eleven

4.5K 565 649
                                    

flashback

Hyunjin gördükleri ile sinirden kafayı yiyecek dereceye gelmişti. Ona gösterilen görüntüler ve söylenilen şeyler hiç sağlıklı değildi ve Jeongin'in böyle bir şey yaptığına inanamıyordu. Onu çok seviyordu, küçüğünün de onu çok sevdiğini düşünüyordu ya da belki de yanılıyordu.

Karşısında ki sırıtarak ona bakan kıza baktı ve elinde ki telefonu alıp Jeongin'i aramaya başladı. Sinirden alnında ki ve boynunda ki damarlar belirgenliğini gösteriyordu. Jeongin'i paralamak,dövmek veya öldürmek bile istiyor olabilirdi.

Sinirden hiç bir şey görmüyorken kolunda hissettiği el ile durmak zorunda kaldı ve elin sahibine baktı. Minho ne olduğunu sorarcasına arkadaşına baktığında Hyunjin sakince nefes verip elinde ki telefonu gösterdi. Minho şok olmuş ve hayal kırıklığına uğramıştı, ama Jeongin'e sormadan hemen inanmak istemiyordu.

"Bence Jeongin'e sormadan bir şey yapma"

"Tam olarak ben de onu yapmaya gidiyordum,bırakırsan sevinirim"

Hyunjin sakinliğini koruyarak büyüğüne gülümsedi ve Minho kolunu serbest bıraktığında hızlıca ilerlemeye başladı. Okulun içine girdiğinde bir kaç metre ötede ki sevgilisini gördü ve bütün ses tellerini sikecek şekilde bağırdı.

"Jeongin!"

Jeongin irkilerek arkasını döndü ve ona doğru sinirle gelen sevgilisine baktı. Düşündü,onu ne bu kadar sinirlendirmiş olabilirdi ki?

Hyunjin, Jeongin'in yanına vardığı an sol yanağına yumruğunu indirdi. Etrafta ki herkes şaşkınlıkla olayı izlerken, Jeongin ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Jisung sinirle Hyunjin'e baktı.

"Ne sikim yapıyorsun lan sen?"

Hyunjin elinde ki telefonu gösterdi ve tiksinerek gözleri dolmuş Jeongin'e baktı.

"Bak! o senin çok sevdiğin arkadaşın başkalarıyla sürtüyor! hemde 'çok' sevdiği bir sevgilisi varken!"

Hyunjin sinirle tıslayıp telefonu bir kenara fırlattı. Jisung şaşkınlıkla Jeongin'e bakarken, Jeongin korkudan ağzını açamıyordu. O görüntüler ona ait değildi, öyle bir şey hatırlamıyordu bile.

"Sen sürtüğün tekisin Jeongin, seni sevmiştim güvenmiştim ama sen boşa çıkarttın hepsini! ölmeyi hak ediyorsun, bunu yap ve kurtulayım senden tamam mı?!"

Hyunjin hiç olmadığı kadar sinirli bir şekilde yerde ağlayan küçüğüne bağırdı. Kimse sesini çıkartamıyordu,çıkartırsa ne olacağını biliyordu çünkü.

"H-hyunjin o ben d-değilim"

"Kes sesini, bir daha sakın karşıma çıkma Jeongin. Yoksa seni bulduğum yerde öldürürüm"

Hyunjin son sözlerini de söyleyip oradan uzaklaşmıştı. İçinde tutamadığı öfkesini okul duvarlarından, dolaplardan ve aynalardan çıkartmıştı. Ama yine de yetmiyordu ona, canı çok yanıyordu, kalbi acıyordu.

Jeongin ise delicesine ağlıyordu. Sadece ağlıyor ve onun kendisinin olmadığını sayıklıyordu. Jisung arkadaşına sarılıp yerden kaldırdı ve elini yüzünü yıkaması için lavaboya götürdü. Jeongin'in durmayan hıçkırıkları ve göz yaşları bu sefer suya karıştı.

Sol yanağı sızlıyordu ve çoktan morarmaya başlamıştı. Hyunjin çok sert vurmuş ve büyük bir yaraya yol açmıştı. Ama yarayı yanağına değil, tam olarak kalbine açmıştı.

Bu günden sonra ise, bir daha Hyunjin Jeongin'i asla göremedi.

•••

alın size flashback

hyunjine sövmek serbest

zaten sövüyorsunuz ama olsun

name, hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin