ahhh hadi ama peki de ne nerdeki bu studio emily kızım sen aptal mısın? studionun nerde olduğunu sorsana çocuklara pekii ama ya fazla çocuksu olursam yani sürekli konuşup gevezelik etmek istemem. ah tanrım bu arabanın camları neden siyahtı ki belki dışarı birazcık belli olsaydı anlardım ama hayır hiçbir yeri tam olarak anlayamıyordum neyse artık gidince öğrenicez nerde olduğumuzu.
zayn: emily ne düşünüyorsun öyle kara kara . dedi ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi tanrım bu kadar masum olmayı nasıl becerebiliyor bu çocuklar.
emily: ımm ben seyy nereye gittiğimizi anlamaya çalışıyorumda :)
zayn: sanırım biraz gevşemen gerek emily. merak etme artık birlikte çalışacağımız için sana alışmamız gerekecek bunuda herzaman ki gibi davranırsan halledebiliriz ha ?
louis: bizi arkadaşlarınmışız gibi gör yani bize karşı rahat ol :)
emily: tamam peki denerim.
niall: em sen yemek yapmayı bilir misin?
emily: tabii ki bi çok yemeği yapabilirim.
niall: ailemize hoş geldin em :D
hep birlikte güldük ama harry gülümsememişti bile öylece gözlerini cama dikmiş bişeyler düşünüyordu acaba bu kadar derin ne düşünüyor olabilirdi. neyse onu rahatsız etmek istemem. geldiğimizde liam kapıyı açtı ve inmem için bana elini uzattı ben ise gülümseyerek elini tuttum arabadan indim o an gözüme çarpan tek şey o tek saniye bile gülümsemeyen çıt dahi çıkarmayan harry styles liam ın elini tuttuğumda gözlerini dikmiş bana bakıyordu. ben ise onu ilk defa bu bakışlar içinde görmüştüm.
studio'ya girdiğimizde en sevdiğim yerin burası olduğuna o saniye karar verdim tanrım harika bi şekilde düzenlenmişt, bu renkler tasarım koltuklar enstrumanlar özenle dizilmişti adeta burada yaşamak istedim o an. birden enstrumanların arka tarafındaki kapıdan lou girmişti içeri (lou saç tasarımcıları) ve bana sıcak bir gülümsemeyle yaklaştı yanağıma masum bi öpücük kodurarak ailemize hoş geldin emily dedi. ben ise sarılmasına karşılık vererek teşekkür ederim dedim ve koltukların birine oturdum.
