2.Bölüm -Nuroş

628K 22.6K 6.7K
                                    

Soğuk havanın bu denli içime işlemesini mevsime bağlıyorum. Belki de sert esen rüzgar anılarımı getirsin diye olduğundan fazla hissetmek istiyorum. Yağmur çiseliyor hafiften. Ancak yüzümde hissettiğim o soğuk damlaların sebebi bu değil. Gözyaşlarımı durduramıyorum. Ellerimi bedenime sarıyor bir adım daha atıyorum denizin sert kayalara çaptığı uçuruma. Dalga sesleri beni çağırırcasına hırçınlaşıyor, kendime engel olamıyor ve bir adım daha atıyorum. Kısa saçlarım gözlerime giriyor ama ilgilenmiyorum. Fısıltı duyuyorum göremeyeceğim kadar uzaktan. Hadi yapabilirsin diyor bana. Geçmişin hikayesini unutamayacağımı söylüyor. Bir çıkış yolu olmadığını, gölgemden kaçamayacağımı anlatıyor ince ve narin bir ses. Karanlık her an yanı başımdaymış gibi hissediyorum. Kelimelerin sessizliği çöküyor üzerime. Rahatlatıcı hava bir anda kasvetli bir hal alıyor, ürküyorum. Tedirgin olmama rağmen cesaretimi topluyorum nihayet. Özgürlüğüme bir adım kala başka bir ses duyuyor, yeniden irkiliyorum. Geçmişinden kaçma, kurtul diyor. Hemen ardından yağmur bir anda şiddetleniyor. Ve hikayeni okuma, kendin yaz.

Gözlerimi açtığımda yumuşacık yatağımda buldum kendimi. Gözlerimi ovuşturup kendime gelmeye çalışırken ne yapacağımı düşündüm durdum. Hava kararmış, şehir sessizliğe bürünmüştü. Annemlerin yanına gitmek inmek üzere yatağımdan ayrıldım. Annem tekli koltukta lezzetli gözüken yaş pastayı yerken, babam spor spikerinin dediklerine odaklanmıştı. İkisi de yapmacık öksürüğüme kadar beni fark etmemişti. "Geç oldu, yarın okulun var kızım."

"Okula gitmek istemiyorum anne." deyince babam televizyonu kapattı ve bana döndü. Yorgun olduğunu gözlerinin altında oluşmuş mor halkalardan anlayabiliyordum. "Neden küçük bir çocuk gibi davranıyorsun Esila? Evet okulu sevmek zorunda değilsin ancak bitirmek zorundasın."

Şımarık küçük bir kız çocuğu gibiydim babamın gözünde. Beni sevdiğini biliyordum ama hissettirmiyordu. Yapısı gereği olsa gerek çoğu zaman sert bir mizacı vardı. "Anlamıyorsun." diyebildim sadece. Annem elindeki porselen tabağı, cam masanın üzerine bıraktı ve yanıma geldi. "Okulunu değiştirmek ister misin kızım?" dedi elini elimin üzerine koyarken. Onlara yaşadıklarımı anlatmak istemiyordum. Benim yüzümden üzülmeleri dayanılmaz bir hal alırdı. Ama artık işin içinden çıkmakta zorlanıyor, boğuluyormuş gibi hissediyordum.

"Dışlanıyorum, önceden yaşadıklarımın biraz daha fazlasını yaşıyorum. Ve bunu yaşamaktan çok yoruldum. Ağır geliyor, kaldıramıyorum. Ben artık değişmek istiyorum baba." derken gözlerimi kısa tırnaklarımdan ayırmadım. Elim ağzıma giderken parmaklarımda yiyebilecek tırnak olmadığını fark ettim. Dış görünüşüme bakılacak olunursa tırnaklarım göze bile batmıyordu. Babam oturduğu yerden kalkıp diğer yanıma oturdu. "Kimin umurunda ki? Ben dünyanın en güzel kızına sahibim."

Babamın dedikleri bütün her şeyi unutturmuştu. Ama içimde artan o intikam hırsının önüne geçemiyordu. Dolu gözlerle sarıldım. Kollarını etrafıma dolayınca o kadar güvende hissettim ki kendimi. Ne olursa olsun kimse bana zarar veremez, kimse beni üzemez. Gözyaşlarım, çekişlere dönünce "Tişörtümü ıslattın bütün sümüklü." diyerek dalga geçti. Gülümsemem kapının çalması ile yarıda kesildi. Çat kapı gelen bir misafirimiz olmazdı. Yada zillere basıp kaçan mahalle çocukları. Dedim ya, samimi bir muhit değildi burası. Bana kimse karışamaz havaları, yapmacık sevgi gösterileri, çıkar ilişkileri...

"Nuroş?"

"Ablacıım?"

"Nurooş?"

"Ablacııım?"

"Nurooş?" diye uzattı şaşkınlığını üzerinden atamamış annem. "Abla, yeter. Sonra şaşırırsın, dondum burada."

Annem kapının önünden çekilince teyzem daldı içeri. Babam ise o sırada taksi şoförünün kapını önüne bıraktığı beş bavulu içeri taşımak ile meşguldü. Annem ve teyzem uzun uzun sarıldıktan sonra teyzem annemi ittirdi. "Bu kadar sevildiğimi bilseydim önceden gelirdim ablacım ya." dedi gülerken. Deli dolu ve hayatı anlık yaşayanlardı teyzem. Kimsenin dediğini yapmaz, arkasından küfür bile etseler gülümser geçerdi. Bunu yapma sebebini sorduğumda gülümsemek en güzel ve en temiz küfürdür demişti. "Kız cimcime gel buraya. Büyümüşsün sen."

SİZ İSTEDİNİZ! (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin