Hanahaki Disease (花吐き病)
Hastalığı tanımlayacak olursak, Hanahaki hastalığına yakalanan kişiler tek taraflı aşık olan kişiler olup öksürdüğünde ciğerlerinden kan ile birlikte çiçek yaprakları gelirmiş. Bunun nedeni ise aşık olduğunda acının mutlu teb...
Bilgilendirme Kitabımda hiç bir ülke ne aşağı, ne de yukarı görülecektir. Hepsinin sadece karakteristik özellikleri olacak. Ör: Türkiye utangaç, Yunanistan dışa dönük, Almanya ciddi v.s. Hikayenin içinde bir kaç ofansif olabileceğiniz şakalar bulunmaktadır, yakın arkadaş, kardeş ilişkisi olan karakterler birbirlerine arada böyle şaka(lar) yapmaktadırlar. Bu kitap amatörce yazılmış bir kitaptır, fazla bir beklentiniz olmasın. Herkes gibi bende bir öğrenciyim ve çalışmam gerekebiliyor, baştan salma bir problem olur ise mâruz görün. Hikâye hakkında bilgi vereyim biraz, Hikâye Vanilya türüdür. Hikâyede asla bir düşmanlık nefret söylemi olmayacaktır, teşekkürler.
''Bir Japon efsanesine göre, aşkları karşılıksız kalanların, yalnızlık mahkumu olanların, ruhlarının, yapbozlarının tamamlayıcı parçalarını bulamayanların sonunu kanlı bir öksürük beklermiş. Öksürük ile birlikte, aşık oldukları kişinin mutluluk çiçeğinin tohumu, onların gözyaşları ise çiçeği sulayan kişi olur. Öksürük ile ciğerlerde ki kanlı yaprakta çıkar, aşk kendini gün yüzüne çıkarılana kadar buna maruz kalan kişi ölüm ile lanetlenmiştir.'' Türkiye iki eli ile kitabı hızlıca kapatıp 'Saçmalık!' dedi. Arnavutluk bu kaba davranıştan sonra araya girdi, 'Her şeyi gerçek yansıtacaklar değiller, Benzetme olacak ki okuyan kişinin gözünde iyi bir yer bulundursun.' Türkiye homurdanarak kitabı aldığı kitaplığa geri sıkıştırıp, sandalyesine geri oturdu. Arnavutluk kıkırdayarak 'Mete Han gerçek ejderha öldürmüyor ya?' diye ekleme yaptı. Slovakya olaya dahil olarak, 'NATO görüşmesi birazdan aşağı da başlıyor, acele etsek iyi olur. Amerika'dan azar işitmek istemiyorum. Özellikle sizin yüzünüzden.' Türkiye ellerini birbirine dolayarak, 'Doğru, ama NATO'da böyle bir kütüphane olması şaşırtıcı ve iyi bir şey, Hem de Şangay ile bağlantılı. İş görüşmeleri, tartışmalar uzun sürmeyecek. Hem belki NATO ve Şangay arasında güzel gelişmeler yaşanır.' Slovakya sigarayı söndürerek 'Mutlak barış diye bir şey yok.' Diye ekler. Kütüphaneyi inceleyen Türkiye, Slovakya, Slovenya, Arnavutluk, Hırvatistan odadan sırayla dışarı çıkıp uzun ince koridorları, merdivenleri geçip toplantı odasına varırlar.
Amerika Türkiye'ye doğru eğilir, Amerika: Dikkat ette burayı havaya uçurmayasın(!) Bunu söylerken Türkiye ile o kadar yakındı ki, nefes seslerini bile duyabiliyordu. Türkiye durumdan rahatsız olup Amerika'yı yavaşça kendinden uzaklaştırmıştı. 'Mesafe.' diye mırıldanıp, ellerini birbirine doladı 'Bu sürtüşme çok rahatsız edici olmaya başladı Amerika, kendini frenle lütfen.' diye ekledi. Amerika kıkırdayarak, 'Şaka yapıyorum! Kendi meslektaşıma neden böyle davranayım?' Deyip sustu.
Amerika, her zaman ki gibi dokunsak patlayacak gibiydi, agresif ama bir o kadar da duygusuz bir şekilde hem azarlıyor hem tarafsızlığını koruyordu.
Amerika: ...Evet, sizler NATO'nun gururu, onuru. Sizler NATO'nun temsilcilerisiniz. Hareketlerinize kullandığınız dile artık dikkat etme vaktiniz geldi, şu anda karşınızda duran bu adam, Amerika. Sizin kariyerinizi ellerimin elinde! Hepiniz buraya büyük şeyler başardığınız için geldiniz, örneğin Türkiye. Kuzey Kore-Güney Kore savaşında gösterdiği büyük mücadele sayesinde burda. Lâkin çoğunuz artık yan gelip yatmaya başladınız! Utanç kaynağı olmayı bırakıp, vasıfsızlığınızdan vazgeçin!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
