İnsan ne için yaşar?Kim için neden Yaşar?kendi için hayalleri hedefleri için mi yoksa etrafında bir takım menfaatleri için yanında olan insanların desteğiyle mi?
Bana göre insan yanında olanlar ve onların eleştirileri için değil kendi için yaşar.Kim benim yanımda ?kim benim arkamda? kim Benim destekçim?Bunların hiçbiri umrumda olmadı Sadece kendim için hayallerim ,hedeflerim için yaşadım.Hiçbir insanın benim hakkımdaki iyi veya kötü yorumlarıyla ilgilenmedim.sadece kendim ve hayallerim için.Düştüğümde tek kalkabilmek,yaralandığımda kendi yaralarımı kendim sarabilmek için savaştım.Dünden sonra babamla ve annemle uzun uzun konuşmuş,beni aldıkları yetimhanenin,kaç yaşımda beni aldıklarını hepsini öğrenmiştim.Bir insan nasıl olurda üç aylık çocuğunu yetimhaneye bırakabilirdi.Biyolojik annem ve babam beni üç aylıkken yetimhaneye bırakmışlar üstüne üstlük bir de beni alan kişiye bez ,mama yardımı yapabileceklerini belirtmişlerdi.Ama beni evlatlık alıp asla üvey olduğumu hissettirmeyen annem ve babam bu yardımı reddedip bana bu yardımdan çok daha lazım olan bir şeyi verdiler"SEVGİ"..
Odamda bu düşüncelerle ayılıp bayılırken öğleden sonraki dersim için hazırlanmaya başladım.Bugün okulumuza seminer için yeni aşçılar gelecekti.Gastronomi bölümü okuyan biri için de bu seminerlerin ne kadar önemli olduğunu siz düşünün..
Siyah kot pantolonumu ve mavi tişörtümü giyinip deodorantımı sıkıp odamdan çıktım.Mutfakta benim için bir şeyler hazırlayan annemin yanağına öpücük kondurup masaya oturdum.Alel acele bir şeyler atıştırıp evden çıktım.Okulum ile evimiz arası yarım saatti bazen erken çıkınca yürüyor ,bazen de üşengeçliğim tuttuğunda otobüse biniyordum.Bugün de otobüse binme kararı aldım.Okula varır varmaz sınıfıma çıktım.Gözlerimle Deren'i aradım sanırım kendileri henüz teşrif etmemişti.Zilin çalmasına beş dakika kala nefes nefese kalmış heyecanlı bir halde sınıfa girdi.Normalde okula gelirken ruhsuz gelen Deren' de ki bu heyecanın sebebini merak etsem de yanıma gelmesini bekledim.Hemen yanıma geçip saçını başını düzeltmeye başladı.
-Deren hayırdır kız ?bu aralar var sende bir şeyler .
Hoca sınıfa girdi.Ve girer girmez ders anlatmaya başladı.
-Günce yeni biriyle tanıştım.
-Ne ne zaman nasıl nerede kızım niye söylemiyorsun?
-Daha henüz iki gün oldu ama aşırı iyi bir çocuk çok iyi bugün çıkışta kafeye gideceğiz sende gelsene.Tanışırsınız hem.
-Yok ben bugün çıkışta kütüphaneye gideceğim sonra tanışırız.
Aslında geçiştirmek için bir bahaneydi.Kütüphaneye gideceğim felan yoktu.Yetimhaneye gidecektim.Üç aylıkken bırakıldığım o yetimhaneye.Yarım saat sonra dersten çıkıp seminere indik.İki saat süren seminerin ardından Deren heyecanlı bi şekilde okuldan ayrıldı.Bende eve doğru ilerlemeye başladım.Annemi arayıp
-Anne ben eve yaklaştım da yetimhaneye gideceğim benimle gelir misin?
-Tabii ki güzel kızım biraz bekle hemen geliyorum.
Yaklaşık on beş dakika sonra annem aşağıya indi.Birlikte merkeze giden otobüslerden birine bindik.İçimdeki tarifsiz duygu anlatılmazdı.Annemin gözlerine baktığımda da beni kaybetme korkusunu görebiliyordum.Uygun bir durakta indik.Yaklaşık yirmi dakika sonra büyük bir binanın önünde durduk "İzmir Bornova Yetiştirme Yurdu"
Hayat durmuştu benim için tam yirmi bir yıl önce buraya bırakılmıştım.Bi çocuğa güzel bir hayat yaşatmayı hor gören bir anne ile babanın kızıydım.Her ne kadar kabullenmek istemesemde acı ama gerçekti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
Teen FictionAy ışığına, bir göl kayığına Sakladım acımı gül yanağına Gülümsemesi yakamoz...