (Türkçe Çeviri)
FanfictionKıvırcık çocuk okulda popüler, herkes tarafından sevilen ve hayatından keyif alan biriydi. Mavi gözlü çocuk ise sessiz, utangaç ama bir o kadar da mükemmeldi ki kıvırcık çocuk ona çok ciddi bir şekilde aşık olmuştu. Ortada tek bir problem vardı, bu...