Jaehyun gözlerini açtığında tanımadığı duvarlar ve eşyalarla göz göze geldi. Şok içinde hızla soluna döndüğü anda gördüğü manzara gözlerini kamaştırdı.
Kendi gibi çırılçıplak olan Doyoung'a iyice yaklaştı, saçlarını nazikçe okşadı.
"Günaydın"
Doyoung duyduğu derin sesle gözlerini açtı ve gülümsedi.
Jaehyun işe geç kalacağını belirttiği için aperitif bir şeyler yemeye karar verip en kolayından tost yaptılar.
"Görüşürüz"
Ayakkabı çekeceğini yerine asıp Doyoung'dan montunu aldı ve yanağına öpücük kondurdu.
"Dikkatli git."
"Tamam" Hızla merdivenlerden inerken bağırarak söylemişti.
Hastanenin eve yakın olması avantajından faydalanıp yol üstündeki kahve dükkanına uğradı.
"Büyük boy buzlu amerikano lütfen."
Hazırlanmasını beklerken telefonunu karıştırdı. Şaşırılmayacak şekilde yine gündeme oturmuştu.
"Jeong Jaehyun başarılı ameliyatının ardından sevgilisiyle bir gün hatta ateşli bir gece geçirdi"
"Jaehyun'unuz batsın!"diye geçirdi içinden.
"Buyrun beyefendi, kahveniz"
Teşekkür edip dükkandan çıktığında gazetecileri gördü.
"Günaydın arkadaşlar, çok acelem var, müsaade ederseniz..."
"Jaehyun Bey ilişkiniz olduğu doğru mu?"
"Jaehyun Bey hastanede dönen dedikodular varmış haberiniz var mı?"
"Beyefendi sektörden mi Jaehyun Bey"
Soruların ardı arkası kesilmeyecek gibiydi. Jaehyun hiçbirine cevap vermeyip aracına bindi. Sakinliğini korumaya çalışsa da kameralar bu sefer aracını çekiyordu.
Aldırış etmeyip aracı çalıştırdı ve ilerledi.
Hastaneye vardığında girişteki karmaşa dikkatini çekmişti ama acil hasta gelmiştir diye düşündü.
Aracını park edip indi ve en yakın arkadaşı Johnny'i gördü.
"Günaydın Jaehyun."
"Günaydın, ne oluyor orada."
Eliyle ileriyi işaret edip konuştuğunda aldığı cevap onu pek tatmin etmemişti.
"Ne demek ayın doktoru seçildim Johnny? Şimdi basına açıklama yapmam gerekecek. Biliyorsun şu an gündemi."
"Doyoung değil mi? Söyle artık Jaehyun. Bak daha çok bağlanacaksınız. Bilmek hakkı."
"Doğru söylüyorsun da işte..."
İç çekip kalabalığı yararak içeri geçerken alkış sesleri yükseliyordu.
"En iyi cerrah, bizim cerrah! En iyi cerrah bizim cerrah!"
Jaehyun asistanlara gülümseyip içeriye adımını attığında karşısında kocaman fotoğrafını görmeyi beklemiyordu. Kahkahalarla Johnny'e döndü.
"Bu ne oğlum!"
"Ben yaptırdım kanka beğendin mi?"
"Çabuk söktür şunu bu ne böyle sanki Dünya güzeli falan seçildim bir tacım eksik."
Birinin arkadan kafasına bir şey taktığını hissettiğinde elini kafasına attı. Dokunduğu şey taşlı bir taçtan başka bir şey değildi.
"Doyoung!"
"Efendim"
"Sen nereden çıktın?"
"Şurada ki kapı varya oradan geldim"
Giriş kapısını işaret ederek konuştuğunda Johnny "ben sizi yalnız bırakayım" diyerek yanlarından ayrıldı.
"Gel odama çıkalım."
Jaehyun'un odasına geldiklerinde kapıda fazlaca çiçek vardı. Baş hekim şampanya açıp kadehle uzatınca Jaehyun başıyla reddetti.
"Tabii doğru, hastanedeyken alkol almıyordun, siz içer misiniz beyefendi."
Doyoung teklifi geri çevirmeyip kadehi aldı ve tek dikişte bitirdi.
"Götü, başı dağıtma Dodo, başka bir şey istemiyorum senden."
Jaehyun odaya girip beyaz önlüğünü giydiğinde Doyoung onu bir süre süzdü.
"Hmm çok yakıştı. Hatta baya baya yakıştı. Çekicisin."
"Bir kadeh içtin sarhoş olmazsın diye düşünüyorum ve seni burada bırakıp viziteye çıkıyorum."
"Tamam, tamam iyiyim sen git."
Jaehyun odadan çıkınca Doyoung eşyaları karıştırmaya başladı. Kapı çalınca elindeki kutuyu masanın üzerine bırakıp gelen kişiye baktı.
"Jaehyun hoca yok mu?"
"Gelir birazdan."
"Tamam,dosya istemişti benden onu bırakmaya geldim. Siz söylersiniz."
Hemşire elindeki dosyayı bırakıp odadan çıktı. Doyoung merakına yenik düşüp dosyayı karıştırdı.
