Müze

1.1K 25 14
                                    

Nerdeydik biz! Kaybolduk, kapana sıkıştık, umudumuzu yitirirmiştik hiç şansımız kalmadı. Arkadan Derin'in umutsuz çığlıkları geliyordu, pes etmişti aynaların labirentinde kaybolmuştu, bizden yardım istiyordu. Ona yardım edememek canımı yakıyordu, bizde onun kadar çaresiz durumdaydık. Ona yardım için yaklaştıkça kayboluyor, attığımız her adımda daha da çok uzaklaşıyorduk. Asya hala mantıklı bir açıklama arıyordu oysa bu gece olanların hiçbir matığı yoktu. Bu aynalar benim ödümü koparıyordu, aynalar en korkunç anılarımızı tekrar yaşatıyor, en büyük sırlarımızı ortaya çıkarıyor, en karanlık yüzümüzü gösteriyor, içimizdeki katili dışarı çıkarıyordu. En iyisi en baştan anlatıyım.

Ben Sıla Ankara'daki berbat ötesi ortaokul deneyimimden sonra daha iyi eğitim için İstanbul'a taşındım. Burası da ortaokuldan çok farklı sayılmaz farklı insanlar, farklı ortam, aynı olaylar ve ilk zil çaldı. Okul gezisine gidecektik, okul gezilerinden hep nefret etmişimdir. Servise bindiğimde tek boş yer vardı Asya'nın yanı. Asya bizim okulun ineği, ilk birkaç hafta benle yakın olmayı denemiş ben istemeyince o da yanlız kalmıştı. Ondan uzak kalmak için kulaklıklarımı geçirip kitabımı okumaya başladım.

Uzun bir yolculuğun sonunda müzeye varmıştık. Lise olmamıza rağmen herkes ikili olsun ve sıradan ayrılmasın mantığı değişmemişti. Ben ise sosyalleşmekte pek başarılı olmadığımdan yine Asya'ya kalmıştım. Bu müzenin de diğer gittiğimiz müzelerden pek bir farkı yoktu. Birkaç ölü, duvar işlemeleri, eski heykeller yani birkaçı antikadan başka pek birşey olduğu söylenemezdi. Sonunda hoca bizi serbest bırakmıştı, fırsatı değerlendirip biraz kestiriyim dedim. Kalktığımda tüm ışıklar kapatılmıştı.

Geriden gelen bir sese uyandım, ne kadar korksamda merakıma yenik düştüm ve sese yaklaşınca bu zavallı korkmuş ağlamaların Derin'e ağit olduğunu anladım Derin bizim okulun popüler kızıydı, sarı saçlar, yapmacık ve sahte tavırlar ve bir evin duvarını boyayabilecek kadar makyaj. Derin'in diğer popüller kızlardan farkı sevgilisi yoktu, hiç olmamıştı. Ve koskoca müzede tüm geceyi bu korkakla geçirecektim, onla kalmaktansa tüm geceyi yanlız geçrmeyi tercih ederdim . Onu hiç bu kadar zavallı bir durumda görmemiştim. Makyajı akmış, yanakları kızarmış, genelde ezici ve soğuk bakan gözleri yardım ister gibi bakıyor, nefes alışverişi 100 metre öteden bile duyulabiliyordu.

Sanırım iki değil üç kişiymişiz. Asya yine bana yapışmıştı ve ondan yine kurtulamamıştım. Telefonlar müzeden çekmiyordu ve tüm gece bir korkak ve bir sülükleydim. Sonunda sessizliği bozan Asya oldu. " Biz Sıla'yla yiyecek arayalım Derin sende anahtarları ara Derin anahtarları bulursa dışarı çıkarız" dedi. Derin haklı olarak isyan etti "Dört katlı bir müzedeı küçücük bir anahtarı nasıl buluyum, bulsam bile telefonlarımız çekmediği sürece kimi arayıp bizi almasını isteyeceğiz, beraber yiyecek birşeyler bulalım,sonra düşünürüz" dedi

İkisi de sen karar ver der gibi bana baktılar. Son kararları vermekten nefret ederdim herkes iki saat konuşur ama son karar senin ağzından çıkan tek bir cümleye bağlıdır. İsteksiz isteksiz Derin'in haklı olduğuna karar verdim bence Derin'in lider olmasında sorun yoktu sonuçta iki haftada tüm okulun kraliçesi olmuştu bizi mi yönetemeyecekti.

Kafeterya ikinci katta olduğunda yukarı çıktık. Asya yemekleri almaya karar verdi biraz daha hızlı olmazsa açlıktan ölebilirdim elinde üç salamlı sandiviçle geldi. Derin vejeteryandı ama bunlardan birini yemezse tüm gece aç kalacaktı. Birkaç ısırık aldıktan sonra geldiğimden beri çok merak ettiğim için "Siz neden buradakaldınız?" diye sordum.

Derin hemen "Telefonumu kaybetmiştim onu bulana kadar burda kaldım en son tuvalette ararken beni görmemiş olmalılar kapıyı kiliitlediler" dedi yalan söylediği her halinden belliydi ama tekrar sorsam da aynı cevabı verecekti. O yüzden tekrar etmedim. Asya ise "Burada bir bölümdeki mumyayı inceliyordum zamanın nasıl geçtiğini farketmemiş olmalıyım, aslında burada oldukça ilginç mumyalar bulunuyor yüzyıllar öncesinde bu kadar iyi saklamak zor olmalı." dedi ve mumyalarla ilgili birkaç şey daha anlattı. O da yalan söylüyordu, söylediği tüm cümleler ezberlenmiş gibiydi ve hemen konuyu değiştirmeye çalışmıştı.

Bir süre sonra Derin "Dördüncü katı gezmeye ne dersiniz yasak olduğunu söylediler ama kapı kilitli değil" dedi. Gözlerindeki korkak bakış kaybolmuştu. Ama bir gıdım bile uykum kalmamıtı, tüm gün uyuduğumdan olsa gerek. Asya hemen kabul etti bende bugün ikinci kez merakıma yenik düşüp kabul ettim.

Aynalar Yalan SöylemezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin