{1}

284 84 131
                                    

《1956》

Çok güzel gülüyordu.Etrafındaki insanlara adeta ışık saçıyordu.Bakan bir daha bakıyor ve gözlerini ondan alamıyordu.Deniz rengi gözleri,hafif buğday renkli teni,beline ulaşan kumral saçları ile endamı ortadaydı.Ciddiyeti ve duruşu ile etrafı kasıp kavuruyordu.Henüz keşfedilmeyi bekleyen ressamın yanına giderek:
-Beni çizebilir misiniz? Eğer güzel bir resim olursa iyi miktarda bir para alırsınız.

Ressam ise bu eşsiz güzelliği çizmeyi kabul etmişti.Tüm mükemmelliği ile sandalyeye oturmuş ve bir hanımefendi gibi duruşunu gözler önüne sergilemişti.Boynunu ve sırtını dikleştirmiş ve sandalyenin başına kolunu dayamıştı.Etraftaki genç yakışıklı erkekler ona odaklanmıştı.Şehirin en varlıklı ailelerin gençleri bile o kadar çok büyülenmişti ki gözlerini genç kadından alamıyorlar ve her biri atlarından iniyorlardı.Onu izlerken tabiri caizse ağızlarının suyu akıyordu.Sergilenecek derecede bir güzelliği vardı.Bazı esnaflar işlerini bırakmış,genç kadının çizimini ve kendisini izliyorlardı.Ressam resimi bitirdiğinde kadına döndürerek:
-Bir sergiye verebiliriz.Eşsiz güzelliğinizin ve benim resimimin birleşiminin çok hoş durduğuna inanıyorum.İzniniz varsa müzede sergileyelim mi hanımefendi?

Genç hanımefendi başta duraksamıştı ama sonrasında bu duruma olumlu bakmıştı.Kendisinin o kadar güzel olduğunu düşünmese de tablo gerçekten çok güzel olmuştu.Tüm asaletiyle yerinden kalktı ve eldivenlerini nazikçe çıkardı.Eline aldığı tablosuna dikkatlice bakmaya başladı.Eksik hiç bir şey yoktu hatta tam tersine farklı bir güzellik vardı tabloda.Ressama tablosunu uzattıktan sonra kırmızı taşlı ve kare şeklindeki göz alıcı çantasından para çıkartarak ressama uzatmıştı. Gitmek için caddenin sonuna doğru yürümeye başladı.Kırmızı renkli ve korseli elbisesi ile caddenin sonuna vardığında ise saçlarını savurarak arkasına dönmüş ve tiz ama güzel bir ses ile;
-Kısa zamanda müzede görmek istiyorum.Şimdilik görüşmek üzere.

Yürüyüşünden adeta asalet ve cesurluk akıyordu.Kendinden emin güçlü adımları,giderken kalçasının hareketi bile bir düzen içerisindeydi sanki.Hanımefendi oluşu aslında binevi ailesinden geliyordu.Ailesindeki tüm kadınlar asaletleri ve mükemmel duruşlarıyla tanınırdı.Eskilerde gerçekten böyle şeylere herkes önem verirdi.Hatta bir rivayete göre Patrick ailesinin soyunda bir tane prenses olduğu da iddia ediliyordu.Bayan Samantha kızının kendi soylarına uygun ve nazik bir genç adamla evlenmesini isterken genç hanımefendi hiç bir erkekle konuşmayı tercih etmezdi. Zamanının yarısını çiftlikteki atlarıyla geçiren genç hanımefendi evine vardığında çiftliğine girerek en sevdiği atı Rose'nin yanına giderek başını okşamaya başladı.Dönemin en uygun taşı inciydi.Bu yüzden üstünde inci işlemeli kaşağı ile atının saçlarını taramaya başladı.Ardından her zaman olduğu gibi özel hizmetçisi Daniella genç hanımefendiye çizmelerini ve pantolonunu getirdi.Oranın atlarından sorumlu olan Bay Alberto atı hazırladı ve dışarı çıkardı.Genç hanımefendi çizmelerini ve pantolonunu giydikten sonra Rose'nin üstüne oturdu.Başını okşayarak:
-Bunu yapabiliriz kızım.O çitten atlayabilirsin.Sana güveniyorum.

Genç hanımefendinin hedefi bu seneki at yarışmalarında yine Rose ile birinci olmaktı.Başta genç hanımefendi katılmak istediği zaman sadece erkeklere özel olduğunu duyunca küçük bir isyan çıkartmış ve kadın haklarını savunanlarla birlikte yarışmadaki bu kuralı iptal ettirmişlerdi.Genç hanımefendi erkek ve kadın eşitliğine önem veren birisi olsa da ailesi tarafından sürekli engellenmeye çalışılıyordu.Bay Alberto küçükken bu olaylar olduğu zaman genç hanımefendiyi küçük Rose'nin yanına getirir ve ona ata binmeyi öğretirdi.Aslında annesi ve babasından çok hizmetçi ve görevli insanlar onun annesi ve babası oluyorlardı bu yüzden genç hanımefendi Bay Alberto ve Bayan Sofia'yı çok severdi.Atına fısıldadıktan sonra dehleyerek ilerlemeye başladı.Atın endamı tam genç hanımefendiye uyuyordu ve ikisi harika görünüyordu.Hızlı bir şekilde koşan Rose ardından büyük çitlerden atlayarak kendi rekorunu kırmıştı.Genç hanımefendi o kadar çok mutlu olmuştu ki sevinçle bağırarak:
-Aferin benim kızıma! Biliyordum yapacağını.Bu ödülü hak ettin.

Dedi ve fazla şekilde eline saman alarak Rose'nin yiyeceği yere koydu.Rose yemeğini yerken genç hanımefendi onun başını okşayarak izliyordu ama o anı bozan Bayan Samantha:
-Bu akşam misafirlerimiz var ve sen burada ata biniyorsun.Hiç güzel davranışların yok Maria.Hemen şu attan uzaklaş ve banyo yaptıktan sonra sana getirdiğim elbiseleri giyin.Joseph Ailesi evimize yemeğe geliyor.

Genç hanımefendinin adı da kendisine uyuyordu "Maria"
Maria annesine baktı ve:
-Neden geldiklerini ikimizde biliyoruz anne.Benim için yine geldiler ama benim cevabım yine "hayır" olacak.

Bayan Samantha sinirliydi ve kızına:
-Bu sefer öyle bir şey olmayacak küçük bayan.Ben buna izin vermeyeceğim.

Aslında annesine kalsa Maria'yı evlendirecekti ama babası aynı düşüncede değildi.Kararları kızına bırakır ve neyin yanlış olup neyin doğru olduğunu kavramasını sağlardı.Kızını pek sevmese de kararlarına her zaman saygı duyan bir baba olmuştu.Maria küçüklüğünden beri diğer çocuklara nazâran daha sessiz ve sakin bir yapısı vardı.Evde diğer kardeşleri oyun oynayıp etrafı dağıtırken o evin hizmetçilerinden el işi öğreniyordu.Ailesinin soyuna uygun şekilde yaşayan bir çocuk olmasına rağmen evde çok bir değeri yoktu.Bu yüzden büyüdüğü zamanlarda ailesinden daha da soğumuştu.

                         ~~

Ressam tabloyu büyük bir özenle paketlemişti.Kese kâğıtlarını üstüne sarmalamış ardından halatla kağıdın durmasını sağlamıştı.Heyecanlı olan Maria komutlarıyla tabloya nazik olmasını söylüyordu.Mürdüm rengi,kabartılı çizgileri olan,göğüs dekoltesindeki incileri ile elbise kendisini öne çıkarmış ve Maria'nın bedeniyle tamamlanmıştı.Yukarıdan dağınık ama çok açık olmayan topuzu ve ince,platformlu topuklusuyla kombinini tamamlamıştı.İçinde hissettiği mutluluğu tarif edemiyordu çünkü ilk defa bir ressam kendisini çizerek ardından müzeye sergilenmesi için portreyi götürmüştü.Portreyi gören müze görevlisi adeta büyülenmiş ve gözleri kocaman açılmıştı.Maria'ya baktığı zaman iyice şaşırmış ve ilk tabloyu sonra da Maria'yı sürekli süzmeye başlamıştı.Biraz heyecanlı şekilde:
-Bu harika.Eminim ki hanımefendi sergideki herkes size bayılacak.Eşsiz bir güzelliğiniz var.İzin verin bir gün evinize bir konuk olarak teşrif edeyim.

Genç Maria gözlerini başka bir yere çevirmiş şekilde eldivenlerini dikkatli ve düzenli bir şekilde çıkarıp ressamın eline verdi.Ardından gözlerini müzenin sahibine çevirerek:
-Gerek olduğunu sanmıyorum Beyefendi.İzninizle,tabloyu bıraktıktan sonra evime gitmem gerek.

Diyerek arkasını döndü ve dışarı çıktı.Biraz yağmurlu bir havaydı ve Maria küçüklüğünden beri yağmurdan nefret ederdi.Yağmur onu rahatsız ediyordu.Bu yüzden ressamı işaret parmağıyla çağırmaya çalıştı ama ressam tabloyu içeri götürmüştü,bu yüzden orada değildi.Beklerken sıkılmaya başlayan Maria kollarını birleştirerek üflemeye başladı.Ardından kafasının üzerinde bir şey olduğunu hissetti ve yukarı baktı.Genç bir adam ona şemsiye uzatmıştı.Hafif sakallı,zümrüt rengi gözleri,dolgun dudağı ve kenardan çıkan küçük gamzesiyle sanki yüzü bir sanat eseriydi.Üstündeki takım elbisesi ile harika görünüyordu.Birden genç Maria'nın yüzüne baktı ve:
-Lütfen şemsiyemi kabul edin genç hanımefendi yoksa ıslanacaksınız.

Genç adamın dudaklarından bu kelimeler dökülürken Maria sadece gözlerine dalmıştı genç adamın.Genç adam da aynı şekilde Maria'nın gözlerine bakarken gülümsüyordu.Bir süre bakışan Maria ve genç adamı arkadan gelen misafirler uyarmış ve ardından kendilerine çeki düzen vermişlerdi.Genç Maria:
-Teşekkür ederim Beyefendi.Mutlaka şemsiyenizi geri vereceğim.Şimdilik görüşmek üzere.

Diyip öne doğru hafifçe eğilmişti.Aynı şekilde genç adam da eğilmiş ve ardından:
-Sizi görmek için sabırsızlanıyorum Genç Hanımefendi.

Maria gülmüş ve ardından arkasına dönerek yavaş adımlarla şemsiyesini büyük bir özenle tutarak yürümeye başlamıştı.İlk defa o kadar yakışıklı ve beyefendi birisine rastlamıştı.Elleri ve ayağı birbirine dolanan Maria sırıtarak evine doğru yürümeye başlamıştı ama ardından eve misafirlerin geleceğini unuttuğunu hatırlayan Maria büyük bir hızla evine doğru koşmaya başladı.Aklı hala genç adamda kalan Maria kendisini çok mutlu hissediyordu.

Tablodaki KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin