2. Bölüm

344 17 1
                                    

Ashley'nin beni sarsmasıyla kendime geldim. Hemen sonra telefonum çaldı. Telefonu cebimden çıkarırken düşürdüm. Sakarlık bu olsa gerek. Eğilip telefonu alacakken bir el telefonumu alıp bana uzattı. Başımı kaldırdım ve- NE?! NASIL OLUR?!

Bu o çocuktu. Burada ne işi vardı? Yoksa bu okulda mı okuyordu? Yok canım bu okulda okusa görürdüm herhalde. Ama Tu alyeni kaydolmuş da olabilir. Aklımda bir sürü soru. Telefonu alıp bana verdi. Ben ise şaşkın bir ifadeyle hala ona bakıyordum. Kimin aradığına bakmadan açtım;

''Brenda?''

''Julia?''

''Nerdesin?''

''Okuldayım, ne oldu ki?''

''Seni görmeye geldim. Umarım annen evdedir.''

''Evet evdeydi. Ben bir kaç saate gelirim.''

''Tamam görüşürüz.'' diyip suratıma kapattı. O sırada şu mükemmel çocuk yanıma oturmuş beni süzüyordu.

''Ben Nash.'' dedi o tatlı gülüşüyle. Elini uzattı.

''Brenda.'' dedim elini sıkarak. Konuşmaya devam etti.

''Artık bu okuldayım. Umarım aynı sınıftayızdır.'' dedi göz kırparak. 

''Ahh ne güzel, umarım öyledir.'' 

O sırada zil çalmıştı.Nash'le birlikte onun sınıfına bakmaya gidiyorduk. Listenin önüne geldiğimizde kalbim yerinden çıkacaktı. Tanrım! Lütfen aynı sınıfta olalım. Nash'in 'OLEY!' çığlıklarıyla kendime geldim. Evet, aynı sınıftaydık. 

''Böylesine zarif bir bayan acaba benimle aynı sırada oturabilir mi?''

''Neden olmasın.'' dedim gülerek. O anda boynuma atladı. Ahh ne yapıyor bu çocuk. Ayrıldıktan sonra sınıfa doğru yürümeye başladık. Dersten çıktıktan sonra Nash beni eve bıraktı. İçeriye girene kadar kapının önünde arabasında bekledi. Kapıyı açan kardeşim Alex'di. Julia'nın odamda olacağını tahmin ettim ve merdivenleri üçer beşer koşarak çıktım. Odaya çıktığımda tahmin etiiğim gibi Julia odadaydı. Beni görünce koşarak sarıldı. Bir kaç saniye sarıldıktan sonra ben yatağa oturttu.

''Ahh çok özlemişim seni Brenda. 4 aydır görüşmüyoruz.''

''Bende çok özledim Jules.''

''Hey! Bana 'Jules' dememen için anlaşmıştık diye hatırlıyorum.''

''Kesinlikle 'Jules'.''  derken Jules'ı bastırarak söylemiştim. Böyle denmesini hiç sevmezdi. Çünkü eski sevgilisi onu 'Jules' diye severdi. Ayrıldıklarında 1 ay depresyona girdi. Hayata zor döndürdük denilebilir.  O sırada annem yemek için seslendi ve aşağı indik. Masaya oturmamla annemin şu soruyu sorması bir oldu;

''Seni bırakan çocuk sevgilinmiydi?''

Demesiyle az önce içtiğim suyu püskürttüm. Herkes gülmeye başlamıştı. 

''Saçmalama anne. Sınıf arkadaşım o benim.''

''Eminim öyledir.''

''Annee''

''Ee nasıl biri?''

''Anne daha bugün tanıştık. Sadece adını biliyorum.'' Annem bir şey dememişti. Sonra yemeğe devam ettik.

-SABAH-

Bu kez alarmım olmadan kalkmıştım. Alarmın çalmasına daha yarım saat vardı. Julia benden önce uyanmış telefonla konuşuyordu. Telefonu kapattığında bana döndü.

''Sanada günaydın.''

''Ahh günaydın Jules. -piç smile-''

''Her neyse. Ben Jacob ile buluşacağım. Beni almaya gelecek. Sen okuldan ne zaman çıkarsın?''

''Julia, bugün cumartesi.''

'' Hadi yaa.'' Gülerek yataktan kalktım. Giyinip aşağı indim. Annem uyuyordu sanırım. Alex televizyonun başındaydı her zamanki gibi. Yanına oturdum.

''Abla seni dışarda bekleyen birisi var. Pencereden görünce yanına gittim. Seni beklediğini söyledi.''

''Kimmiş adını söyledi mi?''

''Hayır.'' Merakla kapıyı açtım. Kapıyı açmamla bir çift mavi göze rastlamam bir oldu. İnanamıyorum Nash gelmişti. 

''Günaydın prenses.'' 

''G-günaydın Nash. Ne işin var burada?''

''Seni almaya geldim. Haftasonu diye bir şeyler yaparız diye düşündüm. Bizim çocuklarla tanıştırırım seni.''

''Bizim çocuklar?''

''Cam, Matt, Jacks, Taylor, Aaron, Shawn...'

''Imm, bilemiyorum.''

''Hadi ama prenses o kadar geldim.''

''Ahh peki.'' Nash'i içeriye aldım çünkü üzerimde günlük kıyafetlerim vardı. Yukarıya çıkıp giyindim. Aşağı indiğimde Nash'le Julia konuşuyorlardı. Hemen aralarına girdim.

''Ben hazırım.'' dediğimde Nash beni süzüyordu. 'Hadii' der gibi başımı salladım. Araba bindik. Nash sürekli bana bakıyordu. 

''Çok güzel olmuşsun.'' Utanmıştım az da olsa.

''Teşekkür ederim.'' Sonunda bir yerde durmuştuk. Büyük bir kafeye geldik. Nash arabadan inip kapımı açtı. Kafeye doğru ilerledik. Kapıyı açtığımda şok oldum. O burada olamazdı.

YENİ BÖLÜMÜ UMARIM BEĞENİRSİNİZ. OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN PLSS. YORUMLARINIZI ÇOK MERAK EDİYORUM. 

You're only mine. (Nash Grier Fanfic.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin