001

5.2K 91 41
                                    

《çeviri bölümü》

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

《çeviri bölümü》

•Alec Lightwood•

Odanda, duyduğun çınlama sesiyle uyandın. Uzanıp lambayı açmaya çalıştın ancak sen yapamadan odanın ışıkları yandı.

"Alec?" Onu kapının önünde gördüğünde kaşlarını çattın ve gözlerini ovuşturarak konuştun.

Baştan aşağı siyah giyinmişti ve yayını elinde tutuyordu. "Hadi gidelim." Yanına gelip çarşafları üzerinden kaldırırken konuştu. Ardından çıplak bacaklarını fark edince kaşlarını çattı.

"Kışın ortası. Neden pantolon giymiyorsun?"

Gözlerini devirdin ve yataktan çıkıp pantolon almak için çekmeceni açtın. Pantolonunu giyerken, bir yandan da Alec'in gergince oradan oraya yürümesini izliyordun.

"Nereye gidiyoruz?" Merakla sordun.

Alec'in gecenin ortasında seni bir görev için uyandırması alışılmadık bir şey değildi ama ilk kez gergin görünüyordu. Sanki bir şeyler yanlışmış gibi.

"Henüz emin değilim." Botlarını giyer giymez elini eline sardı. Seni odandan çıkarırken, ses çıkardığında seni susturuyordu.

Sonunda dışarı çıktığınızda, Alec yüksek sesle nefes verdi ve parmaklarını saçlarının arasından geçirdi.

"Alec." Elini onun eli arasından çekip kollarını göğsünde birleştirerek mırıldandın. "Neler oluyor? Neden bu kadar garip davranıyorsun?"

"Ruh Kılıcı'nın altında sorgulanman için teslim olmanı istiyorlar," Alec gergince konuştu. "Emiri yeni aldım."

"Bekle, ne?!" Şaşkınca konuştun. Alec tekrar eline uzandı, Enstitüden olabildiğince uzağa ilerlerken seni de yanında sürüklüyordu.

Bir ara sokağa girince yürümeyi bıraktı. "Bak, seni buradan olabildiğince uzağa götürmem gerekiyor ve sonra kimse fark etmeden geri dönmem gerekiyor. Senin için mücadele edeceğim, tamam mı? Ama önce kimsenin sana ulaşamayacağından emin olmalıyım."

"Alec," mırıldandın. "N-neden beni sorgulamak istiyorlar? Ne yaptığımı düşünüyorlar?"

Alec iç çekti, "Jonathan'ı diriltmek için Lilith ile çalıştığınızı düşünüyorlar." Sana yüzünde acılı bir ifade ile söylüyor.

"Alec-"

"Bana kendini açıklamana gerek yok." Hızla sözünü kesti.

"Bekle, b-bunu yaptığımı mı düşünüyorsun?" Sorduğun soruyla birlikte başını eğdi. "Onu sevdiğini ve onu ne kadar korkunç bir şekilde kaybettiğini biliyorum, bırakman senin için çok zor olabilir," Alec yumuşak bir ses tonuyla konuştu, "Kızgın değilim."

"Bunu yapmadım!" Kendini açıklamak için adeta çırpınıyordun. "Alec...Ben- ben onun gerçekte kim olduğunu bilmiyordum. Onu Sebastian olarak sevdim. Jonathan olarak değil. Bütün arkadaşlarımı öldürmeye çalışan çocuk değil! Seni öldürmeye çalışan kişi değil!"

Alec rahatlıyor ve seni kucaklayarak göğsüne doğru çekiyor. "Siktir." Sessizce mırıldanıyor. "Seni bundan nasıl çıkaracağımı bulmaya çalışırken aklımı kaçırıyordum."

Ondan uzaklaştın ve kaşlarını çattın. Kuşkusuz, Jonathan'ın gerçek kimliğini öğrendikten sonra bile unutmak zordu. Ama hayatta kalsaydı, yaptığı şey yüzünden onu asla affetmezdin- ve asla bir milyon yıl sonra onu geri getirmeye çalışmazdın.

Alec, o öldükten sonra iyi olduğundan emin olmak için haftalar harcadı- Alec olmasaydı, asla başaramazdın. Ve yine buradaydı, tamamen çılgınca bir şey yaptığını düşündüğünde bile sana yardım etmeye çalışıyordu.

"Sanırım bu artık geri dönebileceğimiz anlamına geliyor." Kıkırdayarak konuştu.

"Merak ediyorum, planın neydi?" Sokağın duvarına yaslanarak ona sordun.

"Ben- ben seni şehirden çıkaracağımı düşündüm. Belki bir kulübe veya sahil evi...güzel bir yer. Elimden geldiğince seni ziyaret ederdim, sana yiyecek falan getirirdim, ta ki adını temize çıkarana kadar." Sana en karmaşık planı yapmış gibi gülümsüyor.

"Planın beni uzaklaştırmak ve kendini tek insan bağlantım yapmak mıydı?" Kaşlarını kaldırarak soruyorsun.

"Bu çok mu korkunç olur?" Sana sırıtarak soruyor. "Demek istediğim, Enstitüdeki tek arkadaşın benim."

"Çünkü herkesi korkutuyorsun." Alay ederek konuşuyorsun.

"Benden Sebastian'ı korkutmamamı ve bunun ne kadar iyi sonuçlandığına bakmamı istemiştin." Alec anlamlı bir şekilde konuştu. Ardından ne dediğinin farkına varınca gözleri genişledi.

"Özür dilerim, öyle demek istemedim-"

"Alec, sorun değil." Ona güven verircesine konuştun. "Güven bana, ona- ona karşı hiçbir kalıcı hissim yok, tamam mı? O adam bir psikopattı."

"Eh, ne olursa olsun, şimdi sonsuza kadar yakınındaki adamları korkutacağım. Seni her yerde takip etmem gerekse bile."

"Bunu zaten yapıyorsun." Gözlerini devirerek alaycı bir şekilde konuştun. "Resmi olmayan bir erkek arkadaş gibisin."

Alec'in gözleri bir an merakla parladı ve ardından yıllardır düşündüğü kelimeleri söyledi. "O halde neden resmi yapmıyoruz?"

"Huh?" Ne sorduğunu çok iyi bilmene rağmen mırıldandın. Milyonlarca kez kafandan çıkardığın bir düşünceydi; Alec senin arkadaşındı ve onun bir daha asla olamayacağına kendini ikna etmeyi başarmıştın.

Cesur, nazik ve sadıktı ve senin düşüncene göre herkes için fazla iyiydi.

Seni her zaman, tekrar ve tekrar kurtarmıştı. Kurtarılmayı hak etmesen bile. Her an arkanı kolladı.

"Gerçekten bana tekrar söyletecek misin?" Utangaç bir şekilde sordu ve sesli bir şekilde iç çekti. "Erkek arkadaşın olmak istiyorum. Aslında, hayatının aşkı olmak istiyorum, ama bunun için çalışacağız." Küçük, gergin bir gülümsemeyle ekledi.

Onun bu hâline güldün. Ardından kollarını boynuna doladın ve dudaklarını sertçe dudaklarına bastırdın. Çocukluğundan beri istediğin gibi.

"Çoktan oldun bile, aptal." Onu tekrar öpmeden önce mırıldandın.

alec için diziye başlayıp magnus'a aşık olmam-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

alec için diziye başlayıp magnus'a aşık olmam-

multifandom imagineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin