2.BÖLÜM

250 45 12
                                    

İyi okumalar..

...

Ceketimi aceleyle koltuğa asıp masanın üzerinden kalem kağıt aldım ve odadan çıktım. Aklıma gelen şeyle durup cebimi yokladım ve telefonumu çıkartıp kulağıma dayadım.

-Alo? Joy eve vardın değil mi?

Joy "Evet az önce geldim."

-Tekrardan özür dilerim, istersen işim bitince yanına gelebilirim.

Joy "Gerek yok, sen işini rahatça hallet.  Kapı çaldı gitmem gerek."

-Tamam, görüşürüz.

Karşıdan bir ses gelmeyince kapattığını anladım. Belki de ondan ayrılmalıydım. Zaten ikimizin de mutlu olduğu söylenemezdi.

Bunu şimdilik umursamamaya karar vererek sorgu odasına girdim ve kapıyı yavaşça arkamdan kapattım.

Merakla etrafına bakınan kızın bakışları anında beni bulurken onu rahatlatmak için hafifçe gülümseyip karşısındaki sandalyeye oturdum.

-İşimizi hızla halledelim tamam mı? Sorduğum sorulara güzelce cevap ver.

Boş boş yüzüme bakmaya devam ettiğinde iç çekip arkama yaslandım. Belki de konuşmayı falan bilmiyordu.

"Orada ne yaptığınla başlayalım." sessizliğini koruduğunu fark edince devam ettim "Birini öldürmekle suçlandığını biliyorsun değil mi? Konuşmayacak mısın?"

Tanrım.. Delireceğim şimdi!

Bakışlarımı siyah cama çevirip kaydı durdurmalarını istedim ve tekrardan kıza dönüp ciddiyetle konuştum. "Konuşmayı biliyorsun değil mi?"

Kararsızlıkla yüzüme bakıp usulca başını salladığında oturduğum yerde heyecanla doğruldum. "Pekala bana ismini söyler misin? Benim adım Chaeyoung, Park Chaeyoung."

Gözleri anında parlarken yavaşça dudaklarını aralamıştı "Chaeyoung."

Kısık çıkan sesiyle yüzümde geniş bir gülümseme oluşurken olumlu anlamda başımı salladım. "Evet Chaeyoung. Seninki ne?"

Kendimi anasınıfı öğretmeni gibi hissetmiştim. Onunla nasıl iletişim kuracağımı bilemediğim için her şeye en başından başlamanın mantıklı olacağına karar verdim.

"Lisa."

Kelimeleri ağzından taksit taksit alıyor olmak sinirimi ne kadar bozsa da ismini öğrenerek bir ilerleme kaydetmem beni memnun etmişti.

Elimi yavaşça ona doğru uzatıp sıkmasını bekledim. Narin elleri elimi kavradığı sırada hafiften dolan gözlerini bana çevirdi.

-Tanıştığıma memnun oldum Lisa. Şimdi sorduğum soruları güzelce cevaplayacak mısın?

Yanağından bir damla yaş süzülürken öylece yüzüme baktı. Neden ağlıyordu? Kötü bir şey dediğimi sanmıyorum.

Ellerimi masaya dayayıp ona doğru yaklaştım "Neden oradaydın Lisa?"

Ondan bir cevap beklerken boş odanın içinde yankılanan ses ile kaşlarımı çattım. Lisa nemli gözlerini hızla silerken göz ucuyla yere baktı. Bakışlarımı baktığı yere çevirdiğimde gördüğüm minik inci ile yavaşça yere eğilip inciyi elime aldım. 

-Bu ne?

Telaşla elimdekine uzanırken burnunu çekti "O benim.."

Olumlu anlamda başımı sallayıp inciyi eline uzattım ve yavaşça ayağa kalktım. "Konuşmayacaksın değil mi?"

My Love İs Longer Than My LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin