keyfe keder boyali citir hasarli chaennie yayinladim
********************
"geldim işte."
"iyi bok yedin." mırıldanıp kafamı eğmeye devam ederken o ise sadece durmuş ve beni izliyordu. evet sadece izlediği için bile ona sinir oluyordum ve güzel yüzünün tam ortasına yumruğumun çok yakışacağını düşünüyordum.
ona en azından bir kere bile olsa yumruk atma hayalim kesinlikle vardı.
"daha ne kadar yorgana bakacaksın?" hala olduğu yerden beni izlemeye devam ederken en sonunda kafamı kaldırdım ve ona baktım. zordu, kesinlikle çok zordu bana sıcacık bakan kahvelerin içine bakmak. "iyi misin?"
"süperim." kolumdaki serumu gösterdiğimde kaşları çatılmıştı. sadece vitamin eksikliğim yüzünden takmamı istemişlerdi ama ona bunu öylece söylemeyecektim. biraz eğlenmek istiyordum. "o neden?" kuşkulu bakışları serum ve benim aramda gidip gelirken kahkaha atmamak için iyi bir oyunculuk sergilemek zorunda kalmıştım. jisoo'dan bana da bir rol bulmasını bile isteyebilirdim. "sanırım," kısık çıkan sesimle hemen yatağa oturduğunda bakışlarımı çektim.
güzel kokuyordu. yıllarca kokusunun değişmemiş olması bile beni rahatsız etmişti.
"devam et. lütfen devam et." elimle arasında birkaç santim olan elini birleştirmeyi amaçladığını ellerimize olan bakışlarından anlamıştım ve çekmiştim elimi. "lütfen söyle bana lisa." elimi çektikten sonra kırgın bakışlarıyla bana döndüğünde gözlerinin tam içine bakmıştım dikkatle. bana kırgın olmaya hakkı yoktu, bana karşı hiçbir duyguya sahip olma hakkı yoktu. "bağımlılıkla alakalı bir şey."
bana kırgın bakışları birkaç saniyeliğine bomboş bir hal aldığında söylediğim şey onda şok etkisi yaratmış gibi davranıyordu. "değil." kendi kendine konuşup yataktan kalktığında yüzünde son gördüğüm nokta dolu gözleriydi. "değil. bağımlı değilsin, hayır. yeniden bağımlı değilsin." kendi kendine konuşmaya devam ederken bir yandan gözlerini sıkıca kapatıp gözyaşlarını engellemeye çalışıyordu ve sanırım eğlencem elimde patlamıştı.
çünkü hiç ama hiç eğlenmiyordum onun bu haliyle.
"chaeyoung,"
"benim yüzümden mi? ben geldiğim için mi kullanıyorsun? ama sen kullanmıyordum dedin ve," birden durduğunda bakışları yeniden ellerime dönmüştü. "tenin bembeyaz." yutkunup bana döndüğünde artık tutamamıştı kendini. akmıştı gözünden gözyaşları. "gözlerinin altı,"
"chaeyoung sadece vitamin eksikliğim var." onu kestiğimde kafasını iki yana salladı. "vitamin eksikliğim var ve uyku düzenim fazla bozuk. tamam mı?" onu sakinleştirmek adına açıklama yaptığımda yanıma çağırmıştım. yeniden yatağa oturduğunda ellerini tuttum soğukluğunu anlaması için. sıcacık avuç içleriyle soğukluğunu hissettiğim parmaklarım buluştuğunda durmuştu ve ellerimizi izlemişti sadece. "seni sinirlendirmek için yaptım." kısık sesimle kafasını kaldırıp bana baktığında boştaki elimle ıslak gözaltını sildim ve gülümsedim. yüzünde oluşan gülümsemeyle gözaltından çektiğim elimi de tuttuğunda sadece bakışmıştık.
yanlış hissediyordum, o bana bu kadar yakınken kalbimin bu kadar hızlanması ve acı veren bir sızıyı vücuduma yayması yanlış hissettiriyordu. "bu sefer doğruyu söylüyorsun değil mi?" kafa salladığımda açılan kapıyla ikimiz de bakışlarımızı çektik. "bayan manoban kişisel doktorunuzun yazdığı miktardan düşük bir dozda antidepresan kullanmaya başlayacaksınız ve yavaş yavaş daha da düşüreceğiz dozu." her ne kadar doktor bakışlarını elindeki kağıttan çekmese de chaeyoung ellerimi bırakmıştı. korkuyordu işte, insanların aramızda bir şey olduğuna dair küçücük bir düşünceye sahip olabileceği düşüncesi onu çok korkutuyordu. "bay oh çıkış işlemlerinizi halletti. serumunuz bittiğinde çıkabilirsiniz." kafa sallayıp chaeyoung'a baktığımda o da bana dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
popstar [chaelisa]
أدب الهواةdağılan pop grubu uzun süre sonra yeniden bir araya gelmişti.