1. Tanıştığıma Memnun Oldum

96 11 109
                                    

Selam bu kurguyu son kez yayımlıyorum daha kaldırmıyacağım.

Titreyen elimi engellemeye çalışsam da olmuyordu. Korkuyordum. Yaptığım ödev fazla kötü olmuştu. Yazım normalde de kötü olmasına rağmen şimdi daha kötü yazıyordum. Önemli bir ödevdi kötü yapamazdım. Biraz sakinleşmeye ihtiyacım vardı. Fakat yerimden hareket edemiyordum. Odamdan çıkmak hiç istemiyordum. Bağırış sesleri gittikçe artarken birden etraf sessizleşti. Sonra dış kapının kapanma sesi geldi. Biraz bekleyip yerimden kalktım. Pazar günlerini bu yüzden hiç sevmezdim. Hep korku dolu geçerdi. Stresten ağrıyan karnımı şiddetlenirken derin bir nefes alıp kapıyı açtım.

"Umarım gittiğin yerde ölürsün. Bıktım senden ölsen de kurtulsam."

Annem ağlayarak konuşurken yanından geçip tuvalete gitmem onu sinirlendirmişe benziyordu. Gerçi bir şey desem yine bana patlardı.

"Aynısısın."

Bir şey demek istemiştim fakat bana bakan abim buna engel oldu. Ağlamak istiyordum. Geri odama girdim. İçimden Tanrı'ya dua ediyordum.

Lütfen babam geç gelsin

Saate baktım sekizi geçiyordu. Telefonumu şarja takıp yatağıma yattım. Uyuyamayacağımı bilsem de denedim. En azından abimle dışarı çıkmıştım. Bugün ile ilgili güzel şeyler vardı.

Sabah alarm sesiyle uyandım. Yüzümü yıkadım üstümü giyip evden çıktım. Sabahın yedisinde kimse uyanık olmazdı. Babam büyük ihtimalle işteydi. Kahvaltı yapmayı sevmezdim. Kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başladım. Durağa doğru yürürken kalın bir ceket almadığım için kendime kızdım. Üşümekten değil de ya çıkışta babam gelirse diye düşünüyordum. Kızardı.

Otobüs geldiğinde bindim. Sadece yolu izledim. Okulun önünde indim. Kulağımda heyecanlı bir şarkı çalıyordu. Bunun verdiği enerjiyle sınıfa koşar adım çıktım. Girdiğimde anda bağırdım.

"Günaydın!"

Kimsenin bana cevap vermemesi ve karanlık sınıfla göz devirdim. Işığı açıp göz gezdirdim. İki kişi vardı. İkisi de sıraya kafasını koymuş yatıyordu.

"Günaydın dedim!"

Seokmin kafasını kaldırıp bana baktı.

"Jackson sabah sabah neden?"

"Çünkü mutsuz ve enerjik olmamak için bir sebep yok."

Baban var

Biraz düşününce çok sebep vardı. Onlara rağmen gülümsedim. Çantamı sınıfa bırakıp yan sınıfa gittim. Burada ışık açık beş altı kişi sohbet ediyordu. Bir tanesi hariç hepsini tanıyordum. Hangi sınıf olduğunu düşünürken. Arkadaş olduklarımdan bir tanesi bana seslendi.

"Jackson gelsene."

Bana seslenen çocukluğumdan beri tanıdığım Yugyeom idi. Onu severdim. Gerçek beni bilse belki arkadaş olmak istemezdi. Kimse istemezdi.

Yanlarına oturduğum da tanımadığım çocuğa baktım. Kalın dudaklı çekik gözlü şekilli burunlu oldukça yakışıklı biriydi. Tombul yanakları ve kendini belli eden kulakları yakışıklılığına tatlılık katmıştı. Gözlerimiz kesişince gülümsedi. Gülümsemesi fazla güzeldi. Ne yaptığımı düşününce kaşlarımı çattım. Bunu fark etmiş olacak ki gülümsemesi soldu. Yugyeom'a döndüm. Bana bakıp konuşuyordu. Bir şey mı anlatmıştı. Nasıl dalmıştım?

"Ben gidiyorum Jaebeom gelmiştir."

Yüzünü düşürdü.

"Beni dinlemiyor musun?"

The Moment I See You ~ JinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin