Aramızdan birisi

1

Okul bahçesi her sene olduğundan gene bir farkı yok gibi görünüyordu, karne günü olmasından mı yoksa 1 aylık okul gezisinden mi bilemiyorum kim 3 aylık yaz tatilinden 1 ayını zaten 9 ay boyunca gördüğü saçma sapan insanlarla geçirmek isterdi ki? böyle dediğime bakmayın bende gidiyordum ve benim yüzümden Derin, Ali ve Ozan'da peşimden sürükleniyordu.

Peşimden sürüklediğim neredeyse 10 kilo bavulumla bizim çocukları bulmaya çalışıyordum, bunca kalabalığın arasındaki arayışım nihayet sonlandığında Derin ve Ali'yi sohbet ederlerken gördüm, onları yakın görmek beni Derin adına bile çok mutlu etmişti. Derin, Ali'yi 5 senedir seviyordu ama Derin'in bilmediği bir şey vardı, Ali beni seviyordu ben ise bana aşk yasaktı. 

Gerçeklerden çıkmama ince bir ses yardımcı oldu. "Heyyo!, dünyadan Ber'e" Derin'e aitti. "Ne bağırıyorsun kızım sağır sultan duydu be!" dedim. Bir saniye bende mi bağırmıştım? ortamda bir kahkaha koptu evet klasik Derin ve onun sinirlendirmeleri.

"Gülmeyi kesin hadi 'Çatlak Sadi' 2 saat konuşacak birde azar yemeyelim zaten gözüne batıyoruz." sinirle söylendim ve omuzlarımdan bir el hissetmemle irkildim, kafamı çevirdiğimde bu kişinin Ozan olduğu anladım, omuzlarımla beni öğrencilerin bulunduğu sıraya doğru yönlerdi.

Bana 5 saat gelen 5 dakikalık konuşma nihayet bittiğinde Ali bavullarımızı teslim etmeye gideceğini söyledi, Derin'de peşinden giderken Ozan ve ben karnelerimizi almak için sınıfa doğru yürümeye başladık. Sınıfa girmemizden 2 dakika sonra Derin arkamızdan sınıfa girdiğinde yanında Ali olmadığını fark ettim.

"Derin Ali nerede?" diye sordum. "Tuvalete gideceğini benim sınıfa çıkmamı söyledi, gelir birazdan" dedi. Çok  geçmeden kapıdan sınıf öğretmenimiz Filiz hoca girdi.

"Merhaba gençler, nasılsınız bakalım?" hiç kimseden ses çıkmayınca konuşmaya tekrardan başladı. "Bugün son günümüz şimdi tek tek isimlerinizi okuyarak karnelerinizi dağıtacağım."

Hızlı hızlı karneler dağıtılırken sıra Ozan'a geldi, "OZAN ALACA gel yavrum aferin takdir almışsın, tebrikler." başkada bir şey beklenmezdi benim Ozan'ımdan her zaman çok zeki bir çocuk olmuştu annelerimizin el alemin çocuğu dediği kişi kesinlikle Ozan'dı. Sırayla Derin ve  ben karnelerimizi aldık, ben teşekkür alırken Derin'in düz geçmesi çokta şaşırtan bir durum değildi açıkçası sıra Ali'ye geldiğinde hala ortalarda görünmüyordu. Yavaşça Derinin kulağına yaklaşıp "Nerede bu çocuk gelmedi daha" dedim. Derin tam cevap verecekken araya Ozan girdi "İstersen bir bakayım tuvalete ne dersin?" Derin araya girdi.

"Gelir birazdan bilmiyor musunuz sanki Ali'nin tuvaletten yarım saat çıkmadığını?" dedi güven verici bir sesle ama ben inat olduğum için kendim gidip bakacaktım, ikisininde dinlemeden Filiz hocadan izin alıp Ali'ye bakmaya çıktım.

Derin Ali'nin erkekler tuvaletinde olduğunu söyledi ben nasıl girecektim ki? erkekler tuvaletinin önüne geldiğimde birisinin geçmesini çok istedim, bende ki şansla kimse geçmedi bende son cesaret erkekler tuvaletinin kapısını açtım "Ali orada mısın?" içeriden kıpırtı sesleri geliyordu fakat ses veren yoktu, tekrardan seslendim gene aynısı oldu dayanamayarak kapıdan içeri erkekler tuvaletine girdim.

O an hayatımın dönüm evresi olduğunu anladım, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Yerde yatan kanlar içindeki çocukluğuma bakarken donup kalmıştım çocukluğum gitmişti, ölmüştü. Ali ölmüştü. Derin'in Ali'si  ölmüştü.

Başında kanlar içinde oturan erkek ise şok olmuş elindeki kanlı bıçakla  bir bana bir Ali'nin cansız bedenine bakıyordu. Ali'yi öldürmüştü.

Hızlıca kendimi toparlayıp yerde oturan katilin yakalarından tutup dışarı çıkarttım bunu neden bilmiyorum ama kötü bir fikir olduğunu anlayıp tekrardan kolundan tutup erkekler tuvaletine soktum ne yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu, bakışlarımı gözlerine sabitleyip "Bunu sen yaptın!"