Vaha'da geçirdiği 1431.günüydü. Ders zili çaldı. Yeni bir gün, diye geçirdi içinden. Sınıfa girdi. Yeni bir şeyler öğretme ve keşfetme zamanıydı. Ülke birçok iş alanında siborg ve robotlar kullansa da öğretmenlik kutsaldı. İnsan yüreğiyle devam ediyordu.
Duygu Bilgi Teknolojileri öğretmeniydi. Tekno çağa en uyumlu alanlardan biriydi. Onun meslek seçimi yıllar öncesine dayanıyordu. Milenyumun ilk yıllarında çocuklar eğitimlerine devam etmek için sınava girerdi. Milyonlarca çocuk aldıkları puanlarla değerlendirildi. Duygu da farkında olmadan kendini Teknik Lise'de buldu. Delta'da geçirdiği yıllarda bilgisayar dünyasıyla içli dışlı yaşadıktan sonra öğretmen diplomasını almıştı. Şimdi Vaha İlk Adım Okulu'nda çalışıyordu.
Vakit öğle arasını gösteriyordu. Yanında sebze salatası getirmişti. Uzman Biyolog Selin Kaya haftanın ilk günü için bu öğünü önermişti. Kısa süren atıştırmanın ardından Duygu'yu eşi Kemal çağırmıştı. Okulun kömürlüğünde bir kedi yavrusu olduğunu söylüyordu. Bunu duyan Duygu heyecanlandı. Yoksa bu "Bana ihtiyaç sahibi bir kedi yollar mısın Tanrım?" sorusuna bir yanıt olabilir miydi? Birkaç dakikalık süren şaşkınlığın ardından kediye süt ve ekmek götürdü. Ne kadar hızlı yiyordu! Ne zamandır açtı, üşüyor muydu, kucağına alıp sevebilir miydi, ya annesi neredeydi? Aklında sorularla kediyle ilk bakışmaları gerçekleşti. Bu küçük varlığın parlak ve yeşil gözleri Duygu'nun ilgisini çekmişti. O küçük gözler nasıl da masumdu.
Gün sanki gittikçe uzuyordu. Aklının bir parçası kediyle meşguldü. Dersler birbirini kovaladı. Duygu aralarda kediciği kontrole gitti. Hâlâ bir anne kedi görünmüyordu. Gün sonu gelince Kemal, "Ne düşünüyorsun, onu kucaklayabilecek misin? Eve götürelim mi?" diye sordu. Kedinin küçük bedeni Duygu'yu şaşırtıyordu. Dokunduğunda ona zarar vermekten korkuyordu. Hadi, dedi içinden bir ses. Kediyi kucakladı. Bu minik varlığa yuva olmak için hazırdı. İlk kucağına aldığı anı hiç unutamayacaktı.
Eve dönmek için yola düştüler. Kemal arabayı sakince sürüyordu. Hem kedi kendini rahatsız hissetmesin hem de ellerinden kaçıp hareketlenmesin diye Duygu sakince bu küçük bir varlığı tutuyordu. Bu kadar sıcak olmasına şaşırıyordu.
Eve varınca kediyi temizleme telaşı başladı. Kemal daha önce bir kedi büyüttüğü için Duygu'ya yönergeler veriyordu. Suyu ısıt, havluyu hazırda tut, kediyi sakince köpürt, üşütmeden kurutmalı. O tatlı sesinden miyavlamalar eksik olmuyordu. Kurutma, sarmalama adımları tamamlandığında Duygu yorgun düştü ama gülümsüyordu. Ona dost olacak varlık artık evindeydi.
Kemal kedi için yemek ve su hazırladı. Tuvaleti için yer yaptı. O akşam kedi de onlarla uyudu. Duygu için farklı bir deneyime kapı açılmıştı. Yeni bir kitaba başlamak ya da resim yapmaktan çok farklı bir süreç onu bekliyordu. Bütün bunlardan habersiz uykuya daldılar.
Not: Buraya kadar okuduysan çok teşekkür ederim. Yorum yazmayı ve oylamayı unutma olur mu *-* Gelecek bölümler yeni bir evrenin içine giriş yapacağız. Hazırsan seni de bekliyoruz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dijital Kedi Ülkesi
Science FictionSakince hayatına devam eden Duygu ve Kemal'in hayatına bir üye katılır.