Eve hızlı adımlarla giden Maria'nın ayakları çamur içinde kalmıştı.Yine de hanımefendiliğinden ödün vermeyen bir havası vardı.Eve vardığında kendisine çeki düzen vermiş ve şemsiyeyi kapatıp yavaş adımlarla eve girmişti. Bayan Samantha çok sinirlenmiş ve kızına kaş göz hareketleri yaparak yukarı çıkmasını istemişti.Ayakkabıları ve elbisesinin alt tarafı çamur içinde kalmış Maria hemen yukarı hızlı adımlarla çıkmıştı.Odasına gittiğinde Daniella onu orada bekliyordu ve gelir gelmez hemen üstlerini çıkarmasında yardım eden Daniella Maria'ya:
-Efendim Joseph ailesinin ortanca oğulları Henry sizinle konuşmak istiyor.Öncelikle annenizin verdiği üstleri giyip takıları takınız lütfen.Maria bordo renkli ve dantelli, bel ayarı küçük olan elbiseyi üstüne giydikten sonra korsesini Daniella'ya sıktırarak vücut hatlarının belli olmasını sağlamıştı.Saçına takacağı inci işlemeli gümüş tokasını eline aldı ve iki yandan küçük bir tutam alarak arkadan bağladı. Takılarını takarken hizmetçisinden yardım alan Maria sonunda hazırdı ve dönemin prensesleri gibi güzel olmuştu.Bordo rengi elbisesi adeta üstünde bir gelinlik gibi duruyordu çünkü kabartılı bir elbiseydi ve astarı genişti. Ardından yavaş ve kendinden emin adımlarla aşağı inmeye başlamıştı.Asaletin vücut bulmuş hali bu olsa gerek ki ellerini merdivenin tutunma yerlerine koyarak iniyordu ve görünüşü mükemmeldi.Bay Henry Maria'yı görür görmez ayağı kalkmış ve öne doğru eğilerek selam vermişti:
-Merhaba Bayan Maria.Sizi görmekten berhudar oldum.Bayan Maria kaşlarını kaldırmış ve ardından kendisi de elbisesinin kenarlarından tutup hafifçe eğilerek selam vermişti. Bay Henry'nin söylediklerine karşıt sadece "Hoşgeldiniz" demişti ve bozuntuya vermeden masaya oturmuştu.Annesi her ne kadar kızına sinirli ettiğini belli etse de Maria hiç bir şekilde annesini umursamamıştı.Bay Henry sanırım alınmıştı ve Maria'ya şu sözleri söylemişti:
-Sanırım gelmemden pek hoşnut olmadınız.Bugün size ciddiyetimi belli etmek için geldim.İzniniz de olursa sizinle nişanlanmak isterim.
Genç Maria hiç oralı olmamıştı ve Bay Henry'nin suratına bile bakmamıştı.Biraz ciddi şekilde sesini de kalınlaştırarak:
-Lütfen bu dediğinizi hiç duymamış olayım.Eğer buraya gelme amacınız bu ise size son kez uyararaktan cevabımın hayır olduğunu belirtiyorum.Yemeğinizi yedikten sonra gidebilirsiniz. Afiyet olsun size.
Diyerek hızlı bir hareketle yerinden kalktı.Sinirlenip rahatsız olduğunu belli eden Maria yerinden kalkarken annesi kolunu sert bir şekilde sıkarak tuttu.Ardından kızına bakarak:
-Misafirlerimiz gitmeden ve şu konuyu ciddi bir şekilde konuşmadan yerinden kalkma Maria! Sana aşık olan birisini bu şekilde reddedemezsin.Lütfen kızımın bu hareketinden dolayı kusura bakmayın Bay Henry.Kendisi normalde böyle biri değildir.
Bay Henry sinirliydi ve suratı asılmıştı.Maria onun gerçekten kendisini sevdiğini düşünmüyordu sadece kendi soyuna uygun bir hanımefendi arıyordu ve buna en uygun kişi genç Maria idi. Bu yüzden şehirin en güzel kızı Maria onun gözdesi olabilirdi.Annesinin elini aynı şekilde sıkarak tüm asaleti ve cesurluğuyla başını dikerek:
-Kabalık yaptığımı hiç düşünmüyorum.Gerçekten de doğru cevabı verdiğimi düşünüyorum. Şimdi izniniz olursa işlerim var.Bir daha da görüşmemek üzere Bay Henry.
Bir hışımla kolunu annesinden kurtaran Maria saçını kulağının arkasına attıktan sonra hızlı adımlarla merdivenlerin olduğu tarafa gitti.Sinirlenen Bay Henry elini yumruk şekilde yapmış ve ardından masaya vurmuştu.Yerinden korkuyla sıçrayan Bayan Samantha'nın eşi Bay Brad de sinirlenmiş ve kaba bir şekilde:
-Kızımı duymuş olmalısınız Bay Henry.Lütfen yemeğinizi yedikten sonra kalkabilirsiniz.Bu kadar kabalığın lüzumu yok.
Bay Henry gerçekten hiç iyi davranmıyordu bu yüzden yemeğini bile bitirmeden ailesiyle sofradan kalktı.Bayan Samantha evde yargara kopartırken Maria odasında şemsiyeyi elinde tutarak o anı gözünde canlandırıyordu.O genç adam ona mükemmel davranmıştı ve Maria ya ilk defa şemsiye uzatan kişi olmuştu.Aslında görünüşü biraz kabaydı ama içi sanki pamuk gibiydi. Maria her gözlerini kapattığında aklına genç adamın zümrüt rengi gözleri geliyordu ama bu anı annesi bozmuştu.Defalarca kapıya vuran Bayan Samantha kızına isyan ediyor ve kapının ardından bağırıyordu.Maria annesini dinlemeyerek yine inci işlemeli,kenarlarında yakut olan gümüş renkli aynalı tarağını eline alarak yüzüne aynalı tarafını çevirdi ve eliyle cildini okşadı. Pürüssüz bir cildi olan Maria bu halinden çok memnundu ve tüm güzelliğiyle sırıttı.Sırıttığı zaman aklına genç adamın gamzeleri geldi ve bu olay bir daha sırıtmasına sebep olmuştu.Ardından aynalı tarafı arka tarafa çevirerek saçlarına dokuna dokuna taramaya başladı.Sonunda annesi pes etmiş olacak ki kapı tıklamaları durmuştu.Maria uyumak için yatağına kafasını yastığına bir tüy misali koyarak içinden şu sözleri geçirdi;
-Yarın seni görmem dileğiyle genç adam...~~
Sabah olmuş ve günün ilk ışıkları Maria'nın camına vuruyordu. Penceresinin önündeki kuşlar cıvıldıyor,sonbahardan dolayı yapraklar dökülüyordu.Bu şehirde en güzel malikhane Maria'ların eviydi.Maria uykusundan kalkmış ve gözlerini ovuşturarak yatağından doğrulmuştu.Bugün genç bayın şemsiyesini vermek için yine müzeye gidecekti.Heyecanla kalkıp elini yüzünü yıkadı ve ardından üstlerini giyerek kahvaltı sonrasına oturdu. Annesinin yüzü mahkeme duvarı gibiydi ve kızına ters ters baktı, ardından kahvaltısını yemeye devam etti.Maria her ne kadar annesine kırgın da olsa önünde eğilerek;
-Günaydın anneciğim.
Dedi ve ardından yerine sessizce oturdu.Sofrada büyük bir sessizlik oluşmuştu, sanki fırtına öncesi sessizlik gibiydi.Bu yüzden Maria hızlıca yemeğini yedi ve tam sandalyesinden kalkacaktı ki fırtına dediği kişi konuşmaya başladı;
-Dünki saygısızlığından dolayı bugün bir yere çıkmanı yasaklıyorum.Şimdi odana git!
Maria olayı büyütmeden kapatmada ısrarcıydı.Annesine dönerek;
-Yanlış bir şey yaptığımı sanmıyorum anneciğim.Sizin isteklerinize göre hareket etmeyeceğim bu yüzden görüşürüz.
Dedi ve gözlerini devirerek dışarı çıktı.Kendisini büyük bir heyecan kaplamıştı ve içinde adeta kelebekler uçuyordu. Yolda bahçelerdeki güzel çiçekleri koklaya koklaya, elinde ağır şeyler taşıyan yaşlılara yardım ede ede ve tüm kasaba halkına selam vere vere gidiyordu. Kasabanın yakışıklı esnafları ona ellerindeki en güzel şeyleri sunuyordu ve Maria'da hepsine teşekkür ederek almayacağını, aşık olduğu adamın yanına gideceğini söylüyordu.Genç adamı büyük bir mutlulukla bekliyor olacaktı.
Müzeye varan Maria kapının önünde beklemeye başladı. Kapının önünde beklerken bir anda etrafına insanlar, doluşmaya başladılar.Herkes hayranlıkla Maria'ya bakıyor ve aralarında "Bu tablodaki güzel hanımefendi" diye konuşuyorlardı.Maria tüm bu seslerden ve insanlardan rahatsız olmuştu.Ardından kalabalığın içinden bir el ona uzandı, elin sahibine baktığında ise dünki genç adam ona sırıtmış bir şekilde bakarak konuşmaya başladı;
-Lütfen benimle gelin hanımefendi aksi takdirde bu kalabalıkta konuşmamız zor olacak.
Maria bir uzanan ele bir de genç adamın gözlerine bakakalmıştı ve ardından kendisini toparlayarak;
-Ama-ama siz, siz geldiniz! Bir şey dediğimi hatırlamıyorum. Yanlış mıyım?
Genç adam Maria'nın elini tuttuğu gibi kendisine çekti ve ardından yine gülerek;
-His diyelim hanımefendi...
Ardından Maria'da gülmüştü ve genç adama;
-Peki nereye götürüyorsunuz beni?
Genç adam ses çıkarmamıştı ve genç hanımefendiye eliyle yolu göstererek yürümeye başladılar.
Kasabanın çıkışındaki gölün oraya gelmişlerdi, sonbahar olduğu için yapraklar yere dökülüyordu ve hafif bir esinti vardı.Maria hemen konuşmaya başlamıştı;
-Bana adınızı bile daha söylemediniz, doğrusu merak ediyorum çünkü size adınızla seslenmek istiyorum.
Genç adamın gamzeleri çıkmış ve gözleri gülüyordu.Maria'ya dönerek;
-Adım Edward genç bayan. İzniniz olursa ben de sizin adınızı sorabilir miyim genç hanımefendi?
Maria genç adamın gözlerine bakarak en güzel ses tonuyla;
-Maria, adım Maria Bay Edward...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tablodaki Kadın
ChickLitTablosunun güzelliğiyle tüm dünyayı sarsan Genç Maria,aşkın ne olduğunu bile bilmiyorken gördüğü Edward adlı genç adam ile hayatını tamamiyle farklı bir boyuta getirecekti...