10

2.2K 168 165
                                    

Bir tane fancam izlicem deyip on tane fancam izlediğim için bu bölümü gece bitiremedim dowöxowöxpeçcpeö.

Ve bugün de anneannemlerde kalıcaz inşallah yazabilirim🥺🥺

Heyecanlıyım çünkü ipler bu bölüm kopucak gibi. Tamda emin olamıyorum tabi yazmadan ama yine de öyle hissediyorum.

Her neyse öpüldünüzz :*

...

Sabah koşturarak okula gelmiştim çünkü bugün ki tek amacım Gözlemci'mi bulmaktı. Tabi günün yarısı bitmiş olmasına rağmen bir sonuca varamamıştım. Belki de okula bile gelmemişti. Ama neden gelmesin önünde sonunda bulacağım.

Uzatılan kahvemi elime aldığımda parmaklarımı sıkıca etrafına sardım. Enerjiye ihtiyacım vardı çünkü ne kadar uyursam uyayım kendimi bitkin hissediyordum.

Jisoo ve Jennie bir şey almayı tercih etmemişti bu yüzden kantinden ayrılacağımız sırada, Rose'nin sesini duyduk.

"Kızlar, gelsenize."

Olduğu tarafa döndüğümüzde Jiminler ile aynı masada oturduğunu gördüm. Jimin olayını doğrulamak için bu iyi bir fikir olabilirdi. Kızlara bakıp omzumu silktiğimde Jennie çoktan yüzünde ki utangaç gülümseme ile harekete geçmişti. Bu halini başımı iki yana sallamak dışında bir tepki vermemiştim.

Masa da ki boş sandalyelere oturduğumuzda gözlerim Taehyung'u buldu. Yüzünde ki silik bir tebessüm ile Jennie'yi kesiyordu ve sağ elinin parmakları çenesinde dolanıyordu. Yanımda oturan Jennie'ye döndüğümde ise alttan alttan ona baktığını fark ettim.

Hafifçe tebessüm ettiğimde Jisoo'ya dönmüştüm. Şaşkınca ikisine bakıyordu.

"Nasılsınız bebeklerim?"

Rose'nin sesini duyduğumda ona döndüm gözlerim bir saniye kadar Jimin'e değsede her hangi bir tepki göstermemiştim.

"İyiyiz, sen?"

Konuştuğum da gülümsedi.

"Ben de iyiyim. Yarın parti varmış. Gidicek misiniz?"

"Öncekini kaçırmıştık. Belki buna geliriz. Ne dersin Jen?"

Özellikle ona seslenmiştim çünkü transa girmiş gibiydi. Dirseğimi koluna geçirdiğimde yerinde sıçramış ve kocaman kedi gözleri ile bana dönmüştü.

"Hıh?"

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda Rose kıkırdıyan sesi ile konuşmuştu.

"Partiye gelecek misiniz diye sormuştum da."

"Hıı. Hıhı geleceğiz."

Rast gele mırıldandığında yine başımı iki yana sallamış ve önüme dönmüştüm. Partiden ve başka şeylerden muhabbet açıldığında bende arada bir kaç kelime etmek ile yetiniyordum. O sırada masada olmayan Yoongi ve Jungkook da gelmişti.

Jungkook Rose'nin saçlarını karıştırdığında Rose mızmızlanırken biz tebessüm etmiştik. Başka bir masadan sandalye çektikten sonra Rose ile benim arama oturmuştu. Tek dirseğini kenara yasladıktan sonra çenesini parmaklarına dayadı. O sırada onu fazla dikkatli izlediğimi fark edip önüme döndüm.

Ama bir süre sonra bakışlarım yine onu bulmuştu. Ah kesinlikle bilerek değildi. Hayır hayır. Yüzünü incelediğim sırada bir tanıdıklık hissi ile gözlerim kısıldı.

Bu çene kemikleri... Gözlerim büyürken nefes alış verişim hızlanmıştı. Emin olmak için hemen ellerinin üzerine baktım. Ve gördüğüm dövmeler ile ellerimde titremeye başlarken istemeden fısıldadım.

"Sensin."

Masadakilerin bakışları bana dönerken Jennie ve Jisoo hariç kimsenin şaşırmadığını fark ettim. Jungkook gerginlik ile oturduğu yerde dikleşirken ayağa kalktım.

"Siktir. Sensin."

Sesim öncekine kıyasla daha yüksek çıkarken bakışlarım Jimin'e kaydı. Onu sevdiğimi biliyordu. Onu sevdiğimi biliyordu.

Onu. Sevdiğimi. Biliyorlardı.

Gözlerim yeniden Jungkook'a döndüğünde Jennie'nin kolumda ki elini hissettim.

"İnanamıyorum."

"Lisa..."

Konuşmaya çalıştı ama ben lafını kesmeden susmuştu bile.

"Neyi bildiğini farkındasın değil mi sen?"

Hafif çaplı bağırdığımda gözlerimi yeniden diğerleri üzerinde gezdirdim. Ama bakışlarından anladığım kadarı ile sadece Jimin'e söylemişti.

"Sikeceğim."

Savurduğum küfür ile az önce oturduğum sandalyeyi sertçe itip yere düşürdüğümde açılan boşluktan geçmiş ve hızla kantinden çıkmıştım.

Sebepsizce gözlerimin dolduğunu hissettiğimde o artık bende yer edinmiş üzüntüm geri gelmişti.

Bir anda aklıma okula verdiğim dedikodular gelince yüzümü ellerim ile kapatmıştım.

Hepsi benim suçumdu aptaldım.

Sadece kendimi değil arkadaşlarımı da rezil etmiştim.

Biri beni tutup döndürdüğünde bu kişinin Jisoo olduğunu gördüm.

"Sakin olsana. Nereye?"

Başımda ki ağrı, titreyen ellerim, yorgunluğum ve suçluluk duygum yüzünden şu an nasıl göründüğüm hakkında bir fikrim yoktu ama Jisoo'nun gözlerine endişe yerleşmişti.

"Jimin biliyor."

Ağlamaklı sesimle söylediğim şey sonrası kaşlarını çattı.

"Evet eskide kaldı ama biliyor sonuçta ve yüzüne nasıl bakacağım biz dansta da partner olduk. Ne yapacağım ben? Hepsi benim suçum."

Jisoo öylece bakmaya devam ederken Jennie lafa atladı.

"Saçmalama Lisa. Sakinleş lütfen. Yüzüne neden bakamayasın? Kötü bir şey mi yaptın sen? Hayır, e o zaman?"

"Jen haklı Lisa. Sen kötü bir şey yapmadın utanmana gerek yok. Hem dediğin gibi geçmişte kalmış bir şey söylersin ve konu kapanır."

"Peki Rose? Benim yüzümden sizin de aranız bozulacak?"

"Kendine gel artık. Hiç bir şey senin yüzünden falan değil. Sorunun ne?"

Jisoo çıkışırcasına konuştuğunda gözlerimi kaçırmıştım.

"Rose ne diyebilir ki? Belki biraz zor olur seni anlaması ama onu da halledeceğimize emin ol. Hem senin ki aşk değil hayranlıktı Lisa."

Jennie'nin söylediklerinden sonra burnuma çekmiştim. Jisoo birden kollarını bana doladığında hızlıca ona karşılık vermiştim. Jennie de ikimize birden sarıldığında daha huzurlu hissediyordum.

...

vote pls

AMAN TANRIM

Bitti ilk on bölüm ağağağağğa

Şimdi düzenlicem hepsini sonra da sabah falan yayınlarım her halde heyecanlandım bnenn🥺🥺

aquiver, lisggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin