5. Bölüm

185 14 1
                                    

Telefonunu alıp konuşmaya başladı.

''Merhaba Bayan Miller. Brenda bu akşam bizde kalsa sorun olur mu?''

''NE?! Nash ne yapıyorsun?''

''Anladım, Teşekkürler efendim. Size de iyi akşamlar.'' Bana dönerek pis pis sırıtmaya başladı.

''Bu akşam bizde kalıyorsun prenses.''

Kolumdan tutup koltuğa oturttu. Bense Nash'e mal mal bakıyordum. Telefonuyla bir şeyler yapıyordu. Ayrıca çok komik görünüyordu. Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Benimle birliklte o da gülmeye başladı.

''Garip değil mi? Daha bir kaç gün önce tanıştık ve şuan aynı evde kalıyoruz. Annemin buna izin verebildiğine inanamıyorum.''

''Ve yalnızız.'' dedi göz kırparak.

''Hey biz sadece arkadaşız. Ayrıca Cam seni bana emanet etti.''

''Diyorsun ki bütün gece sarılarak uyuyacağız.''

''Ben acıktım.'' dedim konuyu değiştirerek.

''Üzgünüm, evde sadece su var.''

''Çok fakirsin Nash.'' Telefonumu çıkarıp pizza sipariş ettim. Daha sonra telefonumla uğraşmaya başladım. Yaklaşık yarım saat sonra kapı çaldı. Nash kalkıp kapıyı açtı. 3 paket pizzayla salona dönünce telefonu fırlatıp pizzaya yöneldim. Dilimleri üçer beşer atıyordum ağzıma resmen. ''Yavaş! Boğulacaksın.'' dediğini duyduğumda gülmeye başladım. Aslında tam gülemedim çünkü ağzım tamamen doluydu. İlk kez bu kadar aç kalmıştım sanırım. Pizzaları bitirdikten sonra Nash çöpleri toplayıp yanıma geldi.

''Saat baya geç olmuş. Bence uyumalıyız prenses.'' Koltuk yastığını göstererek;

''Burada uyuyabilirim. Bak böyle kıvrılır uyurum. Yukarıya çıkmama gerek kalmaz.'' dedim yatarak.

''Cam seni bana emanet ettiğine göre yanımdan hiç ayrılmaman gerekir, değil mi?'' Bir süre bakıştıktan sonra kolumdan tutup zorla koltuktan kaldırdı ve Nash'in odasına çıktık. Bu odayı gördüğümde kendimin ne kadarda düzenli olduğumu anladım. Nereye bassam bir çamaşıra takılıyordum. Nash dolabından eşofman çıkarıp bana uzattı. Lavobaya geçip giyindim. Bu eşofmanlar bana neredeyse 3 beden büyük gelmişti. Hep kısayım diye oluyor bunlar. Giyindikten sonra Nash'in yanına geçtim.

''Aman Tanrım! Kıyafetlerim yürüyor!''

''Ha-ha-ha(!) Çok komik Grier.''  Gülmeye devam ediyordu.

''Bu koca evde boş oda vardır herhalde.''

''Hani benimle uyuyacaktın?'' Başımı hayır anlamında salladım sadece.

''Peki, sen bilirsin Brenda.'' duraksadı. ''Dememi bekliyorsan yanıldın.'' diyerek kolumdan tutup yatağa fırlattı. Hayır Nash! Gıdıklamak olmaz! Kes şunu pislik! Direnmeye çalışsam bile kaslı kollarından kaçamadım. En sonunda durmuştu. Yanıma uzandı. Nash'e arkamı dönerek uzandım. Kulağıma doğru eğilerek ''İyi geceler prenses.'' diye fısıldadı. Tepki vermeden uyuma çalıştım. O kadar yorulmuştum ki hemen uyuyakalmıştım.

-SABAH-

*Nash'in Ağzından*

Uyandığımda saat çok erkendi. Tam tekrar uyuyacaktım ama pazartesi olduğunu hatırlamamla yataktan fırlamam bir oldu. Brenda'yı orada bırakıp odadan çıktım. Üzerimdekiler eşofman olduğu için değiştirmeye gerek duymadım. Arabama atlayıp doğruca alışveriş yapmaya çıktım. Gece evde sadece su var derken ciddiydim. Kahvaltılık şeyler alıp hızlıca eve döndüm. Kahvaltı hazırlamasını da çok bilirim ya artık(!) Kendimce bir kahvaltı hazırlayıp Brenda'yı uyandırmaya çıktım. Ah, az kalsın unutuyordum...

*Brenda'nın Ağzından*

Yavaş yavaş uyanmaya başlamıştım. Ama gözlerimi açamıyordum. Bunun tekrar uyumam gerektiğinin işareti olduğunu düşünerek uyumama devam ettim-demek isterdim bir kova suyu üzerime boşaltan Nash sayesinde uyanmış oldum. Küfürler saydırarak yataktan kalkmak hiç hoş değil gerçekten.

''Gü ahahaha nay ahahaha dın ahahaha.''

''Sayende o da kalmadı canım.'' dedim pis pis bakarak. Sırılsıklam olmuştum. Tebrikler Nash Grier(!)

''Hadii! Sana süprizim var. Gözlerine inanamayacaksın!''

''Bağcıklarını kendi başına bağlamayı mı başardın yoksa?''

''Hey, sen nereden biliyorsun bunu?''

''Kesinlikle Cameron söylemedi(!)''

''Cam bittin sen!'' Bu kez ben gülmeye başladım. Kurulanmak için banyoya girdim. Kendi kıyafetlerimi giydikten sonra aşağıya indim. Nash eliyle masayı göstererek kendini övmeye başladı.

''Tatatataam! Mükemmel Nash hazretlerinin hazırlamış olduğu bu mükemmel kahvaltı sizin için bayan.''

''Gözlerime inanamıyorum(!) Olamaz(!)''

Gülerek masaya geçtim ve kahvaltı yapmaya başladık. İyice doyduktan sonra Nash çantasını aldı ve evden çıktık. Önce bizim eve sonra okula geçtik. Gece Nash'de kaldığım için evden çantamı aldım. Eve girdiğimde annem, Alex ve Alex'in bakıcısı kahvaltı yapıyorlardı. Biraz konuştuktan sonra evden çıkıp arabaya geri döndüm. Okula vardığımızda otoparkda indik. Okula doğru giderken Jack -sarı olan Jack- ve Carter'la karşılaştık. Onlarla beraber sınıfa geçtik. Zil çaldığında Jack ve Carter sınıflarına gittiler. Nash'e ''Bayan Grande bu tarafa baktığında beni uyandır.'' dedikten sonra kafamı çantama yaslayıp uyumaya başladım. Kıkırdadığını duyabiliyordum. Bende içimden güldüm. Gece geç yattığımızdan uykumu alamamıştım. Normalde çok nadir uyurdum derslerde. 6 ders boyunca yarı uyur bir vaziyetteydim. Okul bittiğinde Nash'le vedalaşıp eve doğru yürümeye başladım. Yürüdüğüm sokakata kimse yoktu. Hemen sonra arkamdan ayak sesleri duymaya başladım. Arkamı dönüp kim olduğuna baktım.

''Beni korkuttun Matt.''

''Üzgünüm, seni görünce yolumu değiştirip yanına gelmek istedim.'' Gülümsemekle yetindim. Eve vardığımda Matt'le vedalaşıp eve girdim. Evde kimse yoktu. Bakıcı aramak için elimi cebime att- TELEFONUM YOK! NEREDE BU LANET TELEFON! Bir anda telefonumu Nash'in kahvaltı masasında bıraktığımı hatırladım. Bu kadar unutkan olmamam gerekiyor. Oflayarak evden çıktım ve yoldan taksi çevirdim. Taksiciye adresi verdikten sonra arkama yaslandım. Nash'in evine vardığımda kapıyı çaldım. Açan olmayınca bir kaç kez daha çaldım. Saksının içinde anahtar olabileceğini tahmin ederek eğildim ve evet anahtar buradaydı. Kapıyı açıp içeriye girdim. Her yer karanlıktı. Salona doğru ilerledim. Gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum. Birisi Nash'i sandalyeye bağlamış. Her yer darmadağındı. Koltukların yastıkları, vazo ve tablolar paramparça olmuştu.

''Nash ne oldu bura-'' diyecekken kafama sert bir şeyle vurulduğunu hissettim ve her yer bir anda karadı.

MERHABAA! EVET TEOGDAN SONRA YAZACAKTIM AMA DAYANAMADIM. BÜTÜN BÖLÜMÜ BİR GECEDE YAZDIM. UZUN OLMUŞTUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. İYİ OKUMALAR (:

You're only mine. (Nash Grier Fanfic.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin