18.

6K 115 60
                                    




Doğa'dan...
Bilincim yerine geldiğinde, gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladım. Gücümü toplayarak etrafa bakınmaya başladım. Neredeydim ben? Bulunduğum yer küçük bir odaydı ve başka kimse yoktu.

Ellerimi hareket ettirmeye çalıştığımda, bileğime baktım. Birbirlerine bağlanmışlardı, korkuyla bağırmaya başladım.

''Kimse var mı?''

''Yardım edin!''

Korku ve endişeyle göz yaşlarım yanaklarıma süzülmeye başladı. Dizlerimi karnıma çekip oturduğum sıra da bulunduğum odanın kapısı açıldı. Kimin geldiğini görmek için kafamı kaldırdım. Yağız, elindeki odunları yere bıraktıktan sonra üstündeki tişörtünü çıkararak kenara attı. Ardından bana doğru döndü.

''Uyandın mı küçüğüm?'' Dedi.

Onun sesini duymak, o kadar midemi bulandırıyordu ki... Beni buraya hapis etmişti. O takıntılı bir sapıktı...

''Bana ne yapacaksın?''

Sorduğum soruyla kahkaha attı ve kafasını aşağıya eğdi. Ardından tekrardan gözlerimin içine baktı.

''Korkma, sana asla zarar vermem.'' Dedi.

Bundan emin değildim, şu anda olduğum pozisyona bakarsak... Bu adam bana her şeyi yapabilirdi. O tamamen delirmişti! Tekrardan konuşmaya başladı.

''Beni tekrardan sevene kadar benimle burada kalacaksın.''

Duyduğum cümleyle kaşlarım çatıldı. Onu bir daha asla sevmeyecektim. Ondan nefret bile etmiyordum. Hayatımdan tamamen çıkarmıştım, onun da çıkmasını istiyordum.

''Annem ne olacak?''

Omuzlarını silkerek bana yaklaştı.

''Senin dışında kimse umrumda değil.'' Dedi.

Onun o iğrenç suratına bakarken, kahkaha atmamak için zor durdum. O ne zaman böyle bir canavara dönüşmüştü?

''Asla seni sevmeyeceğim, bunu biliyorsun değil mi?''

Yağız, elini boğazıma götürerek kafamı sertçe yastığa vurdu. Bu hareketi birkaç kere öksürmeme sebep oldu.

''Akıllanacaksın Doğa, akıllı bir kız olacaksın.''

Yağız, yanağıma küçük bir öpücük bırakıp odadan çıktığında ağlamaya başladım. Burada olmak istemiyordum. O adamın yanında kalmak istemiyordum. Arif'i istiyordum, annemi istiyordum. Bu canavarın tutsağı olmak istemiyordum. Ağlamamı duymaması için dudaklarımı dizime bastırdım.

*

Yazar'dan...

Doğa, odaya dolan ay ışığını izliyordu. Uykusu vardı ama uyumaktan korkuyordu. Yağız'ın ona dokunmasından korktuğu için uyuyamıyordu. Göz yaşları, yeniden yanaklarına aktı. O nasıl bir şeye bulaşmıştı böyle? Başına gelenleri hak ediyor muydu? Zamanında Yağız'ın annesiyle ayrılmasını isteyip, kendisine koşmasını istemişti. Bunun cezası olarak şu anda bunları mı yaşıyordu? Tam Arif'le mutlu oldum derken...

Doğa'nın gözleri daha fazla dayanmayarak kapandı. Kendini uykuya teslim etmişti.

Yağız, evin dışındaki sandalyede oturmuş geceyi izliyordu. Doğa'ya çok aşıktı ve kendini tamamen kaybetmişti. O bir zamanki dengeli, sabırlı ve iyi insandan eser kalmamıştı. Tek istediği şey Doğa'ydı, onunla bir ilişki yaşamaktı.

Yağız, oturduğu yerden kalkarak Doğa'nın olduğu odaya gitti. Doğa, uyuya kalmıştı. Yağız, gülümseyerek kızın yanına ilerledi. Üstünü örtükten sonra ellerini saçlarına götürdü.

''Çok güzelsin küçüğüm.''

Saçlarına doğru eğildi ve onları uzun uzun kokladı.

''O herifin sana dokunmaya hakkı yok o yüzden benimle buradasın, sana bir daha dokunmasına asla izin vermeyeceğim. Korkma, benimle güvendesin...''

Yağız, uyuyan kıza bakarak gülümsedi ve ayağa kalktı. Odadan çıktıktan sonra cebinden telefonunu çıkardı ve Arif'in numarasını buldu. Birkaç çalıştan sonra açılmıştı.

''Doğa nerede, ona ne yaptın! Seni öldüreceğim Yağız!''

Yağız, bir süre daha bu tür lafları dinledikten sonra konuşmaya başladı.

''Doğa benimle olmayı seçti, hepinizden uzakta bir hayat kurduk. Sana atacağım fotoğraflara bak ve bizi rahat bırak!''

Yağız, telefonu kapattıktan sonra Doğa'yla eski samimi fotoğraflarına baktı ve onları Arif'e gönderdi.

*

Doğa'dan...
Kaldığım odanın duvarlarını yüzünce kez incelediğim sıra da Akif'i ne kadar özlediğimi fark ettim. Onun yanında olmak, onun kollarının arasında olmak istiyordum. Yağız'a bir zamanlar aşık olduğumu düşünüyordum. Bunu ne kadar inkar etsem de bir zamanlar onu gerçekten delicesine sevmiştim. Onun için annemi bile karşıma almıştım... Sonrasında beni ölen sevgilisinin yerine koyduğunu ve benimle bu yüzden olmak istediğini öğrenmiştim. Akif öyle değildi, o tamamen farklıydı. Onunla çok güzel vakitler geçirmiştim. İlk başta sadece gitar hocam olarak başlayan bu hikaye ona aşık olmamla devam ediyordu. 

Ben Yağız'a değil Akif'e aşık olmuştum. Bunu şimdi iyice anlıyordum. 

Beni düşüncelerimden çekip, çıkaran kapının açılması oldu. Gelen kişiye baktığımda bu sefer Akif olmasını istemiştim ama Yağız'dı... Beni daha kaç gün burada tutsak edecekti? Bilmiyordum.

''Akşam yemeği hazır, güzelim.''

Son söylediği kelimeyle midemin bulandığını fark ettim. Yağız, yanıma oturarak ellerini saçlarıma götürdüğünde kafamı çekmeye çalıştım. Bu hareketimle gülümsedi.

''Sana güzel bir haberim var.'' Dedi.

Bana vereceği güzel haberi duymak istemiyordum. Onun sesine daha fazla tahammül edemezdim. Buradan gitmesini istiyordum. 

''Akif, bizi artık tamamen rahat bırakacak.''

Kurduğu cümleyle kaşlarım çatıldı. Ona döndüm. Bu ne demekti? Akif, beni asla bu halde bırakmazdı. 

''Sen ne saçmalıyorsun?'' Dedim.

Yağız, omuzlarını silkti.

''Onu aradım ve senin beni seçtiğini söyledim.''

Duyduğum cümleyle ayağa kalkmaya hamle yaptım ama kolumdaki sıkı ipler, yerime oturmama neden oldu. 

''Seni seçmedim, ben onu seviyorum.''

Yağız'ın gözlerinin içine baktığımda orada yanan sinir ifadesini gördüm. Ne kadar sinirlenirse sinirlensin doğru olan buydu... Ben Akif'i seviyordum.

''Sen hem beni,  hem annemi kullanan sapık bir adamsın!''

Yağız, söylediğim cümleyle ayağa kalkarak gözlerimin içine baktı.

''Eğer onu seçersen ilk önce onun kafasına ardından kendi kafama sıkarım. Bu konu da ciddiyim, anlıyor musun beni?''

Yağız'ın kurduğu cümlelerle dehşete düştüm. O ne zaman bu kadar delirmişti? Ne zaman bu hale gelmişti... Eskiden ne kadar iğrenç bir insan olsa da asla böyle konuşmazdı. Yüzündeki ciddiyeti görebiliyordum. Bunu kesinlikle yapardı. 

''Şimdi benimle akşam yemeği yiyeceksin küçük kız.''

Yağız, elimdeki ipleri çözüp ellerimi arkadan birbirine bağladı. Ardından kolumu sıkarak beni yemek masasına götürdüğünde ondan kurtulmaya çalıştım. Bunu başaramıyordum, beni çok güçlü bir şekilde sıkıyordu. Gözlerim acıyla ve korkuyla bir kez daha doldu. Ondan kurtulamayacaktım...

Belki de sevdiğim adamı bir daha asla göremeyecektim... 


*Sizce Doğa, Yağız'dan kurtulmayı başarabilecek mi? 

*Yağız'ı seviyor musunuz?

Misafir | Daddy İssues {Tamamlandı}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin