6

25.5K 355 257
                                    


Gözlerimi yavaş yavaş açıyordum. Burnuma odunsu bir koku gelmişti. Bu koku gözlerimi bir an önce açmamı sağladı. Sırtımı saran ve kafamın üstünde ki kafayla şaşırmıştım. Ne oluyordu? Kafamı hızlıca yukarıya kaldırarak kafanın sahibine baktım. Kumral saçlar ve kirli sakallarla karşılaştığımda yutkundum.

"Ya-Yağız bey."

Kalkmaya çalıştım fakat elleri belimi sımsıkı sarmıştı. Tanrım! Annemin sevgilisinin kollarının arasında uyumuştum. Bunun nasıl olduğunu hatırlamaya çalıştım. Hatırladığımda ağızımdan küçük bir küfür kaçtı. Rezil olmuştum! Kafamı kaldırarak bir kez daha ona baktım.

"Yağız bey." Dedim.

Onu uyandırmaya çalışıyordum ama uyandıramıyordum.

"Yağız,Yağız bey." Dedim.

Sesimi biraz yükselterek kolunu hafif dürttüm. Dudaklarını ve kaşlarını hafifçe oynattı. Uyanmaya başlıyordu. Bir kez daha ismini söylemeye karar verdim.

"Yağız bey." Dedim.

Gözlerini yavaş yavaş açtığında gözlerimle karşılaştı. Ben utanarak bakışlarımı yere döndürdüm. Rezilikti! Fakat güzel bir rezilikti.

"Günaydın." Dedi.

Erkeksi ses tonu kulağıma yayıldığında gayet sakin olduğunu gördüm.

"Tuvalette gidebilir miyim?" Dedim.

Şu an içinde bulunduğum gerçekten çok saçmaydı. Onun evindeydim,sanırım onun yatağındaydım ve onun kollarının arasındaydım.

"Kapıdan çık sağa dön." Dedi.

Bana tuvaleti uykulu sesiyle tarif ettiğinde gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Yağız bey ellerinizden kurtulabilirsem gideceğim zaten." Dedim.

Kafamı kaldırarak gözlerine baktığımda bana uykulu bir şekilde bakıyordu. Kollarını hafifçe sırtımda oynatarak çekti.

"Git bakalım." Dedi.

'Git' lafını istemeyerek söylediği çok belliydi fakat şu anda annemin sevgisiyle bir yatakta yatmam çok yanlıştı. Yüzüne bir süre baktım. Kirli sakalları uzun kumral saçları ve okyanus gözleri öyle güzeldi ki,kafasını avuçlarımın arasına almamak için kendimi zor tutuyordum. Ona biraz daha bakarsam çok yanlış şeyler yapacaktım bu yüzden hızlıca yataktan kalktım. Kendimi odadan dışarıya atarak derin bir nefes aldım.

Tuvalette saçlarıma,üstüme,yüzüme çeki düzen verdikten sonra odaya adımladım. Yağız beyin odada olmadığını farkettiğimde şaşırmıştım.

"Yağız bey?" Dedim.

Beni duymamış olacakki cevap vermedi. Evin üst katında gezinmeye başladım ama onu görememiştim. Merdivenlerden aşağıya inerek odaları gezinmeye başladım. En son mutfağa girdim ve masayı hazırladığını gördüm. Kapıyı açmamla o da beni gördü.

"Bir şeyler yiyelim sonra seni eve bırakırım." Dedi.

Kafamı 'peki' anlamında sallayarak şık olan masaya oturdum. Masanın üstünde ki krepler çok lezzetli gözüküyordu. Çikolatalı waffle bile yapmıştı. Bunları ben banyodayken mi yapmıştı? Wow! Gözlerimi yemeklerden çekerek Yağız beye döndürdüm. Sırtı bana dönük bir şeyler yapıyordu. Onu biraz izledim. Vücudunu saran ama kötü de gözükmeyen güzel bir tişört giyiyordu. Saçlarını arkaya doğru atmış boynuna değiyordu. Bir anda elinde ki tabakla arkaya döndüğünde masaya koyduğum elim titremiş ve ani bir haraket yapmamla masadan düşmüştü. Rezil oluşumla dudağımı dişledim ve nefes aldım.

"Dikkatli ol."

Gülerek söylediği kelimeyle rezilliğimin içinde ölmek istedim. Elinde tuttuğu tabağı önüme koyduğunda çok güzel bir kahvaltı menüsü hazırladığını gördüm. Kendi tabağını da alarak karşıma oturdu.

"Bunları sen mi yaptın?" Dedim.

Kollarını iki yana açarak konuştu.

"Evde bizden başka kimse olmadığına göre ben yaptım küçük hanım." Dedi.

Bana gülerek göz kırpıp yemeğine başladığında kocaman gülümsedim. Küçük hanım... Yağız beyi,Yağız'ı çok seviyordum.

"Her şey için teşekkür ederim." Dedim.

Masanın üstünde kullanmadığı elinin üstüne elimi koydum. Ağzına attığı lokmayla bana baktığında gülümsedim.

"Yemeğin soğuyor." Dedi.

Söylediğinden sonra gülümsediğinde,gülümsedim. Elimi elinden çekerek yemeğimi yemeye devam ettim. Yemekleriniz bittiğinde tabakları alarak tezgaha koydum.

"Gidelim mi?" Dedim.

Anneme nasıl bir açıklama yapacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim şey Yağız beyle çok mutlu olduğumdu,onunla çok güvende hissettiğimdi.

"Gidelim." Dedi.

Masadan kalktığında beraber evden dışarıya çıktık. Önceden de bir kaç kere bindiğim arabasına ilerledim.

"Küçük hanım bu taraftan." Dedi.

Arkamı döndüğümde yan tarafa doğru giden Yağız beyin arkasından gittim.

"Arabayla gitmeyecek miyiz?" Dedim.

"Onu bugün bakıma götürmeliyim bu yüzden motorla gideceğiz." Dedi.

Motorlara küçük yaşımdan beri hep ilgim vardı. Anneme on sekiz yaşına geldiğimde ilk yapacağım şey ehliyet alıp motor almak diyordum ama annem çok tehlikeli olduğunu düşündüğü için izin vermiyordu.

Motora bindiğinde bana kask uzattı. Kaska bir süre baktım.

"Sende çirkin görünmez." Dedi.

Kaska bakma sebebim çirkin görüneceği düşüncesi değildi. Heyecandandı. Gülümseyerek elindeki siyah kaskı aldım ve kafama taktım. Tam bağlayamadığımda bana yardım etti. Motorun arkasına binerek ellerimi sırtına doladım.

"Sıkı tutun." Dedi.

Kendimi daha çok öne vererek vücudumu onun sırtına yasladım. Ellerimi daha çok sararak sırtından,göğsüne hatta omuzlarına çıkardım.

"Şimdi daha iyi." Dedi.

Motor çalıştırdı ve sürmeye başladı.

Evimin aşağısında motoru durdurduğunda tüm yol boyunca burnuma gelen erkeksi kokusu beni sarhoş etmişti.

"Teşekkür ederim." Dedim.

Ellerimi sırtından çekerken söylediğim şeyden sonra motordan indim.

Ben eve doğru adımlarken bir anda elim tutuldu. Ben arkamı dönüp elin sahibine bakamadan kulağıma sesi doldu.

"Annene beraber açıklama yapacağız." Dedi.

Onun sesiydi,Yağız beyin sesiydi, onun elleriydi...

Beraber kapıya ilerleyerek kapıyı çaldım. Hala el ele tutuşuyorduk ve ben ellerimizi asla ayırmak istemiyordum. Ama ayırmak zorundaydım. Annemin bizi böyle görmemesi gerekiyordu. Yağız beye baktığımda kapıya bakıyordu. Tuttuğum elini yavaşça bıraktığımda ilk ellerimize sonra gözlerime baktı. O sıra da kapı açılmıştı. Gözlerimi istemesemde okyanus gözlerden çekerek anneme baktım.

Misafir | Daddy İssues {Tamamlandı}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin