Not: Bu bölüm çeviridir. Çeviri ve eklemeler bana aittir.
Bölüm İçeriği: Fluff, belki angst
***
Kuşların sesiyle birlikte Harry'nin seni uyanman için dürtmesiyle gözlerini açtın, "Y/n, uyan, hadi!" Bir şey için heyecanlı olduğu açıkça belliydi. Uykulu halinle, "Bırak uyuyayım!" diye mırıldandın. Harry heyecanla, "Hayır, hadi sana bir sürprizim var!" derken üstündeki örtüyü çekti. Soğuğu karşılarken titredin. Sonradan fark ettin ki, üzerinde kıyafetlerin yok! "Ahh, ver şunu!"
Elindeki örtüyü kaptığın gibi göğsüne kadar çektin. Harry'nin yüzü bir pancar gibi kızarmış, ama yavaş yavaş eski haline dönmüştü, "Ş-şey, sen giyin, çeşmenin orada görüşürüz. Bu arada, Hogsmeade'e gideceğiz."
Harry hızla arkasını döndü. Odandan çıktı ve seni yatağında iç çamaşırlarınla yalnız bıraktı.
En sevdiğin kıyafetlerini; Kot pantolonunu, beyaz tişörtünü, sarı hırkanı ve parlak kırmızı bereni giydin. Aynanın karşınında dikildin ve üzerine bir göz gezdirdin. Gayet güzel görünüyordun.
Çeşmeye doğru yol alırken erkek arkadaşın Draco Malfoy'a rastladın. Ki artık onu eskisi kadar sevdiğin söylenemezdi.
"Hey, iksir ödevini yaptın mı?"
Başını salladın.
"Kopyalamam gerekiyor, lütfen." Demek üzere olduğu şeyden hoşlanmamıştın, "Üzgünüm Draco, ama gitmem gerek... Harr-"
"Ugh! Hep 'Harry'nin yanına gitmem gerek' ya da 'Harry'nin bana ihtiyacı var!'. Ondan nefret ediyor olmam umurunda değil mi?!" Draco ilişkiniz boyunca sana ilk kez bağırmıştı.
"Biliyor musun?!" Çantandan bir kağıt parçası çıkarıp ona fırlattın, bu iksir ödevinin bir kopyasıydı, "İşte, lanet ödevini al! Biz, bu, bitti!"
Ona sırt çevirip çeşmenin olduğu yere gitmek için yürümeye başladın. Sana bir büyü yapmadan önce gördüğün tek şey koca bir ışık patlamasıydı.
***
Tanıdık bir yüze uyandın. Harry... Elinin üzerinde hissettiğin sıcaklık ile eline baktın. Eli seninkini tutuyordu, gözleri üzgün ve kederliydi. Ve tek söyleyebildiğin, daha doğrusu kekelediğin şuydu: "N-ne o-oldu?" Harry sana baktı, sadece sana verdiği bir bakışla ve üzgün bir gülümsemeyle.
"Lanet olası Malfoy, erkek arkadaşın... Arkanı döndüğünde seni lanetledi ama Harry seni olabildiğince çabuk kurtarmak için acele etti." Başını çevirdin ve Harry'nin en iyi arkadaşı Ron'u gördün.
"Ron, bence Y/n'i ve Harry'i biraz yalnız bırakmalıyız." Hermione onun gitmesi için başı ile bir işaret verdi. Ron'un kafası karışmıştı ama yine de başını sallamıştı. Onlar gittiğinde Harry sana döndü, "İyi misin?" dedi ve gözlerinden bir yaş süzüldü. Elini kaldırdın ve gözyaşlarını sildin. "Ağlama Harry, sen de ben de bunun olacağını bilmiyorduk... Ve, onun hakkında uyarılarınızı dinlemediğim için üzgünüm... Sanırım ona olan aşkımdan kör olmuştum..." dedikten sonra etrafın yavaş yavaş karardığını hissetmeye başladın. "HAYIR! S-sadece bekle! MADAM POMFREY!"
Harry siyahlara doğru kaybolmaya başladığını gördü, "Lütfen, ölemezsin, Y/n! Seni seviyorum!"
"Ben de seni seviyorum." dedin ve canın acısa bile gülümsemeye devam ettin. Seni uzun uzun ve sevgiyle öperken, sen de onu öptün... Ve dünya karardı...
***
Sonra bir baktın ki Profesör Dumbledore Mürver asasını kafana dayamış, bir şeyler mırıldanıyor.
Yatağın ucuna baktın, şaşkın bir şekilde Snape ve Hagrid tarafından uzakta tutulan ve kavga eden Harry ile Draco'yu gördün.
Ne dediklerini sadece kısmen duyabiliyordun. "Seni lanet.... Seni öldüreceğim.... Senin yüzünden.... Kapa çeneni...."
"Susun! Y/n uyanık!" Sana döndüler. Dumbledore oturmana yardım etti. "Nasıl hissediyorsun tatlım?" dediğinde Madam Pomfrey'e döndün.
"Eğer yakın bir zamanda öleceksem ve bu korkutucu değilse, nasıl hissettiğimi bilmiyorum..." Kafaları karışmış gözüküyordu, "İkinize de teşekkür etsem iyi olur." dedin ve iç çektin.
Harry sana doğru yürümeye başladı ama Snape onu omzundan tutarak engelledi. Bunun üzerine Dumbledore başı ile işaret verdi, Snape Harry'nin omzunu bıraktı ve onun dışında herkesi -özellikle Draco'yu- revirden çıkarttı, şu anda görmek isteyeceğin son kişi oydu.
Harry yanına geldi, "Tekrardan, iyi misin?" Kıkırdadın, ama başını salladın. "Harry, ben iyiyim. Ve... Gerçekten beni sevdiğini söyledin mi?" Yüzü kırmızıdan daha koyu bir renk aldı, "Evet... Ya sen?" "Tabii ki." Her ikiniz de gözlerinizin içine baktınız ve düşündünüz... "Seni seviyorum." "Ben de seni seviyorum Harry." Dudaklarınızı buluşturdunuz. Birbirinizin doğru kişi olduğunu biliyordunuz, sonunda...
***
Asigim wuaagag
Anlasilabilir bir sekilde cevirdigimi dusunuyorum (Emoji koyamamak..)
Normalde iki partti ama kısa oldugu icin tek bolum halinde attim <3
oylamayi unutmayinn <3