"Taehyung! Bekle gitme Taehyung!"
Taehyung, kendine seslenildiğini duyunca yavaşça arkasına dönüp bakındı. Beni gördüğünde durarak benim gelmemi bekledi.
Çantamı tutarak yanına koştum. "Bana şu benim tabirimle j'in adresini verir misin?"
Kaşlarını çatarak bana yaklaştı. "Emin misin Lisa? Belki, seni görmek istemiyordur."
İçimdeki umutla konuştum. "Belki, tek ilacı beni görmektir?" Gülümseyerek koluna girdim. "Muhtemelen sen de yanına gidiyorsun, hadi beni götür Taehyung-ie."
Kararsız bir şekilde saçlarını karıştırdı. "Ben bilmiyorum Lisa." Gülerek ona döndüm. "Bana güven, onu hayal kırıklığına uğratmayacağım."
"Onun için değil Lisa, sen hayal kırıklığına uğrayacaksın." Kafamı olumsuz anlamda sallarken yürümeye başladım. "Hayır, hiç de bile. Ayrıca kim çıkabilir ki? Hah, kesin sizden biri değil mi--"
"Lisa!"
Arkamdan bana seslenen Sehun'u görünce yüzüme memnuniyetsiz kısa bir gülümseme ile yanıma gelmesini bekledim.
Taehyung ne olduğunu anlayamadan sadece izliyordu. Sehun, kısa sürede yanıma geldiğinde gülümseyerek konuştu. "Bugün sinemaya gidelim mi sevgilim? Vizyonda harika bir sinema varmış."
Sevgilim kelimesine baskı yaparken Taehyung'a bakış attı. Beni onların elinden aldığı için mutluydu ve anlamlı bir şekilde sırıtıyordu. "Üzgünüm Sehun, bugün arkadaşım biraz hastaymış onu görmeye gideceğim."
Yüzü dediğim şey ile biraz somurturmak gibi bir hal alırken Taehyung gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.
"Sonra ona gidersin, bugünü benimle geçirmek istersin değil mi sevgilim?" Elimi tutarak gizliden sıkarken kendimi tutmaya çalıştım.
"Canım sevgilim, sonra gitsek. Onun için çok üzülüyorum." Diyerek sahteden ona sarıldım. "Peki sevgilim, dikkat et kendine."
Benden ayrılırken sahte bir şekilde gülümseyip elimi sıktı ve arkasını dönerek gitmeye başladı. Biz de onun ardından dönerek gitmeye başladık.
"Onunla gerçekten sevgili değilsin değil mi?"
"Ne?" Kaşlarımı çatarak ona döndüm. Giderken karşımızdan gelen insanlar ona sürekli bakmamı engelliyordu.
"Çok belli Lisa, zorla gülümsüyorsun."
Kafamı eğerek yürümeye başladım. Ne diyebilirdim ki? Haklıydı. "Doğru değil mi dediğim?"
Hiçbir şey diyemedim. Sadece kafam eğik yürümeye devam ettim. Aniden beni durdururken kafamı ona çevirdim.
Gözlerime ısrarla bakarken kafamı olumlu anlamda salladım. "Eğer çok önemli değilse anlatır mısın?"
Kafamı sallarken yürümeye devam ettim. "Okulda sevdiğim biri var. Lütfen bunları ona anlatma ama senin arkadaşın. Jungkook."
"Ne?"
"Ne oldu?"
Taehyung beni hızlıca kenardaki bir köşeye başkalarının yolunu kapatmamak için çekerken telaşla konuştu. "Bizim Jun- Jungkook?"
"Evet Taehyung birşey mi oldu?"
"Sana herşeyi anlatmam lazım Lisa hızlıca."
Hızlıca kenardaki banka otururken o da yanıma geçti. "Sana- yani senin biriyle yani senin konuştuğun şu kişi var ya."
Kafamı hızlıca salladım. "Ee? Devam etsene."
"O J-Jungkook'tu."
Boğazıma büyük bir yumru otururken yavaşça yutkundum. Yani kendini kaç gündür kapatan, hatta kendine zarar bile vermiş olabilen kişi Jungkook'tu, sevdiğim çocuktu.
Hızlıca banktan kalkarken Jungkook'un bildiğim evine doğru koşmaya başladım. Çantam yavaşça kollarımdan çıkarak düşerken onu umursamadan koşmaya başladım.
Hızımdan saçlarım gözlerimin önüne geliyor. Onları çekerken insanlara çarpıyordum. Aşırı hızlı koştuğum için kalbim sıkışırken kenarda durup birkaç saniye soluklandım.
Geldiğim tarafa baktığımda Taehyung da uzaktan koşarak geliyordu. Yeteri kadar dinlendiğimi düşünüp tekrar koşmaya başladım.
Evi zaten okula yakın olduğu için kısa sürede kapısının önüne gelmiştim. Hatırladığım numarayı çalarken kapının açılmasını bekledim. "Numara 19."
Kapı açılma sesi geldiğinde hızlıca içeri girerek kapının önündeki asansörün düğmesine bastım. Gelmesi uzun süre alırken Taehyung da bana yetişmişti.
"Lisa sakin ol tamam."
Hızlıca beraber asansöre binerken kendisi katı tuşladı. '5' Asansör hareket ederken telaşla nefes almıştım. Kendine birşey yapmış olamazdı değil mi?
"Taehyung, J-Jungkook'un telefonu kapalı mı?"
Taehyung hızlıca başını yukarı aşağı sallayarak olumlu anlamda mırıltılar çıkardı. "Evet çünkü kırdı."
Asansör kata gelirken kapı yavaşça açıldı. Yavaşça açılan kapının arasından hızlıca geçerken bildiğim sağdaki daireye gittim.
Hızlıca kapıyı çalmaya başladım. Sol elimle zile basarken sağ elimle de kapıyı yumrukluyordum.
Kapıyı daha önce birkaç kez okulda gördüğüm Hoseok açtığında arkasında diğer tüm arkadaşları vardı. Jungkook hariç.
"Jun- Jungkook nerede?"
Hoseok şaşkın bir şekilde içeriyi işaret ederken işaret ettiği odadan da kırılma sesleri geliyordu.
Hızlıca koşarak odaya gittim. Kapının kulpunu direkt indirmemle kapının açılması bir olmuştu. Girdiğim anda ise yerde ağlayarak duran Jungkook'u gördüğümde yanına koşarken konuştum.
"Jungkook lütfen, bak buradayım. Senin yanındayım artık. Seni seviyorum."
|Bölüm Sonu|
HaYaT bAnA wAiKiKi WaYwAy Waİkİkİ wAiKiKi Waİkİkİ WaYwAy
Şllslsowlspwloslqoskoqkspsoqlsplqs
Okkkkkadar uzun zamandır bölüm atmıyorum kii
Neyse yine uzun süre bölüm atamawak
Hadi görüşürüzzz💖💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
je t'aime • Liskook
Fanfictionjkeon: Happy Birthday My Love! I Love You 💖 © 11 Mart 2021 | belijuforsea to imloraguys's Birthday