Mert ile ilişkimizin 2.aynın yıldönümüydü bugün, aynı zamanda Amerika dan dönüşü bugün dü acaba gelmişmidir??neşeli bi biçimde yatağımdan doğrulup banyoya doğru ilerledim. Aynaya bakınca geçen gün yaşadığım o iğrenç olay aklıma geldi.
2 gün önce
Mert in ailesinin holding i nedeniyle katılması gereken bir toplantısı varmış. O yüzden hiç istemeye istemeye Merti Amerika ya yolladım. Bir gece dönüp geri Türkiye ye dönecekti. Kısa süre kalması birazda olsa rahatlatmıştı beni. Annemde teyzemle beraber 15 günlüğüne yurt dışı tatiline çıkmış bu 15 gün içinde İtalya,İngiltere ve Norveç e gideceklerdi. Annem ve teyzeme bu değişikliğin iyi geleceğini düşünerek bu plsnı yapmış ve dün onları İstanbul aktarmalı olarak ilk ülke olan İtalya'ya göndermiştim. Evde tek olunca canım sıkılmış ve kendi başıma Çarşıya çıkmak istemiştim. Hızlıca giyinip evden çıktım. Çarşıda yürürken gözüme bi elbisr takıldı ve vitrine doğru yürüdüm. Elbise gayet güzeldi. su yeşili renginde sade günlük bi elbiseydi. Elbiseyi kendi üzerimde hayal ederken omzumda bi el hissettim dönüo bakınca birde kimi göreyim EGE!!!! Adam karşımda piç smyle yapmış bana bakıyodu. Tam bir şey söyleyecekken bi anda dudağıma yapıştı. O sinirle onu ittim ve çığlık atmaya başladım. Bu şerefsiz ne sanıyordu ki kendini.. Ege susmam için eliyle ağzımı kapattı ve beni sürüklemeye başladı. Arabasını gördüğümde bana zarar verebileceğini düşünerekten ayağımla hassas yerine bi tekme vurup ağzımdaki elini ısırdım. Ege o acıyla ağzımdan elini çekerken ben feryat figan polis karakoluna doğru koşmaya başladım. Arkamdan Ege son sürat koşuyor,'' Sen benimsin Esin gel buraya,seni o piç Mert e yar etmem'' diyordu. Allahın cezası beni ara sokaklara götürmüş ,bi tane insan yoktu. Polis karakoluna ulaştığımda kendımı yere bıraktım ve ağlamaya başladım.. Memurlar başıma toplaşmış beni sakinleştirmeye çalışırken Ege karakolda belirdi. Memurların arasından geçip ''Bana bak Esin sen ne yaptığını sanıyosun derhal benimle gel ve sana gerçekleri anlatmama izin ver. Benş dinle ve bana geri dön Esin '' diyordu aynı zamanda bileğimi öyle bi kavramıştı ki canımı çok acıtıyordu. Memurlar Ege yi uzaklaştırıp bana olan biteni anlatmamı niçin Ege nin benim peşimde olduğunu niçin onunla gitmediğimi filan sordular. Bende tüm yaşadıklarımı eskiyi özetleyerek bildirdim. Çok korkuyordum çünkü ondan kadın kaçırma teşebbüsünde bulunduğundan şikayetçi olmuştum. İster istemez kendimi polislere kaptırıp Şikayetçi olmak istiyorum memur bey diyivermiştim. Sorgum bitince Ege yi yanıma aldılar. Ege şikayetçi olduğumu öğrenmiş olacak ki bana bağırmaya ve yüzüme iki tane tokat atmaya başladı. Memurlar hemen olaya müdahale edip Ege yi başka bi karakola sevk edip cezalandırılmasını istediler. Banada kendimce almam gereken önlemleri söyleyip Ege nin bidaha benimle uğraşamayacağını söylediler. Bir polis memuru eşliğinde evime bırakıldım. Ne iğrenç bi gündü. Ege nin resmen gözü dönmüş beni kaçıracaktı. Bu olayı en azından şimdilik annem ve mertten saklamalıydım....Kafamda bu olay yeniden canlanırken gözlerim dolmaya başlamıştı. Hemen kendime gelip elimi yüzümü yıkadım ve odama döndüm. Telefonuma mesaj gelmişti. Açıp baktım,mesaj gizli numaradandı. Mesaj aynen şöyleydi ; '' Sevgilinin seni aldatıyor Esin. Bu olaya canlı tanık olmak istiyorsan hemen sizin mert le takıldığınız kafeye gel. Ayakta uyuyosun Esin,YAZIK...'' Resmen şoook geçiriyordum. Nasıl yaniiii yaaa ?!?!?!? O sinirle üstüme pantolon ve tişört geçirerek dışarı fırladım. Arabama binip doğru o adrese gittim. Oraya varınca cafeye resmen saldırgan gibi girdim ve tam karşımda Mert ile bi kızı sarmaş dolaş gördüm. Resmen birbirlerine kilitlenmişler birbirlerinin içine girecek haldelerdi. Kan beynime sıçramıştı,o anda gözlerimi aldatılmanın verdiği o nalet his bürüdü ve gözüm hiçbişeyi görmedi sanki o ana baba günü gibi olan kafede sadece ben Mert ve o kız vardı. ''MERT!'' Diye bağırdım. Tüm gözler bendeydi mert bi hışımla cafe girişine doğru kafasını çevirdi ve beni
görmenin verdiği şaşkınlıkla kızı bırakıp yanıma geldi. ''E-Esin ne işin var senin burda,bak hiçbişey anladığın gibi değil aşkım,herşeyi açıklayabilirim.'' ''Daha neyi açıklayacaksın Mert ben herşeyi anladım zaten. Bana sakın aşkım maşkım deme!!! Allah belanı versin Mert. Meğer ne kadar çabuk sıkılmışsın benden. Bugün bizim ilişkimizin 2.ayıydı ama bakıyorum da sen o yellozla vakit geçirmekten tamamen unutmuşsun BENİ,BİZİ... Birdaha sakın beni arama seni görmek istemiyorum. Nefret ediyorum senden!!!'' Diyip yanağına çok sert bir tokat attım. Tüm cafe bizi izliyor kimileri ''Aa gencecik kıza bu yapılırmı. Terbiyesiz herif'' gibi çıkışmalarda bulunuyorlardı kendilerince. Akan gözyaşlarım daha da şiddetlenirken kızın suratına sert bi bakış atıp oradan çıktım. Kız bana zafer benim edasıyla bakmıştı. Öfkem daha da şiddetlenirken arabama bindim ve yol beni nereye götürse diyerek gaza bastım. Son hız gidiyor sanki araba yarışındaymışım gibi hissediyordum ama aklıma o görüntüler geldikçe haykıra hayrıka ağlıyor ve daha da basıyordum gaza. Otobana çıkmıştım arabam öyle hızlı gidiyordu ki o hıza kendimi kaptırıp çığlıklar atmaya başlamış. Tıpkı eskiden Ege için ağladığım zamanlara dönmüştüm. Ataklarım başlamış gözyaşlarım önüme siper olmuş önümü görmeme engel oluyordu. Önden gelen bi korna sesiyle irkildim ve yanlış yöne girdiğimi anladım. Artık herşey için çok geçti. Kıyamet sesi gibi bir sesle sağa sola savruldum emniyet kemerim takılı olmadığından kamyonla çarpışmanın şiddetiyle kafam her tarafa çarpıyor beynim yerinden çıkçak gibi olmuştu. Son hatırladığımsa dikiz aynasından gördüğüm her taraflı kan içinde, kendini tanıyamaz hale gelen,acılı Esindi. Gerisi zaten kör karanlığı...