Felix sabah uyandığında, Chan'ın ona sarılıyor olmasını beklemiyordu. Şaşırmıştı. Gülümseyip dikkatlice Chan'ın, belindeki kolunu kaldırdı ve ayağa kalktı.
Banyoya gidip duş aldı ve üstünü değiştirdi. Saate baktığında saat 9 olmuştu. Kahvaltı için bir şeyler hazırlamaya başladı.
Chan'ı uyandırmak için yanına gitti.
"Chan, günaydın"Chan, Felix'in ona dokunmasıyla gözlerini araladı.
"Günaydın Yongbok." Felix, Chan'a gülümsedi."Kahvaltı hazırladım. İstersen ilk önce duş alabilirsin, sana kıyafet hazırlayabilirim."
Chan şaşırmış ve gülümsemişti. "Gerek yok Yongbok. Elimi yüzümü yıkasam yeterli. Sana daha fazla yük olmak istemem. Zaten gece burada uyuyakalmışım."
"Hayır yük olmuyorsun. Zaten tek yaşıyorum, o yüzden bu biraz iyi geldi." Felix gülümsedi.
Chan gülümsemesine karşılık verip, banyoya gitti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa gitti. Sandalyeye oturup birlikte kahvaltı yapmaya başladılar.
Gülüşüp eğleniyorlardı. Kahvaltılarını bitirdiklerinde Chan, Felix'e masayı toplamasında yardım etti.
Felix bulaşıkları yıkarken Chan yine onu izliyordu. Felix bu sefer fark etmemişti.
Felix bulaşıkları yıkamayı bitirdiğinde, haftasonu olduğu için yapacak bir şeyi olmadığını fark etti ve Chan'a döndü.
"Şey, Chan. Bir planın falan var mı bugün için?"
Chan, Felix'in sorusuyla sırıttı. "Evet var. Noldu ki?"
Felix'in yüzü düşerken "Ah şey bir şey olmadı. Merak ettim. Hem zaten seni tutmak istemem."
Chan, Felix'in tepkisiyle güldü. "Şey aslında planımda seninle bir şeyler yapmak vardı."
Felix utanmıştı. "Neden önceden söylemedin ki. Utandırıyorsun beni."
Chan gülümsedi. "Utanmana gerek yok. Neyse, bugün ne yapmak istersin?"
Felix bu soruyla birlikte gülümsedi. "Hm bilmem. Bence lunaparka gidebiliriz."
"Bu bir randavuymuş gibi hissettiriyor." Chan sırıtırken Felix donmuştu. Utançtan kıpkırmızı olduğunu hissederken, Chan ona gülüyordu.
"Hey bu komik değil. Beni utandırıyorsun."
Felix'in sitemiyle birlikte Chan "Tamam özür dilerim. Sen hazırlan sonra benim evime gidelim. Üstümü değiştireceğim." dedi."Benim kıyafetlerimden verebilirim demiştim."
"Sence senin kıyafetlerin bana olacak mı?"
Felix'in gözü Chan'ın omuzlarına kaymıştı. Omuzları oldukça genişti. Haklısın dercesine kafasını salladı.
"Tamam ben üstümü değiştirip geliyorum."
"Bekliyorum."
Birkaç dakika sonra Felix hazırlanmış bir şekilde Chan'ın yanına gelmişti.
"Geldim. Hadi çıkalım."
Chan kafasıyla onayladıktan sonra birlikte evden çıktılar. İlk başta Chan'ın evine uğradılar. Felix bahçede beklerken Chan üstünü değiştirip gelmişti.
Yürüyerek lunaparka gitmişlerdi. Gişeden biletlerini alıp gezinmeye başladılar.
"Yongbok, ne yapmak istersin?" Chan gülümsemişti. Felix, Chan'a dönüp biraz düşündü. "Dönme dolaba binelim."
Chan gülümsedi ve birlikte dönme dolaba bindiler. "Uzun zaman olmuştu gelmeyeli. İyi oldu." Chan, Felix konuşurken onu izliyordu.
Gülümsedi "Ben de uzun zamandır gelmiyordum. Birlikte gelmemiz daha güzel oldu sanki." Felix Chan'a dönüp gülümsemişti.
Chan, Felix'ten gözlerini alamıyordu. Yüzüne odaklanmıştı. Felix'in çilleri olduğunu fark etmişti ama çok görünmüyordu.
"Yongbok?" Felix manzaradan gözünü ayırıp Chan'a baktı "Efendim."
"Çillerin var sanırım. Tatlı.
"Ah şey, tatlı değiller aslında. Hem nasıl fark ettin ki? O kadar makyaj yapıyorum oysa."
"Yapmana gerek yok bence. Çiller bir ayrıcalık. Tatlısın. Çillerini saklamana gerek yok. Benim de vardı ama kayboldular."
Felix şaşırmıştı. Ellerini yanaklarına götürüp makyajını sildi. Chan bu hareketine şaşırmıştı. Gülümseyerek Felix'e baktı. "Bunu yapmana gerek yoktu. Ama çok güzelsin Yongbok."
Felix'in gözleri dolmuştu. Gülümseyerek Chan'a teşekkür etti. Birkaç dakikanın ardından inmişlerdi.
Birkaç şeye daha bindikten sonra sonra Felix yorulmuştu. Chan bunu fark edince "İstersen gidelim." dedi. Felix kafa sallayarak Chan'ı onayladı.
Lunaparktan çıkıp Felix'in evine doğru yürümeye başladılar.
Evin önüne geldiklerinde Felix Chan'a sarıldı. Chan ilk başta şaşırdı ve karşılık verdi. Felix ondan ayrılınca gülümsedi.
"Kendine iyi bak Yongbok."
"Sen de Chan. Görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
photograph /// chanlix
FanfictionFelix, kütüphanede fotoğraf çekerken birden kamerasına biri takılır ve gizlice fotoğrafını çekip oradan ayrılır.