Megumi ve Satoru eve kadar sessiz sakin yürüdüler. İkisi de kendi düşüncelerindeydi. Satoru, en yakınını düşünüyordu; Megumi onlara ne gibi bir iyiliği dokunacağını.
Sokağa adım attıklarında Megumi, Satoru'nun evinin önünde gördüğü ve aslında tam da beklediği manzara karşısında gözlerini devirdi. Suguru sinirle yerinde kıpırdanırken Yuji onu sakinleştirmek için bir şeyler söylüyordu.
"Geri dönelim," Satoru girdiği sokaktan anında geri çıkıp Megumi'yi de kendisiyle beraber geri sürüklerken fısıldadı.
"Gördüm seni piç! Kaçmaya çalışma!"
Suguru resmen kükrediğinde Satoru yerinde sıçramıştı. Megumi onların ilişkisine gülerken kolunu Satoru'nun büyük elinden kurtardı ve kendilerine doğru gelen, daha çok koşuyor gibilerdi, ikiliye doğru yürüdü.
"Seni de öldüreceğim ha, bir gizem kasıp duruyorsunuz aptal aptal hareket ediyorsunuz, ya başınıza bir şey gelseydi? Bak bir de içmiş," Suguru direkt olarak Megumi'yi es geçip Satoru'nun yanına ulaşmış, omzuna sert bir şaplak atmıştı. Satoru kolunu ovuştururken dudaklarını büzmüş anında drama queen moduna girerken nefesinin altından mırıldanmıştı.
"Sen iyi misin?" Yuji, Megumi'nin kulağına doğru fısıldadı.
Megumi kafasıyla onu onaylarken birazdan karşısındaki ikilinin kavga edeceğini düşündüğü için soğuk elini onun koluna koydu ve çekiştirdi. "Hadi gidelim,"
"Olmaz, birazdan kavga ederler." Yuji söylendi, Megumi'yi durdurmak için kolunu onun beline sardı. "Kavga ederlerse ayıralım."
"İşte tam bu yüzden gitmeliyiz," Megumi söylendi, üşüdüğü için sıcak bedene biraz daha sokulurken titremesini bastırmaya çalışıyordu. "Kavga ederlerse sonra aralarında kalırız görürsün,"
Yuji onun üşüdüğünü anladığı için onu daha çok kendine çekiştirdi ve alnını omzuna koymasına izin verdi. "İşte kavga ederlerse ayırmalıyız onları. Ayrıca üşümüşsün, şuradan Satoru'nun evine gireriz."
"Bitti mi mini dramanız?" Suguru tüm sokağı inleten biçimde kalın sesiyle bağırdığında Yuji ve Megumi yerinde sıçradı. "Güzel, şimdi bağırmaya devam edeceğim."
"Çocuklara niye kızıyorsun ya?" Satoru dudaklarını bükerek mızmızlanırken Suguru git gide sinirleniyordu.
"Bak!" Suguru döndü, koca eliyle Satoru'nun kafasına bir şaplak indirdi. "Hem beni endişelendiriyorsun hem gelmiş burada tantana yapıyorsun, sikerim belanı ha."
"Belamı değil--"
Suguru, Satoru'yu boğmaya başladığında Yuji ve Megumi güldü. Megumi iyice insan ısıtıcısı olan Yuji'nin göğsüne gömülürken titremesi durmuyordu.
"Satoru'nun evine geçelim, Megumi üşüdü." Yuji hızla söylendi, kaslı kollarını iyice ince bedene sardı. Megumi de ellerini onun montunun içinden sokup sırtına sararken alnını boynuna yaslamıştı.
"Daha çok sana sarılıyormuş gibi duruyor," Satoru, Suguru tarafından boğulmayı yeni kesmişken söylediğinde Suguru sinirli olmasına rağmen güldü.
Yuji ve Megumi gerçekten de grubun iki bebeği gibiydi ve onların ilişkileri hepsinde bir ebeveyn hissi doğuruyordu. "Hadi geçelim, bir posta da orda döverim seni." Suguru söylendi, Satoru'nun saç diplerine parmaklarını sertçe bastırdı.
Yuji hızla Megumi'yi çekiştirerek götürürken Satoru doğruldu, Suguru'nun yüzüne baktı. İnce parmakları yavaşça onun ince telli saçlarına dolandığında Suguru ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bakıyordu. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı ve bu Satoru'nun yumuşakça gülmesini sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paradise •jujutsukaisen
Non-Fictionlise draması ve jujutsu sahirleri. !⚠! ağır küfür ve komik olmayan şakalar !⚠!