photograph /// chanlix

ep.3

Felix, kütüphaneden nefes nefese çıktığında bir duvarın arkasına çökmüş, saklanıyordu çünkü genç adamın arkasından gelip gelmeyeceğinden emin değildi.

Kütüphanenin kapısının açıldığını fark ettiğinde gizlice kapıya doğru baktı. Fotoğrafını çektiği genç adam etrafa bakınıyordu.

Genç adamın yüzü düşmüştü. İç çekerek kütüphaneye girdiğinde Felix saklandığı yerden kalkıp yürümeye başladı.

Hızlı adımlarla gidiyordu, heyecanlıydı ve utanmıştı. Uzun bir mesafe yürüdükten sonra kafeye geldi. Çantasını bırakıp, önlüğünü giydikten sonra çalışmaya başladı. Belki kafası o andan uzaklaşırdı.

Günü sipariş alıp götürmekle geçmişti. Çıkış saati geldiğinde hep yaptığı gibi etrafı toplayıp, kafeden çıktı.

Yarın tekrar kütüphaneye gidecekti, bugün olanlardan sonra çok duramamıştı sonuçta.

Eve geldiğinde ilk iş duşunu aldı. Bugün çok yorulduğu için duştan sonra üstünü giyip yatağına yattı ve uykuya daldı.

Sabah kalktığında kendini iyi hissediyordu. Elini yüzünü yıkayıp mutfağa geçti.

Fincanına kahve doldurup, sandviç hazırladı. Kahvaltısını yaptıktan sonra odasına gidip hazırlandı.

Evden çıkıp yola koyuldu. Aslında aklı hala dündeydi. Genç adamın orada olmamasını umuyordu.

Kütüphaneye vardığında iç çekerek içeri girdi. Tekrar boş bir yer bulup, kitaplarını masaya çıkarttı.

Dün yaptığı gibi ders çalışıp, bunalıyordu.

Kitap bakmak için ayağa kalktı ve raflara doğru yöneldi. Ayakları onu genç adamı gördüğü raflara götürdü.

Tekrar aynı manzarayı gördü, aynı kitap ve aynı adam.

Felix aklından "Acaba beni bulmak için mi tekrar geldi?" diye geçiriyordu.

Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışarak yerine oturdu ve kafasını toplamaya çalıştı.

Kendini veremediği için tekrar düşünceleriyle boğuşurken aklına bir fikir geldi.

Aslında biraz kararsızdı. Yapıp yapmama arasında gidip gelirken, yapmaya karar vermişti.

Genç adamın elinde tuttuğu kitabın arasına onun fotoğrafını koyacaktı.