4. Kat

469 16 8
                                    

Merdivenden çıkarken olabildiğince sessiz olamaya çalışıyorduk. Buna rağmen Derin'in topuk sesleri tüm sessizliği bozuyordu, aslında sessiz olmanın da çok bir mantığı yoktu. Sesimizi duyurmaya çalışsak da kimse duymayacaktı.

Dördüncü kat diğer katlara pek benzemiyordu, abartılı duvar ve tavan süsleri yoktu. Uzun zaman önce terkedilmiş gibiydi karanlık ince bir koridordu odalara ayrılıyordu. Sağdaki ilk odaya girdiğimizde çığlık atmamak için kendimi zor tutmuştum oysa sadece balmumu heykelleri vardı ama dikkatli bakınca hepsi seni izliyor gibi hissettiriyordu. Pek büyük bir oda olduğu söylenemezdi aslında bir müze için oldukça küçük gibiydi.

Bir süre sonra gözüme birşey takıldı tüm heykeller sana bakıyor gibiydi biri hariç, o yerde bir noktayı işaret ediyor gibiydi. Pek uykum yoktu ama biraz uzanmaya karar verdim. Dinlenirken Derin'in kaçtığını farkettim. Yalan söylediğini biliyordum, o buraya yanlışlıkla gelmemişti bir amacı vardı. Onu takip etmeye çalıştım ama bir odaya girince daha fazla devam edemedim ve geri döndüm.

Çok geçmeden Derin bizim olduğumuz odaya gelmişti, galiba benim onu takip ettiğimi anlamamıştı.
"Az önce nerdeydin"
"Tuvalete gidip geldim"
"Yarım saattir mi ?"
"Sen gittiğimi nerden biliyosun"
"Sesini duydum, pek uyku tutmamıştı, tuvalet sol tarafta değil mi?"
"Sen nerden biliyosun?"
"Tüm katların ki solda, bizden ne saklıyosun?"
" Yok bişey, daha fazla konuşmak istemiyorum.
"Peki...!"
Buraya bidaha gelceğim hiç aklıma gelmezdi, ama Derin'in yalanları ve farklı yeri gösteren balmumu heykeli ilgili gerçeği öğrenmek için buraya tekrar gelmeye bi bahane aramalıydım. Bugün olan hiç bişeyi ne Derin'e ne Asya'ya söyleyemezdim. Bugün yine üçüncü kez merakıma yenik düşmüştüm.

Yarın tekrar buraya gelmek için büyük bir yalana ihtiyacım vardı çünkü korkunç bir müzede gece kalma fikrini kimse kolay kolay kabul etmezdi. Onlara ne diyebilirdim ki? Hadi gelin tekrar kalalım belki ölürüz mü? Sonunda aklıma zekice bir fikir gelmişti. Bir mektup yazmalıydım, gizemli olmalıydı, burada kalmayı ikna edecek şekilde.

Kızlar uyumuştu bende mektubu yazmaya başlamıştım. Asya o kadar derin uyumuştuki ne Derin'le konuşmamızı duymuştu, ne de Derin'in gidip geldiğini duymuştu. Onun uyanmayacağından emindim ama Derin'den şüpheliydim. Mektubu yazmıştım ve yarısını yırtmıştım. Böylece mektubun diğer yarısını bulmak için geleceğimizden emin olabilirdim. Kızları uyandırıp bişey bulduğumu söyledim. Ve ilk yarısını onlara gösterdim.
Derin mektubu aldığında oldukça korkmuş görünüyordu, sonuçta mektubu o okuyacaktı liderimiz oydu.

Derin mektubu aldı ve okumaya başladı...

Aynalar Yalan SöylemezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin