7

164 19 0
                                    

Jaemin'in geldiği günün üstünden iki hafta geçmişti. O telefon konuşmasında -konuşma denemezdi çünkü ben kendimi tanıttıktan sonra telefon suratıma kapanmıştı.

Yine de bir umut diyordum çünkü der demez değil dedikten bir süre sonra kapatmıştı telefonu.

Kaçıncı olduğunu bilmediğim peçete çöplerini yine kovaya atarken artık kendime gelmem gerektiğini kendime hatırlattım. Jaemin ile aynı ülkede ve aynı şehirdeydik. Yaptıklarımdan sonra bununla yetinmeliydim zaten.

O sırada telefonum çaldı. Kayıtlı olmayan bir numaraydı.

"Alo?"

"Yuna?"

Bu Jaemin'in sesiydi.

"Jaemin,sen misin?"

"Şey,evet benim. Aşağı iner misin iki dakika? Konuşalım."

"Tabii. Geliyorum."

Ona 'Nana' diyememek canımı yakıyordu.

Buna üzülmeyi bıraktım çünkü aşağıda beni bekleyen bir adet Na Jaemin vardı.

.
.
.
.
.
.

Nihayet aşağı indiğimde iki senenin ardından çok değişmiş bir Jaemin gördüm.

Saçlarını siyaha boyamıştı,üzerindeki herşey de siyaha dönmüştü. Keşke dedim,keşke o pembe çocuğu kaybetmeseydim. O cümleyi söylerken dilimi eşek arısı soksaydı!

Donakaldığımı farkettiğimde hızla adımlarımı ona yönelttim. Annemlerle aynı evde kalmamam avantaj sağlamıştı bana. O ise beni görünce gözleri ,yaşla dolduğundan mıdır bilinmez, parlamıştı.

"Hey,Na Jaemin! Uzun zaman oldu ha?"











Saçma bir bölüm oldu ama yine de sırf yazmak için yazdım jsjsjs.

(N)

L-O-V-E/NA JAEMİN ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin