9.Mutlaka Görüşelim

62 12 45
                                    

Hi

14000 kelime 💪🏽

Yorum yapmayı unutmayın

İyi okumalar 🥰

"Yugyeom annemi kantine indirsene ben eşyalarımı toplayıp geleyim."

"Neden bekleyeyim işte."

"Ceketim spor salonunda kaldı. Sen bir kahve iç geliyorum hemen."

Yugyeom şüpheli bakıyordu fakat annemin koluna girip sınıftan çıkarmıştı. Tekrar kapıdan baktım. Bana bakıyordu. Tanıdığını anlamıştım. Bozuntuya vermeden Jinyoung'a döndüm. Ne kadar az pürüz o kadar az şüphe.

"Yaya geçidinde ki gerizekalı. Başımıza iş açar. Görürsen falan tanımamazlıktan gel. Yanına gelirse karıştırdığınız tarzı şeyler söylersin."

Panikle gözleri büyüdü. Okuldan çıktığımızı biri öğrenirse ceza alırdık. Ceza alamazdım. Babam öğrenirdi. Buna izin veremezdim.

"Ya paniklersem ve kötü giderse."

"Ceza alırız ama gitmez sana güveniyorum. Yapabilirsin, sana gerçekten güveniyorum."

Güvenmiyorum. Kesinlikle güvenmiyorum. Milyonda bir bile güvenmiyorum. Kesin batıracaksın. Lütfen batırma Jinyoung. Şuan tek umudum sensin.

Çantamı alıp tam kapıya gidecektim ki Jaebeom'ı duydum.

"Jackson! Ceketin, bare yalanını bozma salak."

Şuan stresli olmasam gülebilirdim ama o adam hala bana bakıyordu. Merdivenleri inerken hızlı adım sesleri duyunca kaşlarımı çattım. Ara katın camından baktığımda onu gördüm. Neden beni takip ediyordu? Sakince arkamı dönüp yer vermek adına elimle gösterdim.

"Aceleniz var gibi buyrun efendim."

Gülümsedim. Bana kısık gözlerle baktı. Kavga ettik bitti işte neden uzatıyorsun aptal adam.

Kararlı gibiydi. Ama daha beni tanımıyordu. Ellerimi arkada birleştirdim.

"Daha önce karşılaştık mı?"

"Sanmıyorum efendim ben sizi ilk defa görüyorum. Eğer veli iseniz beni daha önce okulda görmüş olabilirsiniz."

Hala aynı gözlerle bana bakıyordu. Yüz ifademden ödün vermedim. Gülümsemeye devam ettim. Saygılı, gülen yüzlü, sakin biri.

"Hayır hayır nereden tanıştığımızı hatırladım. Sevgilin nasıl?" 

Gülümse, ona izin verme. Hatırlamamasını sağla.

"Sevgilim yok efendim. Olsun ister miyim bilmiyorum. Bilirsiniz kadınlar biraz."

Benimle birlikte hafifçe güldü. Kafası karışıyordu. Şüpheli bakışları kaybolmaya başlamıştı.

"Anlıyorum demek istediğini."

Gitmem gerek. Bakışları yumuşuyordu.

"Efendim sizide tuttum işiniz olmalı. Annem bekliyor gitmeliyim."

Uzatma ve git.

"Sohbetin eğlenceli umarım bir daha görüşürüz. Jackson."

Yüzümde ki gülümseme istemsizce kayboldu. Sesi tehtidkardı. Adımı nereden biliyordu? Özellikle adımı bastırmıştı.

"Umarım"

Umarım bir daha cehennemde bile görüşmeyiz.

Merdivenleri inerken derin bir nefes verdim. Adımı nereden biliyorsun şerefsiz diye bağırmak istiyorum.

The Moment I See You ~ JinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin