jeongin arkadaşlarının yanından ayrılıp lavaboya doğru ilerlerken, hyunjin de jeongin'in kalktığını gördüğü gibi arkasından gitmişti. yaşadıkları ilişki oldukça garip olsa da, henüz sevgili değillerdi.
jeongin lavaboya girdiğinde hyunjin de bir kaç saniye sonra arkasından girip kapıyı kapatmış ve kitlemişti. jeongin işini halledip tuvaletten çıktığında, omzunu duvara yaslamış bir hyunjin beklemiyordu. göz devirdı ve ellerini yıkamak için suyu açtı.
"ne istiyorsun?"
"seni istiyorum, aylar geçti yetmedi mi bu intikam?"
jeongin sinirle sırıtıp suyu kapattı ve büyüğünün karşısına geçti. tam gözlerinin içine bakıyordu jeongin. hyunjin'in de ondan farklı kalan bir yanı yoktu.
"yetmiyor hyunjin, ne yapsam bana yaptıklarının acısını çıkaramayacakmış gibi hissediyorum."
"bana bir şans versen, acısını çıkarmaya gerek kalmadan unutturacağım hepsini"
"bak, hala seni seviyorum. sandığından daha fazla seviyorum ama korkuyorum, güvenemiyorum"
hyunjin gözlerinin dolduğunu hissetmiş ve kafasını sağa çevirmişti. köpek gibi pişmandı, her şeyi düzeltmek istiyordu ama jeongin istemeden yapamazdı.
hyunjin bedenine dolanan kolları fark ettiğinde gözünden yaşların düşmesine izin verdi. küçüğü ona sarılmıştı ve bu yıllar sonra hissettiği en güzel duygu olabilirdi.
"özür dilerim jeongin"
hyunjin hıçkırıklarının arasından zorla konuştuğunda jeongin de ağlamak istedi. büyüğüne daha çok sığındı, daha sıkı sardı kollarını. her şeyden, herkesten korumak istedi. kendisini koruması gerektiğini düşünürken, karşısında ki gencin korunmaya ihtiyacı olduğunu yeni anlamıştı.
"ben yemin ederim seni üzmek istemedim. köpek gibi pişmanım"
hyunjin güçsüzleştiğinde eğilmek zorunda kalmıştı. jeongin de onunla beraber eğildiğinde büyüğünün göğüsünde ağlamasına izin verdi. bir süre öyle kalmışlardı, hyunjin özürler mırıldanırken jeongin sadece susmuştu.
ağlama sesleri dindiğinde ve hyunjin normale döndüğünde jeongin büyüğünün çenesinden tutup ona bakmasını sağladı. hyunjin kızaran gözleri ve pembeleşen dudaklarıyla küçüğüne bakıyordu.
jeongin ilk ıslanan yanakları eliyle sildi ve saçlarını karıştırdı. daha sonra ise hyunjin'in özlediği dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurup geri çekildi. hyunjin bu öpücüğe karşı mutlulukla dolarken, jeongin de mutluydu.
ikili sonunda ayağa kalkmış ve ellerini yüzlerini yıkamışlardı. hyunjin yüzünü peçeteyle kuruladıktan sonra çöpe atıp jeongin'e döndü. hyunjin tam konuşacakken, jeongin lafa girmişti.
"deneyelim"
"ne?"
"sevgilim ol hyunjin"
hyunjin şaşkınlıkla küçüğüne bakarken, jeongin kıkırdadı ve tuvaletin kapısını açtı.
"bu son şansın"
son kelimelerini söyleyip lavabodan çıktığında, arkasında sevinçten yanıp tutuşan bir hyunjin bıraktığının farkında değildi.
•••
bölüm 18 ben anca bunları barıstırma yoluna soktum 😎🤹♂️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
name, hyunin
Fanfictionhyunjin sen kimdin +82-075-1275 ? hyunjin name ne name +82-07-1275 jeongin, senin? hyunjin bismillahirrahmanirrahim saygılar teyzecim iyi günler tamamlandı. knowyy, 010221