Satoru yatakta ölü gibi yatarken dış kapının açıldığını ve içeri birisinin girdiğini duymuştu. Adım seslerinden Suguru olduğunu anlayabiliyordu, bu yüzden ölü gibi yatmaya geri döndü.
"Ben geldim." Suguru söylendi, içeri girip ceketini sandalyenin üstüne bıraktı. "Uyudun mu?"
"Evet." Satoru tekdüze bir sesle cevapladı ve arkasına döndü.
"Küs müyüz?" Satoru, gelen seslerden Suguru'nun tişörtünü ve pantolonunu çıkardığını duyabiliyordu. Ardından dolabın açılma sesini duydu.
"Yoo." Suguru, Satoru'nun kısa cevapları yüzünden rahatsız olmuş hissederken üstüne kendi için biraz uzun ama dar gelen tişörtlerden birini geçirmiş, altına da herhangi bir şort giymişti. Giyinme işlemi tamamlandığında ise hızla zıplayarak Satoru'nun üstüne atlamıştı.
"Küs müyüz?" Suguru sorusunu tekrarlarken Satoru'yu sıkıştırmış gıdıklıyordu.
"Suguru, bırak." Satoru gülerek onu ittirmeye çalışırken bir yandan da canı acıyacak diye tam olarak sert davranamıyordu da. "Bak canını acıtacağım, çekil."
Satoru onu ensesinden tutup yana devirirken Suguru zaten acıyan canı yüzünden çok karşı koyamadan iki kişilik yatakta boylu boyunca uzanmaya başlamıştı. İkisi de bir süre nefeslendikten sonra hiçbir sebep yokken kahkaha atmaya başlamışlardı.
"Sessiz ol mal, komşular uyanacak." Satoru onu omzundan dürterek uyardığında Suguru koca eliyle onun ağzını kapatmaya çalışmıştı. Bu ikisini daha da güldürürken hiçbir şey umurlarında değildi.
Gençlerdi ve hayatlarının tadını çıkartıyorlardı.
"Yaralarına bakalım mı?" Beraber boş boş güldükleri 5 dakikanın sonunda Satoru söylediğinde Suguru reddetti ve uzanmaya devam etti.
"Kalbim kırık ve midem bulanıyor."
Suguru söylendi, Satoru'nun ince beline kolunu dolayarak ona doğru döndü.
"Seni seviyorum."
Satoru'nun sözcükleri ikisi arasında kısa süreli bir sessizliğe yol açmıştı.
"Bu sefer ne isteyeceksin, yarınki matematik ödevini mi?" Suguru gülerek söylendi, hızlanan kalp atışlarını görmezden geldi.
"Hayır." Satoru muzip bir sesle söylendi. "Bu sefer senin de beni sevmeni istiyorum."
Suguru'nun dudakları aralandı, gözleri odağını kaybetmiş gibi Satoru'nun yanaklarına daldı gitti. Ve Satoru yemin edebilirdi ki, Suguru en azından 10 saniyeliğine nefes almayı bırakmıştı.
"Suguru nefes al." Satoru bağırırcasına söyledi.
"Sen ciddi misin?" Suguru sesindeki dehteşle sorarken Satoru'nun mavi gözleri bulutlanmıştı. Ağlamak üzereydi. Şimdi ikisi de yatakta doğrulmuş bir biçimde oturuyordu.
"Hm." Satoru küçük bir mırıltı ve baş sallamasıyla en yakın arkadaşını onayladığında Suguru hızla ona atıldı.
Satoru'yu sıkıca sarıp göğsüne çekerken Satoru ne olduğunu anlamaya çalışırcasına gözlerini kocaman açmıştı. "Saklamakta çokta başarılı değildin ama senin açılacağını hiç düşünmemiştim." Suguru onun alnına dudaklarını yaslamadan önce mırıldandığında Satoru sıkıca onun beline sarılmıştı.
"Kabul ettin demek mi oluyor?" Satoru sordu, hafifçe burnunu çekti. Sadece 3 saniye önce ağlamak üzereyken şimdi dünyanın en mutlu insanı falan olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paradise •jujutsukaisen
Non-Fictionlise draması ve jujutsu sahirleri. !⚠! ağır küfür ve komik olmayan şakalar !⚠!