louder than love 'johnyu

2✓

“Yüzmeye gitmek ister misin?” diye sordu Johhny.  Soğuk su şimdi ilaç gibi gelirdi.

“İstiyorum ama vücudumun güneş kremine ihtiyacı var."

Johnny çantaya elini soktu ve bir şişe güneş kremi çıkarttı, Yuta'ya uzattı.
Tabii şimdi de onun güneş kremini sürüşünü izlemek zorunda kalacaktı. Bir süreliğine rahatça yatacakmış ibi şezlonguna yaslandı.

Yuta şişenin kapağını açıp avucuna biraz krem dökerken Johnny gözlerini sıkıca kapattı. Yuta'nın kremi o boşalana kadar aletine sürdüğünü hayal etmeyecekti. Yuta'yı eğip, kremi poposuna masaj yaparak sürdügünü ve Yuta daha fazlası için yalvarana kadar parmaklarını bacaklarının arasındaki sıcaklığa bastırdığını hayal etmeyecekti. Bakmayacaktı.
Göz kapakları kendi kendine açıldı ve “Sırtın için yardım ister misin?” derken kendi sesini duydu.

“Hayır. Ben hallederim. Yoga yapıyorum. Bu yüzden çok esneğim.”

Johnny inlememek için kendisini zor tuttu. Bu bilgi olmadan da kesinlikle yaşayabilirdi. Şimdi çılgınca seks yaptıklarını hayal etmekle kalmayıp bunu çok yaratıcı pozisyonlarda yaptıklarını da hayal edebiliyordu.

Yuta arkasını döndü ve okyanusa doğru koştu. Johnny kalçalarının sallanışı karşısında büyülendiğini fark etti. "Geliyor musun Johnny?"

Johnny sapıktı. Gerçekten bu konuda bir şey yapması gerekiyordu. “Hemen arkandayım,” diye seslendi.

~~~~

Otel odalarına geri döndüklerinde ikisi de epey yorgundu.

Denizde ikisi birlikte çok iyi vakit geçirmişlerdi fakat Yuta'nın içi kıpır kıpırdı. Başı büyük beladaydı. Hayır. Kocaman, devasa, çok büyük beladaydı çünkü Johnny 'yi deli gibi arzuluyordu ve bu hiç de hoş bir şey değildi. Belini aşağı doğru büktü ve havluyla saçlarını sertçe kuruladı. Johnny'nin denizdeyken sert bedeninin kendi bedenine sadece temas etmesi bile, duyularını harekete geçirmişti.

Bunun böyle mi, o hissi bir kez daha tatmak için her şeyi yapacak kadar vahşi ve çılgınca hissettirmesi mi gerekiyordu? Yoksa kum ve güneşle birleşen gerçek özgürlükten aldığı ilk tat yüzünden mi böyleydi?
Üstelik tüm suç kendisinde değildi. Johnny'nin de dediği gibi ikisinin birlikte olması tüm okul için olağandışı korkunç bir şeydi.

Yuta şimdi istediğini, istediği zaman yapmakta özgürdü ve onu bu yüzden yargılayacak kimse yoktu. Johnny hariç.

Yuta doğruldu ve havluyu arkasındaki askıya astı.
Yoksa daha fazlası mı vardı? Eğer deniz şortundaki sıcak sertlik herhangi bir gösterge sayılırsa, Johnny daha fazlası olduğunu düşünmek zorundaydı.

Neden şimdi? Johnny neden bunca yılın ardından onu fark etmeye karar vermişti ki?
İkisi yalnız oldukları için Yuta'yla flört mü etmeye çalışıyordu yoksa. Yuta somurttu.

Johnny kapıdan “Bana da biraz sıcak su bırak,” diye seslendi.

Eğer Yuta cesur olsaydı ona bir dahaki sefere banyoda kendisine katılmasını teklif ederdi. Ama teklif etmedi, etmezdi. Onun yerine pamuklu yazlık geceliğini düzeltti ve banyodan çıktı.

“Ben banyodan çıkalı on dakika oldu. Üstümü giyiyordum,” deyip yatak odasına girdi ve banyo kapısını işaret etti. “Banyo tamamen sana ait. İşin bitince küvetteki suyu boşaltmayı unutma."

Johnny sırıtıp, elini hızla uzatarak Yuta'nın yanağını sıktı.
“Bana öyle patronluk taslama." deyip tişörtünü kafasından çıkarıp yere attı.

Yuta ona bakmamaya çalıştı ama başarısız oldu. Deniz şortu düşüktü ve düzgün kalçalarına oturmuştu. Yuta çaresizce onun göbeğinden inen tüyleri gözleriyle aşağı doğru takip etti.

“Eğer gerçeği bilmeseydim senin daha önce hiç yarı çıplak bir erkek görmediğini düşünürdüm ufaklık,”

Yuta “Gördüm!” diye çıkıştı. “Birçok kez.” Tamam, biraz abartmış olabilirdi ama Johhny'nin bunu bilmesine gerek yoktu. “Ama kabul etmen gerek, birçok erkekten daha irisin.”

Johnny “Teşekkür ederim canım. Bir erkeğe ne diyeceğini çok iyi biliyorsun değil mi?” deyip parmagının ucuyla Yuta'nın burnuna dokundu ve Yuta kızarınca güldü.

“O anlamda demedim!"

Yuta

Bu güzellik gerçek mi🥺