( Bölüm şarkısı : The Rose - Sorry )
- Ya' aburnee, yokluğu ile yaşamanın acısına dayanamayacağından sevdiği kişiden önce ölmeyi dilemek. -
Poznań, Ekim 1939 / Chanyeol'ün vedasından 1 ay sonra.
Elimde sadece bir resmin var. Neden bu kadar hüzünlü bakıyor? oysa
ben her koşulda senin yüzünde gül bahçelerine rastlamak isterdim.
Çiçekler kadar güzel tebessümüne doymak isterdim. Neden surat asıyorsun Ayçiçeği? yoksa küskün müsün bana, seni bulamadığım için? Kendi acımı bi kenara koydum. Bensiz yapamayacağını biliyorum. Eğer beni özlersen, sesimi duyamazsan.. ya da
hissedemezsen dokunuşlarımı içinden sayıkla Ayçiçeği diye. O zaman ruhum seni bulur ve sarar incinmiş kanadını. Her bir yarana merhem olmayı diliyorum ayçiçeği.Kopan yapraklarını özenle iyileştireceğim. Seni güneşten alıkoyanları yerin dibine gömeceğim. Şimdi seslen bana neredeysen. Belki sahra çölünün ortasında, belki buzulların içinde, belki de en büyük yağmur ormanlarındasın. Adımla seslen. Duyur kendini dağlara. Bulutların arasından bir kuş olup uç yanıma.
Ayçiçeği Tarlası, 15.10
Gittin gideli adam akıllı uğramadım buralara. Ayçiçekleri de özlemiş seni, baksana. Boyunları bükük, solmuşlar.
Kim demiş çiçekler yas tutmaz diye?
Artık yüzleri güneşe değil, toprağa bakıyor. Ölmeyi diliyorlar benim gibi. Yokluğun cehennemin ta kendisi. Sensiz yaşadığım bu habitat cehennem kadar yakıcı. Hüzün yağmurları yağıyor yuvamıza. Avcumun içinde sakladığım resmin de seni bekliyor. Yenilerini istiyorum. Fotoğraflarını tekrar çekmeliyim. Ölümsüz kalmalısın hatıralarda. Ne zaman baksam özlemim gitmiyor. Sanki daha da coşkulanıyor adını veremediğim sensizlik. Bana öyle bakma, ben özlemiyor muyum sanki? haksızlık etme. Seni bekliyorum. Son nefesime kadar bekleyeceğim. Ölüm beni senden alana kadar, burada kök salacağım. Kimseler alamayacak beni bu tarladan. Belki de çiçekler filizlenecek üstümde. Senli benli çiçekler. Arılar, kuşlar şarkı söyleyecek ikimizi yad etmek uğruna.Bir dudağın gonca gül bahçesi, gözlerin okyanus dalgası, saçların kahve çekirdeği, sensiz aşk şarkıları. Yaşamak ne zormuş, hayatının anlamını kaybedince. Kalem elimden düşmeyince, Yeol'ün yokluğuna binlerce satır dizerken buluyorum incinmiş parmaklarımı. Rüzgâr kokunu bana getirir diye her sabah, horozlar ötmeden uyanıyorum. En güzel giysilerimi geçiriyorum çelimsiz bedenime. Sonra saçlarımı senin sevdiğin gibi şekillendiriyorum. Elimde radyomla, sallana sallana ayçiçeği tarlasında buluyorum benliğimi. Kokunu duymayı bekliyorum sabırla. Bugün doğum günüm Yeol. Bana kokunu gönderir misin? Belki de işitmiyorsun beni, ya hissetmek? ona da mı yabancıyız artık. Saklanma benden, saçları bukleli. Sığın göğsüme.
Ah sol kaburgasını öptüğüm, nerelerdesin benden uzakta? Tatlı ekşi atışmalarımız, çamur banyolarımızı istiyorum. Söz, mızmızlanmayacağım. Sadece bir anlığına, ruhunu öpebilmeyi isterdim. Benim küçük sevgilim, sensizliğin bulvarlarında kayboldum. Bana yol göster ki kendimi bulayım. Sana bir adım daha yaklaşayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayçiçeği Tarlası / Chanbaek
Fanfiction"Son bir gece daha çirkin olalım Aynalara değil, birbirimize bakalım. " "Bir hayattı tutunamadık, Gel ona bir son yazalım."