1.9K 137 63
                                    

∞∞∞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

∞∞∞

"Sen böyle bir şeyi nasıl sakladın?"

Yerinden kalkarken bağırdığında gözlerimi kapattım. Şirkette konuşurken daha dikkatli olmamız gerekirdi ama inkar etmeyecektim.

"Bilmen mi gerekiyordu?" dedim ona bakarken.

Şokla bana bakıyordu. "Byeol çocuğun babası benim farkında mısın sen? Bilmem gerekti tabii!"

"Sesini alçalt," dedim sakince. "Buradaki hiç kimse seni duymak zorunda değil."

"Tek derdimiz bu mu şu an cidden?!"

Çok sinirliydi farkındaydım ama ben de onun gibi davranırsam olay çıkararak gidecektik.

"Yerine otur. İşimizi bitirdikten sonra düzgünce konuşalım."

"Şimdi konuşuyoruz. Kalk."

Yanıma geldi, kolumdan tuttuğunda omzundan ittirdim.

"Ne oluyor burada?"

Kapıya döndük ikimiz de, Minhyuk kapıya yaslanmış bize bakıyordu.

"Bir sorun yok, sadece-"

Eunwoo sözümü keserek atıldı. "Evet cidden hiç bir sorun yok, çocuğum olduğunu öğrendim yaklaşık beş dakika önce."

Minhyuk gözlerini kaçırdığında Eunwoo'nun kaşlarını çattığını gördüm.

"Sen biliyor muydun?"

Ona sormuştu bunu, Minhyuk cevap vermediğinde derin bir nefes almıştım.

"Aslında sen dışında herkes biliyordu."

Bir kaç saniye bana baktı ama ne hissettiğini anlayamadım. Hayalkırıklığına uğramış gibiydi.

Moonbin'le Soomin'i gördüm, dışarı gitmeyecekler miydi diye düşünürken Eunwoo arkadaşlarına bakarak, "Siz neden söylemediniz?" diye sormuştu.

"Bunu sana söyleyecek kadar yakın olduğumuzu zannetmiyorum," dedi Moonbin.

"Gözünde nasıl bir yerimiz varsa artık gideceğin haberini Byeol'den duymuştuk." Kaşlarını çattıktan sonra duraksadı. "Ya da dur, senin gözünde herhangi bir değerimiz var mı?"

Moonbin o kadar kırgın konuşuyordu ki Eunwoo'nun suratına vurma isteğimi bastırıyordum.

"Aynı şey mi?"

"Ne? Buna mı taktın şimdi?"

"Yeter," dedi Minhyuk. "Siz erken çıkabilirsiniz bugün. Gidin."

Derin bir nefes aldım. Bunu bizim için yapmasına gerek yoktu ama yapıyordu işte.

"Dışarıda bekler misin? Ben de arkandan geleceğim."

Sessizce konuştuğumda Eunwoo bana kısa bir bakış attıktan sonra odadan çıkmıştı.

"Şimdi ne yapacaksın?"

Minhyuk'a döndüm. "Cidden bilmiyorum. Konuşup halletmeye çalışacağız."

Masanın üzerindekileri özensizce düzenledikten sonra onlara baktım.

"Yarın görüşürüz."

Odadan çıktığımda aceleci olmayan ama hızlı adımlarla çıkışa ilerledim.

Rüzgar yüzüme çarptığında arabaya yaslanmış bekleyen Eunwoo'yu gördüm. Yere bakıyordu ve dalmış gibiydi.

Yanına gittiğimde ilk bana baktı, sonra bir şey demeden ön koltuğa geçti.

Arabayı çalıştıracakken onu durdurdum.

"Bir yere gitmek istemiyorum. Sadece arabada konuşsak olmaz mı?"

Şaşırmış gibi bana bakarken başını salladı, yanındaki koltuğa oturduktan sonra kapıyı kapattım.

"Nereden başlamak istiyorsun?"

İleriye bakarken geriye yaslandı.

"Ne anlatacağımı düşünüyorsun bilmiyorum," diye yanıt verdim gözlerim yüzünde gezinirken.

"Sen ne duymak istiyorsun?"

"İlk ne zaman öğrendiğini ve neden söylemediğini mesela."

Derin bir nefes aldım kafamı cama çevirirken. "O gün söyleyecektim."

"Hangi gün?"

Hafifçe gülümsedim. Hatırlamaması tabii ki normaldi, onun için önemi yoktu çünkü.

Ona baktım. "Veda ettiğin gün."

"Söyleyebilirdin."

"Eunwoo. Şaka mı yapıyorsun sen? Çocuk 6 yaşına girdi ve sen hâlâ söyleyebilirdin mi diyorsun? Bunu mu konuşacağız şu an?"

Sertçe nefesimi verdim.

"Tamam. Ne zaman tanışırız?" Neden bu kadar aceleciydi?

"Fikrimi sormadın ama sorarsan tanıştırmak istemiyorum. Min Ki çok istekli bu konuda o yüzden ne zaman istersen o zaman tanışırsın."

"Bugün olur mu?"

Kaşlarımı çattım. "Ne? Hayır!"

"Niye ne zaman istersen o zaman diyorsun o zaman?"

Derin bir nefes aldım.

"Öncelikle onunla konuşmam gerek. Sonra tanışabilirsiniz."

"Yarın olur mu?"

Bıkkınlıkla başımı salladım. "Tamam. İşten sonra gideriz."

Bir şey söyleyemiyordum, zerre hak etmiyordu ama işte biyolojik babası olunca diyecek bir şey de kalmıyordu.

Arabadan inerken, "Yarın görüşürüz." demişti ama cevap vermedim, hemen kendi arabama ilerledim.

Derin bir nefes aldım. Onun yakınında olmamaya çaba göstermeliydim ama arada bir oğlumuz varken bu ne kadar mümkündü?

Stresten parmağımı ısırdım.

Min Ki sevinçten çıldıracaktı.

∞∞∞

Byeol 🤝🏻 Min Ki için

Volkan 🤝🏻 Ali için

Benzer durumlar...

Geç attığım için kusura bakmayın, bu aralar pek fazla yazamıyorum ve bunu da kontrol etmeden atıyorum. Biraz uykulu hâlimle yazdım ve yazım yanlışları varsa üzgünüm 💁🏻‍♀️

Bu kurgudan neler beklediğiniz hakkında çok meraklıyım.

Sizi seviyorum, kendinize iyi bakın 💘💘

Before You Go | Cha Eunwoo √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin